Bugünkü yazımın konusu “ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE”… Aslında bu başlık yakında yayınlanacak yeni kitabımın ismi. Başkent Postası’nda 23 Mart 2022 tarihli “ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE” başlıklı yazımda (iki bölümlük yazımın ilk bölümü) ile bir başlangıç yapmıştım! Bugün de “ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE” başlığı altında ikinci bölümünü yayınlayacaktım. Fakat ikinci bölümün anlaşılması için ilk bölümün hatırlanması gerekiyordu. O yüzden “ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE” yazımın ilk bölümünü (yeniden yayınlayarak) başa aldım. Zaten arkasından yeni yazım (bugünkü) ikinci bölüm geliyor.
ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE – 1 –
Dün Osmanlı vardı, Selçuklu vardı!.. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti!.. Tarihte 16 büyük Türk Devleti!.. Ve daha nice irili-ufaklı Türk Devletleri!.. Türkler öyle bir milletti ki!.. Türklerin kurmuş olduğu devletler öyle bir devletlerdi ki!.. Çünkü mayaları sağlamdı!.. Ve mayayı atanlar!.. İşte biz o mayayı atanlara ONLAR diyoruz!.. Onların kökleri Türkistan’a uzanır!.. Her şey Türklerin İslâm’la şereflenmesi ile başlar!.. Türklerin devletçilik anlayışları, gelenekleri, töreleri!.. Türkler millet olarak kavmiyetçi değildi ama (o güzel buyruk doğrultusunda) kavimlerini severlerdi. Türkler savaşçı bir milletti ama Hak uğruna Adalet Uğruna Yüce DAVALARI uğruna!..
Türklerin DEVLETÇİLİK anlayışının temelleri binlerce yıl önce atılmıştır! Fakat KEMALE Hoca Ahmet Yesevi ile ERMİŞTİR! Türklerin DEVLETÇİLİK anlayışının kök atıp dal-budak salması, çiçek çiçek açması! Mansur Ata, Harzemli Said Ata, Süleyman Ata, Abdülmelik Ata, Tac Hace, Uzun Hasan Ata, Seyyid Ata Sadr Ata, Bedr Ata… Evliya Çelebi’yi okumak gerek… Zaten kendisi de Ahmet Yesevi soyundan… Ünlü Seyahatnamesi buram buram Anadolu Türklüğü kokar… Rumeli’nin Fethi ve Sarı Saltuk, Demir Baba, Pir Baba, Akyazılı Baba, Baba Sultan, Geyikli Baba, Abdul Musa, Horos Dede, Emir Çin Osman, Gajgaj Dede, Şeyh Nusret ve Hacı Bektaş-ı Veli… Yani, Rumeli, Deliorman, Varna-Batova, Filibe, Konya, Bursa, İstanbul, Bozok, Tokat, Zileli, Nevşehir… Buram buram Anadolu… Pir-i Dervişler Türklüğün ve İslâm’ın öncüleri… Ve İslâm’ın Anadolu’ya yayılışı…
Türkistan’da yanan OCAK, “Azerbaycan ve Anadolu’ya sıçrayacak!” demişlerdi… Ve sıçradı da: İşte bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Azerbaycan!.. Erdoğan ve Aliyev… İki kardeş Türk ve Müslüman ÜLKE… İki DEVLET tek MİLLET… Bugün Türkiye’nin öncülüğü ve liderliğinde TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI! Ve Türkleri bugünlere taşıyan MANEVİ GÜÇ!.. Keşmir, Kabil, İstanbul, Temeşvar ve Hicaz!.. Nakşibendiye ve Bektaşiliğin de temeli! Ki Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-I Veli, Sadrettin Konevi, Şeyh Edebali, Şeyh Burhaneddin, Somuncu Baba, Şaban-ı Veli, Semerkandi Hazretleri… Ve daha yakın tarihimizde Hadimi Hazretleri… Çok yakın tarihimizde de Ladikli Hacı Ahmet Efendi, Hacı Veyiszade Mustafa Efendi… Ve tanışmakla müşerref olduğum duasını aldığım Fettah Dayı, Bekir Sıtkı Efendi, Beyaz Hoca… İşte böylesi kutlu, şerefli, mübarek bir YOLU izleyenler!.. Erenler, Evliyalar, Allah(cc) Dostları… Günümüzde yaşayan GÖLGELERİ!.. Kefenliler, Aksaçlılar ve AKSAKALLILAR!.. Onların da ancak bir elin parmakları kadarı ile ancak müşerref olabildim!.. Ben onlara hep BİZ dedim! Ama bu yazımda ONLAR(!..) diyeceğim…
İslâm ile şereflenen Türklerin akın akın İslâm’ı yaymaları ve Anadolu’ya gelip kök salmaları ile başladı. Fakat Anadolu’da İslâm öncesi de TÜRKLER vardı!.. ONLAR zaman içinde biraz Arap, biraz Fars etkisi ile unutuldu ve unutturuldu! Mezhepçilik, hurafeler ve aşırı radikal İslamcılık! Tarikatların sulandırılması, yabancı istihbarat ajanları, ahlaki ve kültürel dejenerasyon!..
Oysaki ONLAR Arap’ı da Acem’i kapsıyordu! Selçuklu, Osmanlı’da şekerin suda eridiği gibi erimişlerdi halkın içinde! ONLAR, Sultanlara, Padişahlara, Liderlere GÜNEŞ olmuşlardı. Devlet erkanına AY, Halk’a gökteki YILDIZ(lar gibi) olmuşlardı! Güneş gibi, Ay gibi, Yıldızlar gibi aydınlattılar arkalarını, önlerini ve GELECEĞİ!.. ONLARIN tek derdi vardı o da Devlet’in ve Milleti’n BEKASI!.. 16 Türk Devleti’nin kuruluşunda MAYA çaldılar! Cihana NAM saldılar! ONLAR Türk’tü… İslâm’ın SANCAĞINI yüzlerce yıl elden-ele GÜNÜMÜZE taşıdılar! ONLAR Yüce DAVA uğruna (Nizam-ı Alem-i /İlây-ı Kelimetullah) uğruna bu SANCAĞI hiç elden bırakmadılar ki ta günümüze kadar! İslâm’ın şanını yüceltmek için maldan, şandan, candan geçtiler! ONLARIN isimleri yoktu! Meçhul Kahramanlardı! ONLAR her an her yerde idiler! Millete IŞIK olmak için MUM gibi, Halka tat vermek için ŞEKER gibi ERİDİLER! ONLAR çok ŞEHİT verdiler! Her bir GİDEN gökte YILDIZ oldu! Unutmadılar Anadolu’yu! Halâ geceleri pırıl pırıl parlıyorlar!.. Üç dönemde yeryüzünde (Anadolu’da) göründüler! Fakat emperyalist küresel güçler hazmedemediler, sindiremediler ve iki dönemde ONLARIN ONAYI ile gelen iki YİĞİT insanı yediler! Birini astılar! Birini zehirlediler! Son dönemdekini yemek istediler ama yiyemediler. Fakat ölmesi için akla-hayale gelmedik her yolu denediler! Ama başaramadılar! O birisi sağ ve hala yaşıyor! Hala öldürmek istiyorlar, hala indirmek istiyorlar, hala yok etmek istiyorlar! Ama bu sefer O’na ONLAR sahip çıktı! Hem içerden hem dışardan gelebilecek her türlü tehlikeye zahiri ve batıni yönden SİPER oldular! Tabi ki Allah(cc)’ın yardımı ile… İçerdeki ve dışardaki düşmanların tüm TUZAKLARINA karşı Allah(cc)’ın da bir TUZAĞI vardı! İşte tüm düşmanların ve hainlerin tuzakları Allah(cc)’ın yardımı ile bozuldu. ONLAR olmasaydı ne o vardı ne de iktidarı/gücü! O’nun başa gelmesinde ve bugünlere gelmesinin perde arkasında hep ONLAR vardı! O’nun hatalarına, yanlışlarına, gafletine ve dalaletine RAĞMEN hep destek verdiler O’na! Hala da DESTEK veriyorlar! Derinlerde önünü kapatmak istediler ama ONLAR kapattırmadı! ONLAR açtı önünü! Yolunu tıkamak istediler ama ONLAR tıkattırmadı! ONLAR, O’nun ve gücünün bütün hatalarına, yanlışlarına, gaflet ve dalaletine rağmen samimiyetine, sadakatine ve inancına güvendiler için hep ARKASINDA oldular! Ve ONLAR, O’nu ve gücünü yıllarca uyardılar! Fakat bu UYARILAR dinlenmedi! Dikkate alınmadı! O yüzden O’nun başına onca felaket geldi! O uyandı! O gerçeği gördü! O zırhını kuşandı! O artık ONLAR’a inanıyor, ONLARI dinliyor! Ve ONLAR’ın duasını alıyor! Fakat yine de O’nun etrafı/çevresi hala yılanlarla, çıyanlarla, böceklerle örümcek ağı gibi çevrili! Bu durumun KENDİSİ de çok iyi farkında! Artık O gerçeği biliyor! O yüzden KORKMUYOR! Elbet öyle bir gün gelecek ki yılanlar, çıyanlar dağılacak ve örümcek ağları dağılacak! Yoluna döşenen mayınlar imha edilecek. Kurulan tuzaklar bozulacak! O şimdi ONLAR’ın uyarılarına kulak veriyor! ONLARI dinliyor!
ONLAR, devleti ve milleti 100 yıllık gafletten uyandırdılar! ONLAR bir DİRİLİŞ, bir UYANIŞ başlattılar! Emperyalist güçlerin Türkiye’yi parçalama ve yok etme planına karşı 2023, 2053 ve 2071 Planı/Projesi hazırlanmıştı. 2023 Projesi 20 yıl içinde yüzde 90 başarıya ulaştı! Sadece yüzde 10 kaldı! Yüzde 10 da şu 2023 öncesi (bir yıl içinde) gerçekleşecek! Şayet 2023 yılına kadar Türkiye bu MUHTEŞEM Projeyi gerçekleştirirse artık Türkiye’yi kimse tutamaz. Fakat asıl TEHLİKE şu bir yıl İÇİNDE!
Zaten 40 yıldır PKK ve FETÖ belası ile uğraşıyordu Türkiye. 1980 öncesi sağ, sol, İslamcı vs. diyerek milleti bölmeye çalıştılar. Plan tutmadı! 1980 sonra BATI Kontrgerilla uzantılı sözde Derin Devlet (ki sahtesi) ile Mafya, Terör Örgütleri (PKK ve FETÖ) gibi vs. birçok sivil toplum örgütü, illegal oluşumlar vs. DAYANIŞMA içinde fail-i meçhuller… 1990 sonrası da ekonomik ve siyasi krizler… Ve 2000 sonrası da 28 Şubat, Ergenekon, Kaset ve Ses Kayıt Kumpasları, 17/25 Aralık Yargı/Polis Darbesi ve 15 Temmuz Askeri Darbe Teşebbüsü… İşte bütün bunların arkasında FETÖ çıktı… Böylesi SİNSİ bir örgüt… Peki, başardılar mı? Hayır!.. Niçin başaramadılar?! Çünkü MİLLET, DEVLETİ İLE BÜTÜNLEŞMİŞTİ! Çünkü böylesi bir BÜTÜNLÜĞÜN arkasında da ONLAR vardı! Ve Allah(cc)’ın yardımı ve DUALAR… Gerçek Devlet’in sahipleri DİK durmuştu! Millet DİK durmuştu… ONLAR zaten yüzyıllardır DİK oldukları gibi yine DİK durmuşlardı!.. Onlar HAK yolunda BATIL’a karşı savaş açan erenlerdi!..
Müneccim değilim, Kahin değilim ama ben bu yazımda (hislerim, tahminlerim ve inancımın ışığında) İDDİA ediyorum ki 2023 yılı Türkiye’nin TAM BAĞIMSIZLIĞINA KAVUŞTUĞU YIL OLACAK. Ve yine İDDİA ediyorum ki 2053 yılı Türkiye’nin Ortadoğu’ya, Orta Asya’ya, Balkanlara, Afrika’ya HÜKMETTİĞİ yıl olacak! Ben yine iddia ediyorum ki 2071 yılı Türkiye (ekonomi, askeri, teknoloji) dünyanın en büyük GÜCÜ olacak! Ve 2123 yılında da TÜRKİYE (Kİ TÜRKLER) BÜTÜN DÜNYAYA HAKİM OLACAK!
ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE -2 –
Türkiye’nin bağımsız bir dış politika izleyerek tek başına hareket etmeye başlaması, NATO üyesi olmasına rağmen önceliği kendi çıkarlarına vermesi, Rusya ile ilişkilerinde yaptırımları dikkate almaması ABD ve AB ülkelerini olağanüstü rahatsız etmeye başlamıştır.
Türkiye’nin Rusya ile yapmış olduğu nükleer santral kurma çalışmaları, Rus şirketlerine ve yatırımcılarını kapısını açması, ne kadar NATO üyesi bir ülke olsa da Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılması, BM’nin yeniden yapılandırılması çağrısında bulunması, sürekli olarak ‘dünya beşten büyüktür’ sözünü hatırlatması Türkiye’nin BATI’ya kafa tuttuğunun göstergeleri olsa gerek! Bu bir tahmin değil BATI’nın apaçık itirafıdır.
BATI, Türkiye’yi böyle görüyor. Rusya-Ukrayna Savaşı sürecinde barışçıl girişimleri BATI tarafından ne kadar övülse de, tahıl krizi ve esir takası konusundaki çabalarından dolayı ne kadar takdir edilse de BATI’nın gözünde Türkiye kendi doktrinini oluşturmaya çalışan bir ülkedir! Onlara göre Türkiye’nin sicili bozulmuştur! Türkiye artık sabıkalıdır!.. Fakat bütün bunlara rağmen Türkiye’yi kaybetmemek gerekiyor!
Daha düne kadar bir dediklerini iki etmeyen, dur denildiğinde duran yürü denildiğinde yürüyen, şişşşt dedikleri zaman el-pençe olan, haaa denildiği zaman diz çöküp boyun eğen, diklendiği zaman kamçılanan, sızlandığı zaman sırtı okşanan, ağladığı zaman emziği ağzına verilen, mızmızlandığında kulağı çekilen bir ülke gitmiş yerine şımarık, söz dinlemeyen ve kendilerine kafa tutan bir ülke gelmiş!.. BATI’nın Türkiye’ye olan bütün öfkesi bu yüzdendir.
Tarihte 16 büyük devlet kurmuş, yüzyıllarca cihana hükmetmiş bir milletin ve parçaladıkları Osmanlı’nın külleri arasından yeniden doğmuş bir devletin asla ve asla köleliği kabul etmeyeceğini maalesef unutmuş olsalar gerek!.. BATI’nın unuttuğu bir şey daha vardı: TÜRKLER!.. Yani, çılgın Türkler ve Çılgın Türkiye…
Dünyanın şu anda içinde bulunduğu siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbarı ve toplumsal yerini/konumunu ve dünyayı yöneten, yönlendiren, organize eden küresel organizasyonun başındaki derin güçleri ve projelerini çok iyi anlayabilmek için ÇILDIRMAK gerekiyormuş.
Emperyalist küresel güçlerin Türkiye üzerindeki baskılarını, tehditlerini ve yaptırımlarını durdurmak için her yol denenmişti. Türkiye’ye saldıran emperyalist güçlerin taşeronu/maşası olan PKK, FETÖ ve diğer terör örgütlerini de etkisiz hale getirmek için her türlü çözüm yoluna başvurulmuştu. Fakat bir sonuç alınamamıştı. Bir tek yol kalmıştı o da ÇILDIRMAK!..
Emperyalist küresel güçlerin Türkiye üzerindeki amacını anlayabilmek için meğer ÇILGIN TÜRKİYE olmak gerekiyormuş. Türkiye’ye yönelik tüm iç ve dış baskılara, tehditlere, tuzaklara, oyunlara, kumpaslara gelmemekle birlikte aynı zamanda korkmamak, yılmamak, ölümüne mücadele etmek için ÇILGIN TÜRKİYE olmaktan başka da bir yol kalmamıştı.
Derin Dünya Devleti’nin dünyadaki bütün ülkelerde uzantısı ve şubesi (daha doğrusu maşası/taşeronu) vardı! Türkiye’deki uzantısı, şubesi, maşası/taşeronu bir dönem Kontrgerilla uzantılı sözde ‘Derin Devlet’ olduğunu hepimiz biliyoruz. Sözkonusu bu ‘Derin Devlet’ deşifre olunca bertaraf ettiler! Bu sefer yerine FETÖ’yü getirmek istediler! Ama başaramadılar. 17-25 Aralık Yargı-Polis Darbe Teşebbüsleri ve sonrada 15 Temmuz Darbe Girişimi… Yine başaramadılar. Fakat pes etmediler…
Ve yıl 2022… Sözde müttefikimiz ABD’nin Türkiye’ye yönelik baskı, tehdit, yaptırım vs. gibi eylemlerine ne diyeceğiz?! Bir yanda Türkiye’ye karşı Yunanistan’ı kışkırtırken diğer yanda sınırlarımızın güvenliği amacıyla Suriye’de 30 kilometre derinliğe inerek ‘güvenli bölge’ oluşturma için yapılacak olan son operasyonu engellemeye yönelik PKK/YPG terör örgütüne her türlü desteği vermekten çekinmiyordu!..
ABD ve bazı AB ülkeleri Türkiye’yi abluka altına almak için siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbarı vs. tüm varlığını etkisiz hale getirmek için akla-hayale gelmedik her türlü yola başvuruyorlardı. Artık Türkiye’nin de sabrı kalmamıştı. Bıçak kemiğe dayanmıştı. Ve sonunda TÜRKİYE ÇILDIRDI…
Çünkü Türkiye’yi son 20 yıldır çılgın bir siyasi parti yönetiyordu. Çünkü bu çılgın siyasi partinin başında çılgın bir lider vardı. AK Parti ve şu andaki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan GERÇEĞİ emperyalist küresel güçleri korkutmuştu. Daha doğrusu Türkiye’nin o eski TÜRKİYE olmadığını çok iyi anlamışlardı.
Türkiye’nin üç ayrı ÇILGIN PORJESİ vardı: 2023, 2053, 2071… Türkiye 20 yıl içinde bütün engellemelere rağmen 2023 Projesi’ni başarıyla gerçekleştirmişti. 2023’e bir yıl kalmıştı. İnşallah bu bir yıl içinde 2023 Projesi tamamlanmış olur. Ya 2023 sonrası… Sırada 2053 ve 2071 Projeleri vardı. Emperyalist güçlerin asıl korkusu işte bu projelerdi.
BİZ son 20 yıl içinde AK Parti iktidarını ve şu andaki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı UYARMAK için bazen çok ağır bir şekilde eleştirerek yanlışlarına YANLIŞ dedik. Bazen de hak ettiği şekilde doğrularına DOĞRU diyerek destek verip TAKDİR ettik. AK Parti ve R. Tayyip Erdoğan hakkında bazen biz de yanıldık. Yanlışlarımızı gördüğümüz zaman hemen düzeltip doğrularını yazdık. Ve zaman içinde AK Parti misyonunda ve R. Tayyip Erdoğan’nın ruh yapısında olağanüstü bir ÇILGINLIĞIN olduğunu farkettik. İşte Türkiye’yi bu günlere getiren bu ÇILGINLIKTI!..
Emperyalist küresel güçlerin maskesini düşürmek için onların anladığı dilden konuşmak ve anladığı yöntemle cevap vermek için çıldırmaktan başka da bir yol kalmamıştı! O yüzden AK Parti ve R. Tayyip Erdoğan sayesinde Türkiye çıldırmıştı.
Türkiye son 20 yıldır çılgınca projeler hazırlıyor, çılgınca adımlar atıyor ve çılgınca yoluna devam ediyordu. Yıllarca Türkiye’nin emdiği sütü burnundan getiren, yıllarca Türkiye’ye ecel terleri döktüren, yıllarca Türkiye’yi kul-köle yapmak isteyen emperyalist küresel güçlerin oyununu ÇILGIN TÜRKİYE bozmuştu.
BİZ, Başkent Postası’nda 23 Mart 2022 tarihli yazımızda “ÇILGIN TÜRKLER ve ÇILGIN TÜRKİYE” demiştik. Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta TÜRKİYE YÜZYILI konuşmasında boşuna demedi “ÇILGIN TÜRKLER” diye!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı konuşmasında 20 yıllık iktidarları boyunca yapılan yüzlerce esere vurgu yaparak ismini vermeden –bir sultanımızın sözü- diyerek (Ebu Sâid Muhammed Hâdimi) meşhur “Kâmil odur ki koya her yerde bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser” sözünü hatırlatması boşuna değildi! Geçtiğimiz yıllar içinde yayınladığım Hâdimi Hazretlerinin hayatını anlatan “BİR BAŞKADIR KIRMIZI GÜLÜN AŞKI (Ebu Sâid Muhammed Hâdimi” romanımın arka kapağında bu söze yer vermiştim. Demek ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aramızda görünmeyen bir gönül bağı varmış!.. Amaç/Dava BİR olunca kalpler BİR diller BİR oluyormuş!..
YORUMLAR