Anayasal Çerçevede Özgürlük, Güvenlik ve Ekonomi

Bu platformda yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüşlerini yansıtır. www.baskentpostasi.com, bu içeriklerden sorumlu tutulamaz.

Nis 30, 2025 - 21:44
Anayasal Çerçevede Özgürlük, Güvenlik ve Ekonomi

Anayasanın 12. ve 13 maddelerine göre hiçbir özgürlük sınırsız değildir. Bireylerin hak ve özgürlükleri, başkalarının hakkının başladığı yerde  sona erer…Tam da bu nedenle, anayasal düzen içinde özgürlük ile güvenlik arasında hassas bir denge kurulması gerekir.

 

Devlet nedir, kimi kapsar ?

Devlet yalnızca iktidardan ibaret değildir. Anayasa, hukuk ve kamu kurumlarıyla tüm vatandaşları – iktidarı, muhalefeti, sivil toplumu ve bireyi - kapsayan kurumsal bir yapıdır. Bu yapının devamı, hukukun üstünlüğü ve toplumsal sorumluluk yani önce devletim sonra her şey” bilinciyle mümkündür.

Devletin devamlılığı ve  görevi:

Devletin devamlılığı, hukukun üstünlüğü, kamu düzeni ve toplumsal sorumluluk ilkeleriyle mümkündür.

AYM, 2014/190 sayılı kararında  devletin temel görevi:   Bireylerin özgürlüklerini ve  temel haklarını  korumak aynı zamanda  kamu güvenliğini, anayasal düzenini ve toplumsal huzuru sağlamaktır.

 

Protesto hakkı ve hukuki sınırlar

Anayasa'nın 34. maddesi; fikirlerin silahsız ve saldırısız, başka bir ifade ile barışçıl bir şekilde ortaya konulabilmesi için toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır. Ancak aynı madde de belirtildiği üzere, bu hak, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla sınırlandırılmıştır.

 

Son zamanlarda çeşitli sokak olayları ve sosyal medya çağrıları ile düzenlenen protestoların sınırları sıkça tartışılıyor. Barışçıl protesto hakkı elbette meşrudur. Ancak aşağıdaki davranışlar,  Türk Ceza Kanunu ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında suç teşkil eder.

1.        Gece izinsiz gösteri düzenlemek,

2.        Eyleme katılırken maske takmak veya  kimliğini gizlemek,

3.        Kesici ve delici alet ile eyleme katılmak,

4.        Güvenlik güçlerine  saldırmak ya da iş yerlerine (dükkan veya mağaza)  zarar vermek…

 

Ekonomik istikrar ve toplumsal güven

Toplumsal olaylar sadece güvenliği değil, ekonomiyi de doğrudan etkiler. Şiddet içeren protestolar ve uzun süreli huzursuzluklar;

1.        Döviz kurlarında dalgalanmalara,

2.        Borsa ve kredi notlarında düşüşe,

3.        Yatırımların durmasına ya da başka ülkelere kaymasına,

Bu yüzden, devletin sadece güvenliği değil, ekonomik istikrarı da gözeterek önlem alması stratejik bir zorunluluktur.

 

Yerli ürün boykotları ve ekonomik sorumluluk

Yerli ve milli üretim, ülke ekonomisi için kritik öneme sahiptir. Sosyal medyada örgütlü şekilde yapılan yerli ürün boykotlarında;

1.        Talep düşer,

2.        İşsizlik artar,

3.        Ekonomik bağımsızlık yara alır,

4.        Üretim ve iç pazar zedelenir,

Elbette tüketici tercih özgürlüğü vardır; ancak sosyal medya üzerinden yürütülen ve iç pazarı zedeleyen bu tür girişimler, devlet tarafından ekonomik sabotaj olarak değerlendirilebilir.

Yine de alınacak her türlü önlem, hukukun sınırları içinde kalmalı, ifade özgürlüğü ile ekonomik güvenlik arasında adil bir denge gözetilmelidir.

 

Sonuç:

Denge ve ortak sorumluluk

Özgürlük ile güvenlik bir tercih değil, bir denge meselesidir. Asıl olan, bu iki değeri birbirine rakip görmek değil, birlikte yaşatabilmektir.

Anayasal düzen içinde özgürlük ile güvenlik arasında hassas bir dengeyi kurmada iktidar kadar muhalefet” de sorumludur…

"Önce devletim, sonra her şey…”

Selam ve saygılarımla