Terör Örgütü PKK, ‘Silah Bırakma ve Kendini Feshetme’ Konusunda Ne Kadar Samimi?!

Ara 2, 2025 - 09:35
Terör Örgütü PKK, ‘Silah Bırakma ve Kendini Feshetme’ Konusunda Ne Kadar Samimi?!

Terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve örgütü lağvetme süreci ilk defa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de kamuoyuna yapmış olduğu açıklaması ile başlamıştı. Devlet Bahçeli bu çağrısında terör örgütünün kendisini lağvetmesi ve silahları bırakması koşuluyla "Umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" ile gerçekleşebileceğini ifade etmişti. Bu çağrı iç siyasette ve toplumda büyük yankı uyandırmıştı. Devlet Bahçeli’nin bu çağrısına müttefiki AK Parti iktidarından da büyük bir destek gelmişti.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE yolunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlatmış olduğu PKK’nın silah bırakma ve örgütü lağvetme süreci içinde yaşanan yapıcı/olumlu gelişmelere en büyük destek şu andaki ittifak ortağı iktidardaki AK Parti’den gelmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Hazine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Alâ, Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Ahmet Büyükgümüş TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı bir önceki İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun ve birçok AK Parti üst düzey yöneticisi, Milletvekili gündemdeki terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve kendisini feshetme sürecine yönelik çok önemli açıklamalarda bulundular.

Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve kendisini lağvetme açıklaması üzerine terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna yönelik örgüte silah bırakma çağrısında bulunmuştu. Devlet Bahçeli, terör örgütü lideri Öcalan’ın ‘silah bırakma’ açıklamasından duyduğu memnuniyeti belirterek ‘değerli, önemli, destekleyici ve tamamlayıcı’ bulmuştu. Bahçeli’nin "Silah varsa siyaset yoktur. Siyaset olacaksa, siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır… Türk ve Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda barış, huzur ve kardeşlik yüzyılıdır.” açıklamaları bu konudaki ciddiyetinin açık bir göstergesiydi.

Devlet Bahçeli ve terör örgütü lideri Öcalan’ın açıklamalarından sonra PKK terör örgütünün silah bırakma ve kendisini lağvetme süreci başlamıştı. Ve arkasından DEM Parti heyetlerinin İmralı ziyaretleri… ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine yönelik kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 5 Ağustos 2025 tarihinde ilk toplantısını yapmıştı. Ve bugüne kadar 18 toplantı gerçekleştirilmişti. Nihayetinde TBMM bünyesindeki toplantılar neticesinde iktidar, muhalefet ve diğer siyasi partilerinde katılabileceği bir heyetin İmralı’ya gitme kararı alınmıştı. Bu toplantıya CHP, İYİ Parti, Yeniden Refah Partisi temsilci göndermedi.

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 21 Kasım Cuma günü İmralı ziyaretine yönelik toplantıda yapılan oylama sonucunda 32 ‘evet’ oyuyla İmralı’ya ‘heyet’ gönderme kararı aldı. Kapalı oturumda yapılan toplantıda ‘evet’ oyu veren siyasi partiler arasında AK Parti, MHP, DEM, EMEP ve TİP Partisi vardı. Demokrat Parti, DSP ve Hüda-Par 3 ‘hayır’ oyu verdi. 24 Kasım Cuma günü gerçekleşen İmralı ziyaretine AK Parti’den Hüseyin Yayman, MHP’den Fethi Yıldız ve DEM Parti’sinden Gülistan Kılıç katıldılar.

24 Kasım 2025 tarihinde ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun belirlenen heyetin İmralı Ziyareti üzerine TBMM’nin yapmış olduğu açıklamada, Komisyon heyetinin İmralı ziyareti neticesinde örgütün kendisini feshederek silah bırakması, Suriye’de 20 mutabakatının hayata geçirilmesi ve toplumsal bütünleşme, kardeşliğin pekiştirilmesine açısından çok iyi geçmiş ve olumlu kararlar aldığını açıkladı. Bu sürecin pozitif/yapıcı yönde ilerlemesi açısından Komisyon bundan sonra da azimli ve kararlı tutumunu sürdüreceği ayrıca belirtilmiştir.

Terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve kendisini lağvetme süreci iyi giderken örgütün sözde iki yöneticisi Fransız Haber Ajansı AFP’ye bu süreci baltalayıcı açıklamalar yaptılar. Örgütün sözde yöneticilerinden Amed Malazgirt “Öcalan serbest bırakılmadan başka bir adım atılmayacak, bu olmadan süreç başarılı olmaz. Kürt halkının Türkiye’de anayasal ve resmi olarak tanınmalı.” ifadelerini kullanırken yine sözde başka bir örgüt yöneticisi olan Serda Mazlum Gabar “Öcalan içeride olduğu müddetçe Kürt halkının özgür olamayacak, ” açıklamasını yaptı. İşte sözde örgüt yöneticisi bu iki ismin açıklamaları sonucu bizde bir şüphe uyandı! Örgüt gerçek yüzünü gizleyerek bu süreci bir fırsata mı çevirmek istiyordu?! Örgütün ne kadar samimi ve ciddi olduğunu bekleyip göreceğiz. Şüphemiz terör örgütü PKK yönünde. Terör örgütü PKK’ya ‘silah bırakma ve kendisini lağvetme’ sürecini başlatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den ve süreci çok titiz bir şekilde takip eden mevcut iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan asla şüphemiz yoktu. Bizim şüphemiz terör örgütü PKK’nın bu süreci zaman kazanmak için mi kullanıp-kullanmadığı?! Ve ne kadar samimi, dürüst ve iyiniyetli?! Onu da zaman içinde görüp-anlayacağız!..

Çünkü bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ne kadar samimi olduklarını çük iyi biliyoruz. PKK’nın silah bırakma ve kendisini lağvetme süreciyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu şu açıklama bile bizi ikna etmeye yeterli. Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Silah bırakma ve fesih sürecinin MİT ve güvenlik birimlerimiz tarafından titizlikle izleneceğini söyledik. Biz terörü, şiddeti, silahı tamamen terk edene suhuletle yaklaşırız. MHP ile çok yakın işbirliği halindeyiz. Sabırlıyız aynı zamanda umutluyuz. Milletimizi 10 binlerce canını trilyonlarca dolarlık kaynağını yutan terör girdabından tamamen çıkartmakta kararlıyız. Kimsenin kaygısı olmasın. İlgili kurumlarımızla her konuyu çok kapsamlı olarak değerlendiriyoruz. Temkinliyiz, tedbirliyiz, iyimseriz. Her bakımdan çok daha güçlüyüz. Ne Irak'ta ne Suriye'de sınırımızda teröre tahammülümüz hiçbir zaman olmadı. Bundan sonra da hiç olmayacak. Bölgemizde terör kullanım süresi bitmiştir. Yabancı aktörlere bel bağlama dönemi kapanmıştır.”