YARDIMLASMA

Bu platformda yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüşlerini yansıtır. www.baskentpostasi.com, bu içeriklerden sorumlu tutulamaz.

Tem 29, 2025 - 09:25
YARDIMLASMA

“Ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın” sözünü bilirsiniz. Cirm, kitle, hacim, kapasite demek. Cürm ile karıştırılıyor halk dilinde. Oysa cürm, suç kabahat demek.

Binâen’aleyh yukarıdaki söz, “elinde ne kadar imkân olursa olsun kapasiten sınırlıdır” şeklinde bir mánâ ifade eder. O halde insan hemcinsleriyle tanışmalı, yardımlaşmalıdır.

İnsanlığın yaradılışını anlatan âyet-i celîlede ve daha birçok àyette yardımlaşmanın ehemmiyeti sarahatle anlatılır.

“Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız (ve böylece yardımlaşmanız) için büyük büyük cem'iyyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey'i bilen, her şeyden haberdâr olandır.” Hucurât Suresi 13. Àyet

Muallim Nâci “beşere şan veren teâvündür (yardımlaşmaktır) demişti. Yardımlaşmada, hukuk sınırları içinde kalmak, itidali terketmemek şartıyla son derece cesur, son derece gözükara, son derece kararlı olmak gerekir.

Meselâ hapishanelerdeki bedbahtlara bile Ramazan’da ev yemekleri götürülmelidir. Bunların çoğu bozuk düzenin mağduru, kader kurbanı denilen kişilerdir. Allah kimseyi düşürmesin.

Türkiye pek nadir de olsa kaliteli hukukçular yetiştirmiştir. Lakin bunların kıymeti bilinmemiş, hak ettikleri mevkilere getirilmemiştir. Mesela Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil, Ali Himmet Berki hoca.

Daha nice böyle harcanmış, kıymeti idrak edilmemiş bilge ve hazine değerinde insanlarımız olmuştur.

İngiltere’nin bir Eton Koleji var malum. Bu kolej onlarca başbakan yetiştirmiştir. Bizde ne köklü bir okul ne köklü bir sistem bırakmadılar. Binaenaleyh, Ali Fuad Başgil hoca gibilerin soyu kurudu, nesli tükendi.

İlmin, irfanın, hikmetin ışığında, söylenilmesi gerekli olan gerçekler bugün bile söylenemezse ne zaman ifade edilecektir? Bendeniz bu konularda cesaretle yazmaya devam edeceğim.

Demokrasi isteniliyorsa işte Amerikan, İngiliz, İsveç, Norveç, Avusturya ve diğer medenî ülkelerin demokrasileri gibi olmalıdır.

CHP halktan kopmuş, milletin inancına muhâlif  bir parti olmuştur. Kendisini var eden ülkenin değerlerine muhafif bir siyasi parti olabilir mi? Türkiye’de oluyor, oldu da...

Hukuku Türkiye’nin birinci gücü haline getirmeliyiz. Lâiklik diyorlar. Buna yürekten inanılıyorsa, devletle din işlerini hiçbir surette birbirine karıştırmasınlar...

Resmî Diyanet’i, resmî camileri, resmî din görevlilerini, resmî İmam-Hatip okullarını, resmî İlâhiyat fakültelerini, resmî din derslerini kaldırsınlar. Din ve ibâdet işlerini, din eğitimini, din okullarını, din fakültelerini, dinî vakıfları, camileri Müslümanlara bıraksınlar.

Müslümanların da, Ermeniler ve Yahudiler gibi kendi seçtikleri din büyükleri, halifeleri olsun. Medeniyet medeniyet diyorlar. Medeniyet istiyorlarsa ABD’ye, İngiltere’ye, İsviçre’ye baksınlar ve oralardaki hürriyeti, hukuku, eşitliği bize de getirmeye çalışsınlar.

Demokrasi, hukuk, temel insan hakları tam tekmil teminat altına alınabilmiş olmasa da Türkiye diktatörlük karanlıklarından kurtuldu. Kılıcı çeken zabit darbe yapamıyor, hattâ TSK’nden anında ittir ediliyor kulağı patlamış bir şekilde.

15 Temmuz darbe girişimi böyle alaşağı edildi. Rezil rüsvay oldular.

Atatürkçülük işine de artık hakkıyla itiraz etmek, son vermek gerekir.  Bir asra yakın zamandır beyin yıkamaya çalıştılar. Sonuçta beyinleri dumura uğramış, millî hedefleri unutmuş bir nesil peydahladılar.

İstisnalar kaideyi bozmaz, bendeniz gençliğin halini hiç beğenmiyorum. Milyonlarca gencin içinden göğsümüzü kabartacak isimler çıkmalıydı:

Bir milyon insan içinden mutlaka bir dahi çıkarmış.  Bu hesaba göre bizim asgari 85 dahi insanımızın olması gerek. Acaba var mı? İnşá’allah vardır. Bendeniz rastlamadım, duymadım. Duyan varsa söylesin.

85’i geçtik, 8-10 olsun yeter. Ne diyelim, inşa’allah diyelim. 29.07.2025