ALİ BABACAN VE MİLLÎ BİRLİK YOLU
10 yılı aştı, ülkemin 7 bölgesinde kanaat önderlerini dinliyorum her fikre açık! Aralarında iş insanı ve sanayiciler de var. Sorup soruşturunca iyice anladım ki büyük sanayi ve ticaret merkezlerindeki iş insanlarının sesi şöylece özetlenebilir:
Yiğit endamı, göz dolduran kadrosu, başlangıçtaki hitabıyla MİLLETİN ADAMI işte bu demiş rahatlamıştık ya şimdi feryat figandayız. İnsan mazideki çay simit hesabı yapa yapa zalim yönetim haykırışının videosu ekran ekran gezdirilirken nasıl ekonomi methiyeleri düzer?
Ekonomist Ali Babacan'ın Ak partiyle ilgili son demecinin özeti de bir cümleyle şöyle:
Ak Parti kuruluş felsefesinden koptuğu için ayrıldık.
İletişim ağımın iş insanlarından bu sözle ilgili fikirlerini de sordum. Ortalaması şöyle: İlçe başkanlarının bile atamayla geldiği Ak Parti delegelerinin mevcut lidere karşı lider adayı göstermesi zor hatta imkânsız! Yıllarca övünülen ekonominin başında tutulduğu halde hakkında Bebecan ironisi yapılırsa ayrılmaktan başka ne çare bulabilirdi ki?
Eller vicdana! İş insanlarının bu ortalama görüşü haksız mı? Çağ kapatıp açan Fatih de bir bebecan değil miydi? Bugünlerimizin kurucu önderi naçiz vücuduyla aramızdan ayrılırken bu Bebecan'dan bir yaş küçük değil miydi? Kime emanet etmişti cumhuriyeti?
Ne acıdır ki siyaset halka dayalı değil ve kişilerin egofıtratının güdümünden çıkamadı gitti bir türlü. Halk, baskısını ancak onlar izin verirse hissettirebiliyor.
Halka dayalı siyasî partiler yasası çıkmadığı, kitlelerin iradesi TBMM'ye yansıyamadığı halde Vazifeye atılmak için içinde bulunduğun vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin kurucu seslenişinin gereğini yaparak sorumluluk mücadelesi veriyor Babacan. Ne mutlu!
Ülkemizin ekonomisinin lokomotifi iş dünyası, mazideki Ali Babacan ışığını hayal meyal düşler gibi hatırlar durumda. Gönüllerde yakmak lazım. 4. güç denilen ana akım medyadan fayda yok, zaten halkın karaya ak diyebilecek kadar taraf olmuş medyaya güveni de yok! Hatırlayalım, medyaya rağmen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kurabilme gücü edinme sürecini! Bugün pişmanlık içindeki millet çoğunluğunun iradesi değil miydi? Aynı iradenin kararına hitap edebilmek yani 7 bölgede oda üyeleri huzuruna inanmış-tanınmış farklı farklı etkili hatiplerin konuşturulmasıyla yakılabilir bu ışık ancak!
Odalar ışırsa mensupları da kitlelere açılmaz mı? Dilden dile yayılmaz mı doğrular? Halkla iç içe yaşar durumda ve iş veren onlar değil mi? Bunu yapabilecek kadro oluşabilirse ışık seli oluşup karanlıklar aydınlanmaz mı?
Sorun, organizasyonlar için gereken para. Refahyol ekonomi danışmanı Prof. Dr. Osman Altuğ, bu sorunun ancak kitlesel destekle aşılabileceğini söylemişti bana. O bilince ermiş kitlesel talep yok ki, kimsenin kimseye güveni de yok ki demişti. Ben de sormuştum: Ekonomik icraatını gördüğü birine kitleler niye güvenmez? Şimdi de soruyorum:
Devir ekonomi devriyse EKONOMİST çevresinde niye değiliz hâlâ? Hadi değiliz, çevresince sistemli yaşama kişiliği model gösterilen ekonomiden sorumlu olduğu süreçteki icraatı da bilinen Ali Babacan'la millî birlik yoluna niye çıkmıyoruz? Geçim derdine DEVA olmuş da ortaya çıkmış ekonomist var mı ki başka?
Yine denenmiş veya hiç denenmemiş lidere yönelmek, şimdiki gibi pişmanlık içinde nedamet getirmek doğru mu, hak mı, reva mı? Ekonomi biliminden bîhaber, liderim diye ahkâm kesenlere itibar devri bitti, ileri dünya ekonomik rekabet içinde, artık pabuç pahalı!