G20 Ülkeleri ve Türkiye’nin Rolü

1975 yılında Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin katılımıyla Fransa’nın Rambouillet şehrinde bir toplantı gerçekleşti.1976 yılında ise Kanada’nın da katılımıyla G7 meydana geldi.1991 yılında SSCB’nin yıkılmasıyla kurulan Rusya, 1994 yılındaki Napoli Zirvesi’nden sonra G7 ülkeleriyle toplantılar düzenlemeye başladı ve 1998 yılındaki Birmingham Zirvesi’nde Risya’nın da katılımıyla G8 meydana geldi.1999 yılındaki Köln Zirvesi’nde, birlik dünya ölçeğindeki önemli ülkelerle daha geniş bir sistemin kurulmasına karar verdi ve 25 Eylül 1999 yılındaki Washington Toplantısı’nda, dünya ölçeğinde önemli ülkelerden oluşan G20 resmen ilan edilmiştir.Bu ülkeler Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya,  Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa,  Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya,  Japonya, Kanada,
Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu’ndan meydana gelmektedir.G20’ye üye 19 ülkenin milli geliri dünyada ekonomisu gelişmiş ilk 31 ülke arasında yer almaktadır.Birçok Avrupa ülkesi de G20’de Avrupa Birliği Komisyonu olarak temsil edilir.Ayrıca IMF ve Dünya Bankası da düzenlenen G20 toplantılarına üst düzey olarak katılmaktadır.Ancak İspanya, Norveç, Tayvan, İsviçre, Venezuela ve İran, ekonomik açıdan bazı üye ülkelerden daha büyük ekonomiye sahip olmalarına rağmen G20’de yer almamaktadır.G20 ülkeleri, dünya ekonomisinin %85’ini oluştururken dünya ticaretinin de %80’ini elinde bulundurmaktadır.Birlik üyelerinin toplam nüfusu, dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturmaktadır.Maliye Bakanlari ve Merkez Bankası Başkanları’ndan oluşun G20 toplantılarında, uluslararası finansal istikrarın arttırılmasına ilişkin görüşme ve çalışmalar yapılmaktadır.G20 toplantıları, her yıl üye bir ülkenin ev sahipliğinde gerçekleşmektedir.Bu kapsamda Türkiye, 25-26 Kasım 2015’te Antalya’da G20 toplantısına ev sahipliği yapmıştı.Türkiye düzenlenen G20 Zirvesi’nde başta ekonomik konular olmak üzere terör, mülteci ve Suriye krizi konuları ele alındı.Genel itibariyle G20 ülkelerinin birkaçını değerlendirmek gerekirse;Çin, sosyalist bir piyasa ekonomisine sahip olup satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın en büyük ülkesi olurken nominal olarak dünyanın ikinci büyük ekonomisidir.
Çin, dünyanın en hızlı büyüyen tüketici pazarıdır ve dünyanın ikinci büyük ürün ithalatçısıdır ve G20 ülkelerinin toplam nüfuslarının büyük bir kısmına sahiptir.Arjantin, 2.791.810 kilometrekare’lik toplam yüzölçümü ile Güney Amerika’da ikinci, dünyanın ise en büyük sekizinci ülkesidir.Japonya, nominal olarak dünyanın 3. büyük ekonomisi ve satınalma gücü paritesi bakımından dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olup dünyanın en büyük ikinci ekonomisidir.Rusya ekonomisi, stratejik alanlarda devlet mülkiyeti ile karma, yüksek gelire sahip bir ekonomidir.Rusya, dünyanın bilinen en zengin doğal kaynaklarının %30’una sahiptir.Kanada, nominal olarak dünyanın 11. büyük ekonomisi ve satınalma gücü paritesi bakımından dünyanın 16. büyük ekonomisidir.Kanada, nominal olarak dünyanın 11. büyük ekonomisi ve satınalma gücü paritesi bakımından dünyanın 16. büyük ekonomisidir.Kanada, bol doğal kaynakları ve küçük nüfusu nedeniyle “enerjinin süper gücü” olarak kabul edilir.Avustralya, Uluslararası Para Fonu’na göre dünyanın en büyük 13.ekonomisi iken kişi başına düşen milli gelire göre dünyanın en büyük 9.ekonomisidir.Hindistan, nominal olarak dünyanın yedinci büyük ekonomisi ve satınalma gücü paritesi bakımından dünyanın üçüncü büyük ekonomisidir. Hindistan, Çin’den sonra dünyanın en büyük 2. nüfusuna sahiptir.Güney Kore, nominal olarak dünyanın 11. büyük ekonomisi ve satınalma gücü paritesi bakımından dünyanın 13. büyük ekonomisi olup Asya’nın da dördüncü büyük ekonomisidir.Türkiye ise Uluslararası Para Fonu tarafından gelişmekte olan piyasa ekonomisi olarak tanımlanan bir ekonomidir.Türkiye, nominal GSYİH’ya göre dünyanın 19. en büyük ekonomisi ve SAGP GSYİH’ya göre ise dünyanın 13. büyük ekonomisidir.Tarım ürünleri, motorlu araçlar, tekstil, gemiler ve diğer ulaşım ekipmanları, inşaat malzemeleri, tüketici elektroniği ve beyaz eşya gibi alanlarda dünyanın lider üreticileri arasında yer alır.Türkiye’de devletin sanayi, bankacılık, ulaşım ve iletişim gibi iş kollarında önemli bir rol üstlenmesine rağmen son yıllarda özel sektörde de büyük gelişmeler saglanmaktadır.Türkiye, 2016 yılı itibarıyla, nüfusun çoğunluğunun müslüman olduğu ülkeler arasında Endonezya’dan sonra en büyük ikinci ekonomidir.Türkiye’nin kuruluşundan bugüne değin 3 iktisat kongresi yapılmış ve bu kongrelerde mikro iş kollarından makro iş kollarına kadar önemli gelişmeler elde edilmiştir.Yani Türkiye, cumhuriyetin kuruluşundan beri birçok alanda önemli gelişmeler elde etmiş ve ileri medeniyetler seviyesine ulaşma azminde önemli başarılar elde etmiştir.Özellikle 2000 yılından sonraki yıllarda eğitim, ulaşım, altyapı, üstyapı, milli savunma, sanayi, hizmet ve uzay çalışmaları alanlarında takdir edilecek başarılar elde etmiştir.Bu vesileyle dünya ekonomisinin %85’ini ve dünya ticaretinin %80’ini elinde bulunduran G20 ülkelerinin, dünya ölçeğinde ekonomisi zayıf ülkelerin gelişmesi adına bu zayıf ülkelerde ekonominin yaşanabilir bir seviyeye yükseltilmesi noktasında çaba göstermelerini temenni ederim.