MİT’teki Değişim, Dönüşüm ve Millileşme BAŞARI Getirmiştir

Kasım 10, 2025 - 23:28
MİT’teki Değişim, Dönüşüm ve Millileşme BAŞARI Getirmiştir

MİT’te Hakan Fidan dönemiyle başlayan değişim, dönüşüm ve yenilikler İbrahim Kalın döneminde de yoğun bir şekilde devam etmektedir. MİT ulusal ve uluslararasında köklü değişiklikler yaparak diplomasi, terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonları ile birlikte akademik çalışmaları sayesinde dünyada sözü geçen, dikkate alınan ve önemli bir istihbarat teşkilatı haline gelmiştir. MİT ile ilgili gerek ulusal ve gerekse uluslararası basında takdir ve övgüyle bahsedilmesi boşuna değildir. MİT, eski klasik/geleneksel istihbarat çalışmaları yanında yeni bir değişim ve dönüşümle daha da modern hale getirilmiştir.

MİT ile ilgili geçmişte casusluk faaliyetleri, gizli/açık bilgi toplama, analiz/raporlama, gizli operasyonel güç vs. gibi tanımlamalar yapılıyordu. MİT, Son yıllarda bazı yenilikler ve gelişmelerle birlikte daha çağdaş/modern bir strateji ile akademik araştırmalara yönelerek bünyesinde olağanüstü bir değişikliğe gitmiştir. Hatta 9 Şubat 2023 tarihinde Milli İstihbarat Akademisi’nin kuruluşu ile bilim dalı olarak istihbarat, güvenlik, strateji, kriptoloji, yapay zeka, uydu/uzay sistemleri üzerinde AR-GE çalışmaları yaparak yeni projelerle bilim adamları ve akademisyenler yetiştirmek, uluslararası ve ulusal alanda yayınlar, kongreler,  konferanslar, seminerler düzenleyerek ülkeye katkı sunmaya başlamıştır. MİT’in yeni vizyon ve misyon değişiklikleri Türkiye’nin istihbarattaki gücünü dünya ölçeklerinde önemli bir seviyeye getirmiştir.

Türk istihbaratının (MİT) başarıları yabancı istihbarat teşkilatlarının ne kadar kafalarını karıştırsa da MİT ile ilgili gelişmeleri, değişimleri dönüşümleri ve operasyonları merak, korku ve endişe içinde çok yakından izlemeye başladılar! Zaman içinde MİT, yabancı istihbarat teşkilatlarının sadece dikkatini çekmekle kalmamış aynı zamanda onların da takdirini kazanmıştır!

MİT, PKK, DEAŞ, FETÖ terör örgütleri ile ilgili (haklarında kırmızı bülten çıkartılmış) üst düzey yönetici önemli elebaşlarını yurt dışında derdest edip Türkiye’ye getirerek yargı önüne çıkartması takdire şayandı. Fakat yapılan bu operasyonlar sözde dost görünen özde düşman olman bazı ülkelerin uykularını kaçırtmıştı! Aynı şekilde yurt içinde ve yurt dışındaki Türkiye aleyhine bilgi toplayan yerli ve yabancı casuslara yönelik operasyonlar da sözkonusu bu ülkeleri olağanüstü rahatsız etmişti!

MİT, casuslara yönelik yapmış olduğu operasyonlarda sadece Türkiye’yi ilgilendiren casuslara değil aynı zamanda başka ülkeleri ilgilendiren casuslara yönelik de operasyonlar gerçekleştirmiştir. İşte onlardan birkaç örnek: BAE adına çalışan Arap muhaliflerle ilgili bilgi toplayan Ürdün vatandaşı Ahmed Mahoud Ayesh Al Astal’ın yakalanması, İran’lı muhalif (eski eşi tarafından tuzağa düşürülen) Habib Chaab’ın kaçıran 11 İkran’lı ajanın yakalanması, Türkiye’deki İran’lı muhaliflerin kaçırılması için İran istihbaratına çalışan 2’si İran’lı 12’si Türk toplam 14 kişinin yakalanması…”

Son yıllarda istihbarat ile yakından ilgilenen ulusal ve uluslararası medya unsurları MİT’ten övgüyle ve takdirle bahsetmeye başladılar. Çünkü MİT, yurt içinde ve yurt dışında çok büyük ve sayısız operasyonun altına imza atarak istihbarat konusunda kendini bütün dünyaya ispatlamayı başarmıştı. MİT’in yapmış olduğu operasyonlarda göstermiş olduğu başarlar yabancı istihbarat örgütlerinin olağanüstü dikkatini çekmesi de bu yüzdendir. Zaman içinde MİT’in güven verici saygın bir istihbarat teşkilatı haline gelmesi yabancı istihbarat teşkilatlarını da ortak operasyon yapmaya cezbetmiştir. Nihayetinde Türkiye ve yabancı ülkeler tarafından kırmızı bültenle aranan birçok terör ve suç örgütü lideri ortak operasyonlar sonucu yakalanmış ve kendi ülkelerine derdest edilip getirilmiştir.

MİT’in son iki yılda Türkiye aleyhine faaliyet yürüten yerli ve yabancı casuslara yönelik yapmış olduğu operasyonlardan bazı örnekler vermek isteriz. Savunma Sanayii Başkanlığı’na ait çok önemli ihale ve gizli projeleri yabancı firma yetkililerine rüşvet karşılığında veren birisi eski kurum mensubu toplam 6 kişi gözaltına alınması, Van’da ikamet eden eski İran’lı askeri kaçırmak için 2’si İran ajanı 6’sı Türk olmak üzere toplam 8 kişi MİT ve Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanması, İsrail devleti adına çalışan 15 kişilik casusluk şebekesi 1 yıllık bir takip sonucunda MİT ve Emniyet tarafından 4 ilde yapılan eşzamanlı operasyon ile yakalanmaları, Yunan istihbaratı adına Türkiye’de faaliyet gösteren Yunan vatandaşı Muhammed Amar Ampara MİT tarafından yakalanması vs…

Türk istihbaratının gelişmesi, büyümesi,  modernleşmesi, casusluk ve karşı casusluk alanlarında mesafe katetmesi, uluslararası düzeyde hareket etme kabiliyetini artırması bugünkü başarıyı getirmiştir. MİT’teki tüm bu değişim, gelişim, büyüme ve güçlenmeden (dünyanın sayılı istihbarat örgütleri arasında yer alan) başta CIA, MOSSAD, BND, MI5 ve MI6, DSGE ve DGSI olmak üzere diğer irili-ufaklı istihbarat örgütlerin de dikkatini çekmiştir! Türkiye’nin istihbaratta böylesi büyüyeceğini onlar bile tahmin edememişlerdi.

Tarihinden, kültüründen, milli ve manevi değerlerinden beslenmeyen, dış güçlerin emrinde ve kontrolünde olan, geleceğe yönelik ulvi/kutsi bir davası olmayan hiçbir istihbarat teşkilatı o ülkenin gerçek kimliğini yansıtmaz! Türkiye istihbaratta inişli-çıkışlı çok büyük sancılı yıllar geçirmiştir. Daha yakın tarihimizde istihbaratımızı uzun yıllar kontrol altında tutmak isteyen dış güçler vardı! Bir ülke şayet siyasi, ekonomik, teknolojik yönlerden dışa bağımlı olursa elbet ki istihbarat yönünden de dışa bağımlı olur! Türkiye siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbarı vs. birçok yönlerden özüne dönerek millileştiği için istihbaratımız da bir o kadar millileşmiştir. Yüzlerce yıllık projeleri olan, milli ve kutsi bir davası olan bir ülkenin İSTİHBARATI da bir o kadar milli ve ulvidir!..