Einstein’ın meşhur sözü malûm: “3. Cihan Harbi çıkar mı?” diye sormuşlar, cevaben “umarım çıkmaz. Lâkin çıkarsa 4’üncüsü taş ve sopalarla yapılır artık…” meâlinde konuşmuş.
Yàni “3. Cihan Harbi, nükleer silahların kullanılacağı bir savaş olur ve dördüncüsünü artık barutun icadından önceki mızrak, ok, mancınık gibi ilkel silahlarla yaparlar” demek istemiş.
Haklı ve doğru bir tesbit. Nükleer silahların nasıl bir tahribata sebebiyet verdiği, Japonya’nın ünlü Hiroşima ve Nagazaki şehirleriyle sabit.. Zalim ABD’nin nükleer bombalarıyla yüzbinlerce insàn anında telef olmuş ve taş taş üstünde kalmamıştı.
Pekâlâ üçüncü cihan harbi çıkmış fakat nükleer silahlar kullanılmıyorsa? Acaba Einstein böylesi bir suale ne derdi? Bence o dahi insàn bile şaşkın şaşkın bakakalırdı. Zira günümüz dünyası, Şeytan’ın dilinin tutulduğu acaibliklere sahne.
Bir taraf devasa gücüyle ufacık bir karaya çullanmış, mâsumlar, sivil halk, hastahane, okul demiyor vuruyor, öbür taraf zavallı bir refleksle kendini savunmaya çalışıyor. Kayıplar kokunç…
Gelelim izleyicilere…
Kadim Roma’nın arenaları malûm. Gladyatörler dövüştürülür, galib gelenin mağlup olanı öldürmesi istenir, eğer adamcağız o esir arkadaşını birilerinin zevki için öldürmeyi reddederse (nadir de olsa böyle olabiliyormuş) bu kez arenaya çıkan kapaklar açılır ve ikisi birden aç bırakılmış arslanlara parçalattırılırmış.
Vahşi Batı budur. Belgeleriyle sabittir, inkârı mümkün değildir bu rezil tarih sayfalarının. Zaten çok yakın tarihte yaptıkları da pek farklı şeyler midir ki, inkâra kalksınlar? Irak’ta yüzbinlerce insànı katletmediler mi?
İnsanlık «cinsel işkence» ile bile tanıştı ABD askerleri sayesinde. Anadan üryan soyulmuş başlarına torbalar geçirilmiş Irak’lı esirler üst üste yığılmış, fahişe ABD kadın askerî onların cinsel uzuvlarıyla oynuyor, kesiyor vs...
Viyetnam ve sonucu Kamboçya’ya kadar da gidin. Kızıl Kremer liderleri Khieu Samphan ve Nuon Chea’nın soykırım çapındaki katliâmlarına…
Hâkezâ Afganistan cinayetleri. Hem Rusya’nın hem ABD’nin sabıkası hayli kabarık orada da. Hülasa, kâinatın en rezil zulümlerinde yarıştı bu iki süper kahrolası güç!
Elbette Ukrayna için üzülüyoruz. Elbette yeryüzünde hiçbir mâsumun kılına halel gelsin istemiyoruz. Fakat muhterem cumhurbaşkanımızın sözünü basite aldı, şimdi ceremesini çekiyor dünya. Neydi o söz?
O müthiş tesbitin ifadesi “Dünya Beş’ten büyüktür” idi.
Benim gibi uzun uzadıya tarihte (bu keferelerce işlenmiş) büyük suçları, şenî zulümleri tek tek hatırlatmadı Erdoğan. Fakat o özlü sözünde mündemiçti hepsi.
O şenî zulümlerin idrâkinde olmasaydı, gelene ağam gidene paşam demiş olsaydı bu sözü söyler miydi? O insànlık dışı, ahlâk dışı cinayetleri ve savaş görünümlü soykırımları müdrik mücahid bir ruh lazımdı böylesi bir kelâm için.
Tüm dünya izlerken “One minute, one minute…” diyebilmek de böylesi bir iradeydi, şerefli bir diklenişti hâkezâ.
Muhterem CB Erdoğan’a min gayr’i haddin bir tavsiyem de var: Merhum Erbakan ve müteveffa Ecevit kadar yaşlanmadan, elden ayaktan düşüp idrar torbası ile dolaşmadan, izzet-i ikbal ile çekilmelisiniz.
Allah (c.c) zátıâlilerine hayırlı, uzun ömürler ihsan eylesin. Ele güne konu olmadan yerinize birini yetiştirip siyaseti vaktinde bırakmalısınız. Tá ki, hayatta iken danışılan, her daim hürmetle anılan olun… 22.03.2022
YORUMLAR