Beş Kavram

Bu platformda yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüşlerini yansıtır. www.baskentpostasi.com, bu içeriklerden sorumlu tutulamaz.

Ara 27, 2025 - 12:27
Beş Kavram

                                         BEŞ KAVRAM

Türk Dil Kurumu (TDK), '2025 Yılının Kelimesi/Kavramı'nı belirlemek için 5 kelime/kavramı halkın oylamasına açtı.

Bu kelime/kavramlar dijital vicdanvicdani körlükçorak, eylemsiz merhamet ve tek tipleşme' oldu.

Bakıldığında seçilen kavramların her biri günümüz dünyasını özetler nitelikte. Bir kelime/kavram bir makale kadar çok şey anlatıyor.

Dijital vicdan;

Dijitalleşme hayatın her alanında artık var. Bu yadsınamaz bir gerçek. Nimetleri olduğu kadar her şey gibi kontrolsüz ve vicdansız kullanıldığında kötülüğü güçlendirir. Şayet vicdanla kullanılırsa artarak iyilik üretir.

Vicdan doğru ile yanlışı ayırt etme noktasındaki insanın içinden gelen ahlaki sestir. Empati yapabilmek bu ahlaki sese yön verir.

Vicdanı körelmemiş bir kalpte doğrular iç ısıtır huzur verir. Yanlışlar içten içe huzursuzluk verir.

Vicdana sorulacak soru bu yaptığım doğru mu?

Bilginin elektronik olarak hızlı bir şekilde işlendiği günümüzde bilgisayar, telefon, tablet üzerinden yapılan paylaşımların ve uygulamaların kullanıcı ve üreticilere etik ve ahlak çerçevesinde sorumluluk getirmektedir. Dijital vicdan kavramı bu sorumluluğu çok iyi özetlemektedir.

Dijital ortamda paylaşım yorum ve beğenilerin mutlaka bir insana etki ettiğini  unutmamalıdır. Doğru ve yanlış ayırt edilmelidir. Yanlış içerik ve bilgilerin yayılımına sebep olmamalıdır.

Allah resulü "Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter! Diye buyurmuştur. Günümüzde dijital mesafenin verdiği cesaretle her duyulan ve görüleni düşüncesizce yaymak için sosyal medya sınırsız  alan açmıştır.

Bu alanda bireylerin kişisel bilgileri, düşünceleri, duyguları, bedenleri, özel yaşamları izinsiz bir şekilde ihlal edilmekte uygunsuz ve kötü amaçlar için kullanılmaktadır. Kimi zaman da kendi mahremiyetlerini  ihlal eden içeriklerde üretilmektedir.

Oysa mahremiyet, insan onurunu koruyan gizlilik hakkıdır.

Bir diğer kavram vicdani körlük. Yine günümüzde sessizce insanı ele geçiren bir durum. Olumsuzlukların ve acıların sadece içerikten ibaretmiş gibi hızlı ve yoğun akışı, düşünmeyi engellemektedir. Bir sonraki video bir önceki acıyı gölgelendirerek  hissizleşmeye sebep olmaktadır. Aynı olayı çokça duymak o ve benzeri olaylara karşı duyarsızlaşmak   bir körlük halidir.

Vicdani körlükte İnsanlar gerçekleri görür ama görmemiş olmayı tercih eden bir inkar hali yaşar. Çünkü yanlışı görmek tavır belirlemek ister. Bedel ödemek ister. Cesaret ister. Vicdani körlükte bireyler susar, toplumlar alışır kötülük cesaret bulur.

Gelelim seçilen diğer kelimeye “Çorak”.

Sözlük anlamı verimsiz toprak, tarıma elverişsiz, ürün yetişmeyen kurak, susuz, yağışın az bitki örtüsünün zayıf olduğu toprak ve bölge için kullanılan bir kelime.

Küresel ısınmanın etkileri azalan yağışlar ve su kaynaklarındaki azalmalar,  iklim değişikliğini işaret etse de mecazi anlamda da çok şeyi ifade etmektedir.

Çoraklık sadece toprağa özgü değildir. Vicdanların sustuğu toplumlarda insanlar evler mekanlar şehirler çoraklaşır. Güvenin, merhametin, samimiyetin, paylaşımın muhabbetin çoraklaşması düşünülebilir. Her şeyin varlığı ve çokluğunda hiçbir şeyin hiç kimsenin yokluğu.

İnsanı yeşerten gökdelenler değil bir selam bir anlayış bir omuz verme güvenle sırtını dönebilmektir.

Eylemsiz merhamet yine günümüzün de iyi niyetli bir temenni den öteye gidemeyen “Üzülüyorum ama elimden bir şey gelmiyor” durumudur. Merhametin yoksunluğu değil üzüldüğün şey için hiçbir şey yapmamaktır.

Kendi duygularınla başkalarının duygularını anlamak empati gerektirir. Sadece empati yapmak sadece farkında olmaktır. Farkında olduktan sonra telafi etmek düzeltmek için uygun plan gerekir. Son aşamada ise eylem gerekir. Eylemsiz empati eylemsiz merhamet hiçbir probleme çözüm üretmez.

Merhamet ettiğin konu kişi neyse o konuda adım atmak ben ne yapabilirim? Demek gerçek bir merhamettir. Nefsi zorlar çünkü eylem gerektirir. Konfor alanından çıkmak mücadele etmek kimi zaman destek görememek yalnız kalmak gibi riski vardır.

Merhametli bir kalp her zaman daha iyi olmakla beraber eylemsizlik masum değildir.

Tek tipleşme kavramı yine küreselleşen dünyada sosyal ağlarla mesafeleri kısalttı. İletişimin hızıyla bilgiye ulaşmak kolaylaştı. Kültürler birbirini tanıdı. Egemen olan kültürler yayıldı. Zayıf olanlar uyum sağladı. Yerel değerler güncel bulunmadı. Geri kalmışlık şeklinde değerlendirildi.

Sanatta ve edebiyatta özgün olmak nasıl değerliyse insanların doğal farklılıkları da bir zenginlik. Tek tipleşme insanı ve dolayısıyla toplumu sınırlar. Aynı düşünceler empoze  edilir. Yanlışlar tartışılamaz olur.

Aynı kabuller aynı markalar aynı müzikler aynı ritüeller hatta aynı kahveler benzer fiziksel görünüm benzer yüz hatları…..

Tektipleşme kültürel etkileşimin bir sonucudur. Medya bu anlamda toplumları yöneterek bir nevi zorbalamaktadır.

Yoğun etkileşime maruz kalan öz değer bilincini koruyamayan bireyler, dışlanacağı zorbalanacağı düşüncesiyle uyum sağlamayı daha güvenli bulur.

Elbette tek tipleşme tüm çeldiricilere rağmen  olağan  akışın sonucu  değil, bir tercihtir.

Değerli olan herkes gibi olmak değil kendin olabilmektir.

 

Selam ve saygılarımla.