“Vakit nakittir” sözünü kıçından anladılar.
Türkiye’de 6. yılına giren ve dünyada çok fazla örneği bulunmayan kalıcı yaz saati uygulaması tartışmalara neden olmaya devam ediyor. Devlet yetkilileri bu uygulama sayesinde tasarruf edildiğini savunsa da uzmanlar tasarrufun olmadığı, bu uygulamanın enerji şirketlerine yaradığı görüşünde.
Fakat biz maddî yarar yahut zararı yalnızca enerji parası olarak düşünmeyelim. Mesele o kadar basit değil çünkü.
Vatandaş karanlıkta işe gidiyor, okullar karanlık çöktüğü halde devam ediyorsa bu rahatsızlık verici durumun behemahal giderilmesi gerekir.
Kuzey yarım küredeki çoğu ülke Ekim Ayı sonunda yaz saatini terk edip saatlerini bir saat geriye alırken Türkiye 2016 yılından bu yana aynı saat diliminde kalmaya devam etti. Bu uygulama ile Türkiye, daha önce dahil olduğu GMT+2 dilimi tamamen terk etti ve tüm sene boyunca GMT+3 (yaz saati) dilimi kullanıyor.
Uygulamayı savunanların başka bir derdi de var, ben biliyorum. Ama artık bunu seslendirmek gerek…
Bu uygulama ile Cuma günleri namaza gidemeyenlere gûya yol açılıyor. Oysa bu zan tamamiyle saçmadır. Müslüman bir ülkede Cuma namazı nasıl mesele olabilir ki? Tàbi biz lâikiz değil mi? Yahu gerçek lâik olsak bile bu ayarlanamayacak şey değil.
Madem ki azınlık olmalarına rağmen ülkemizdeki Hristiyan ve Yahudilerin ibadet günleri için Pazar ve Cumartesi günü tatil ilân edilmiştir, ülke çoğunluğunu teşkil eden Müslümanlar için de Cuma günü tatil edilebilir.
Madem ki ülkemizde coğunluk yàni dominant unsur Müslüman halktır o hâlde onların rahatça Cuma namazlarını kılabilmeleri için Cuma günleri bütün Türkiye göz önüne alınarak geniş bir tatil zamanı verilebilir bu da ikinci alternatif çözümdür.
Meselâ Cuma günleri saat 11:00 ile saat 15:00 arası tatil olur. Buna karşılık Cuma günleri mesai saatlerinde bir ya da iki saat (bir saati sabah erkene alınarak, bir saati akşam geç çıkılarak) oynama ile bu iş biter.
İş bu kadar basit iken bu kadar kaypaklığın âlemi ne?
Bu ülkede “çoğunluğumuz Müslüman” demek bile hatalı.
Kahir ekseriyetimiz Müslüman çünkü. Bir yanda yüzde birlik ikilik kesim öte yanda yüzde 98’lik bir çoğunluk…
Lâikçiler merhum Kadir Mısıroğlu’na kızıyorlardı. Hálâ da ölüsüne küfrederler. Neymiş merhum “Yunan işgal etseydi bunu yapmazdı” demiş. Yalan mı ha yalan mı?
Yunan işgal etmiş olsaydı bu zulmü reva görür müydü acaba? Vallahi bendeniz merhum kadar iddialı konuşamam ama bir Yunanlının bir lâikçiden daha insaflı olacağına dair kuvvetli bir kanaate sahibim.
O yüzden aksini iddia edebilirler diye, önce muhalefete de seslenmek istiyorum:
“Hayır biz lâik kesim olarak Müslümanların tam bir ibadet hürriyeti olsun istiyoruz” diyorsanız işte size bir büyük fırsat. Bunu yapın Müslümanlar toptan saf değiştirip sizi desteklesin…
“Biz anamuhalefet partisi ve ittifak ettiğimiz partiler, Cuma gününün tatil olmasını veya Cuma saati tatili verilmesini teklif ediyoruz” deyin ilk taraf değiştirecek kişi ben olayım.
Diyemeyeceğinize bahse girerim.
Sayın CB Erdoğan’a da seslenmek istiyorum:
Zátıâlilerinin sağlam bir Müslüman olduğunuzu bilenlerdenim. Elimden geldiği, takatim yettiğince sizi destekliyorum da. Lâkin Allah aşkına siz de bu CUMA MESELESİ dahil benzeri tüm sıkıntılarımıza artık iyi bir çıkış yaparak çözüm getiriniz.
Sizi daha fazla sevecektir halk. İnanın bu meseleleri çözerseniz iktidara bu kez yüzde 70’lerde oy alarak gelirsiniz 2023 seçimlerinde.
Haydi bismillah ya Allah… 05.11.2021
YORUMLAR