DEVLET NEREDE

  Tarih: 11 Ağustos 2021

Batı Karadeniz Bölgesinin Bartın, Sinop ve Kastamonu illerinde tarihin en büyük sel felaketinin yaşandığı gün.

Metrekareye düşen yağış miktarı Bozkurt’ta 117 kilogram, Abana’da 122 kilogram, Pınarbaşı’nda 167 kilogram, Azdavay’da 145 kilogram, Küre’de 198 kilogram, İnebolu’da 123 kilogram oldu.

Felaketin en çok vurduğu yer Bozkurt’tu. Ardından Azdavay.

Ben Azdavaylıyım. Yeşil cennetin topraklarında doğdum, büyüdüm, liseyi bitirene kadar Azdavay’ın sinesinde ömür geçirdim. Hatıralarımın önemli bir bölümünün ev sahibidir Azdavay. Yarım asırlık ömrümde Azdavay’ımda böyle bir felakete şahit olmadım.

Mevlam sel afetinde vefat edenlere rahmet eylesin. Yakınlarına, sevenlerine ve tüm hemşehrilerime de sabr-ı cemil ihsan eylesin. Afetten etkilenen tüm vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve en kısa zamanda yaralarının sarılmasını diliyorum.

Giden canları, hatıraların nefes aldığı evleri, eşyaları geri getirmek mümkün mü? Elbette değil…

Bunların dışındaki maddi tüm kayıpların telafisinin en kısa sürede gerçekleşeceğine ise yürekten inanıyorum.

Bunun en bariz göstergesi; dört gündür felaket bölgesine akın eden devletin tüm ilgili kurumları, askerimiz, polisimiz, STK’lar, gönlü okyanuslardan büyük hayırsever milletimiz.

Mahalle yanarken saç tarayan güruh da buradaydı, derken bile elim titriyor! Ne yazık ki devlet tüm birimleri ve imkanları ile felaket bölgesinde en kısa sürede yerini alırken, dernekler, vakıflar çok hızlı bir şekilde organize olup afet bölgelerinde yaraları sarmaya başlamışken, hayırsever vatandaşlarımız seferber olmuş iken bir de yangından kütük kapanlar yayıldı bölgeye…

En klişe kütük: “DEVLET NEREDE” Manipülasyonu idi!

Sahi devlet neredeydi?

Sosyal medyada, gazetelerde, televizyonlarda zaten görmek isteyen gözler bu sorunun cevabını gördü.

Ben sadece bu satırları yazmadan yarım saat kadar öncesi gerçekleştirdiğim bir telefon konuşmasını nakletmek istiyorum:

Memleketim Azdavay demiştim…

Annem Hacı Zühre Arslan Azdavay’da ikamet ediyor. Afetin ilk günü abim Mustafa Azdavay’daydı. Annemin evinin bulunduğu mahallenin yolu selden kullanılamaz hale geldi. Azdavay’ın can damarı köprüsü yıkıldı. Azdavay’ın Kastamonu’ya açılan yolu, Pınarbaşı’na giden yolu, Daday’a varan yolu kapandı.

Saatler içersinde Azdavay-Kastamonu yolu trafiğe açıldı, canhıraş bir mücadele ile. Ve o yoldan geçenlerden bir Kütükçü (!) yıkılan Azdavay Köprüsünün önünde arz-ı endam ederek, DEVLET NEREDE diye sordu! Nerede dediği devletin ilgili birimlerinin afetin ilk saatlerinde açtığı yoldan ilçeye ulaşabildiğinin sanırım farkında değildi?!

Neyse…

Buna benzer onlarca Kütükçü paylaşımını görüyoruz zaten.

Ben bugün Azdavay’a gidiyorum nasipse.

Gitmeden annemi aradım, neye ihtiyaçları olduğunu sordum. Her şeylerinin olduğunu söyledi. Suların bulanık aktığını, içme suyu alacağımı söyledim. Söylediği sözler DEVLET NEREDE sorusunun en güzel cevabıydı:

“Oğlum, burada günde üç kez her mahalleyi dolaşıp bidon bidon su dağıtıyorlar. Her gelişlerinde bir eksiğimizin, ihtiyacımızın olup olmadığını soruyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Mevlam devlete zeval vermesin. “

Devlet ve hayırseverler ordusu bir taraftan selin yıkımıyla uğraşırken, diğer taraftan da vatandaşının içme suyunu, günlük ihtiyaçlarını da karşılama derdinde.

Sahi DEVLET NEREDE?

Devlet Hacı Zühre Arslan’ın sözlerinde…