Tanıklar Konuşmazsa, Suçlular Konuşur
Bu platformda yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüşlerini yansıtır. www.baskentpostasi.com, bu içeriklerden sorumlu tutulamaz.

Tanıklar Konuşmazsa, Suçlular Konuşur
Son günlerde bazı sosyal medya paylaşımlarında, gizli tanık ifadelerinin ifşa edilmesi yargının güvenirliğini zedeler. Üstelik bu durum, bazı kişilerce bir güç gösterisi gibi sunuluyor:
- “Gizli tanık ifadeleri bana gönderildi.”
- “Bu ifadelerle tutuklama olmaz.”
- “Gizli tanığın ne dediğini biliyoruz.”
Bu tür açıklamalar, sıradan bir bilgi paylaşımı değildir. Bunlar, yargıya müdahale ve adalet sistemini itibarsızlaştırma girişimidir. En önemlisi ise, tanıkların konuşmasını engelleyerek suça zemin hazırlayan tehlikeli bir davranıştır.
Gizli Tanık Neden Vardır?
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 58. maddesine göre, bir kişinin kimliğinin açıklanması hayatını tehlikeye atacaksa, bu durum dikkate alınır. Bu kişi, kimliği gizli tutularak, gizli tanık olarak dinlenebilir.
Bu uygulamaya genellikle şu tür davalarda başvurulur:
- Organize suç,
- Terör,
- Çete faaliyetleri gibi tehdide açık dosyalar.
Gizli tanık, hem önemli deliller sunar hem de devlet tarafından korunur. Bu sistem, özellikle derin suç yapılarının çözülmesinde hayati bir rol oynar.
Ancak bugün bazı kişilerin gizli tanık ifadelerini kamuoyuna yayması, bu sistemi ciddi biçimde zedeliyor. Dahası, bu tür paylaşımlar tanıklık yapmayı düşünen kişileri korkutma ve caydırma amacı taşıyor olabilir.
Sosyal Medyadaki Mesajın Asıl Anlamı Ne?
“Gizli tanık ifadeleri bana geldi” diyen biri, aslında şu mesajı veriyor olabilir:
“Devletin koruduğu bilgiye ulaşırım. Sen de konuşmadan önce iki kez düşün.”
Bu söz, sistemin en kırılgan noktasına yönelik bir tehdittir. Çünkü:
- Yeni tanıklar ifade vermekten çekinir,
- Mevcut tanıklar kendilerini güvende hissetmez,
- Yargı süreci zarar görür.
Adaletin tanıkla kurduğu güven ilişkisi bozulursa, suça karşı mücadele de zayıflar.
Bu Paylaşımlar Suç mu?
Evet, açıkça suçtur. İşte ilgili yasa maddeleri:
- CMK 157. madde: Soruşturma gizliliğinin ihlali (1–3 yıl hapis)
- TCK 285. madde: Gizli bilgi ve ifadeleri yaymak suçtur.
- TCK 288. madde: Yargıyı etkilemeye teşebbüs.
- Tanık Koruma Kanunu (2008): Gizli tanığın kimliğini açıklamak veya güvenliğini tehlikeye atmak suçtur.
Bu yasalar yalnızca belgeleri değil, tanıkların yaşam hakkını ve güvenliğini de korumayı amaçlar.
Yargının ve Toplumun Sorumluluğu
Bu tür tehlikeli bilgi paylaşımlarına karşı neler yapılmalı?
- Yargı sözcülüğü ve başsavcılıklar, kamuoyunu doğru bilgilendirmeli,
- Sızdırma yapan kamu görevlileri hakkında adli ve idari işlemler başlatılmalı,
- Tanık Koruma Programı güçlendirilip etkin biçimde uygulanmalı,
- Medya ve toplum, gizli tanıklık sistemi konusunda bilinçlendirilmeli.
Toplum, adaletin yalnızca mahkeme salonlarında değil, bilgi ortamlarında da korunması gerektiğini unutmamalıdır.
Örnek: Tanık Susarsa Ne Olur?
Bir mafya yapılanmasında içeriden bilgi verecek biri, adalete yardımcı olmak ister. Ancak dışarıdan biri, gizli ifadeleri biliyormuş gibi yayımlayarak şu mesajı verir:
“Bak, biz her şeye ulaşırız.”
Bu durumda o tanık, güvenliği konusunda endişeye kapılmaz mı?
Geri adım atmaz mı?
İşte bu nedenle, gizli tanık sistemine yönelik her saldırı; yalnızca bir bireyi değil, toplumun tamamını ve adaletin temelini hedef alır.
Sonuç
Gizli tanıkların ifşa edilmesi, sadece bireysel bir suçu değil; toplumun adalet duygusunu tehdit eder.
Tanık susarsa, suç konuşur.
Suç konuşursa, adalet susar.
Bu zinciri kırmak, yargının, medyanın, toplumun ve her bir bireyin ortak sorumluluğudur.
Selam ve saygılar.