BAŞKENT POSTASI YAZARLARININ AYRICALIĞI ve YAZARLIĞIN PÜF NOKTASI !..

Ara 5, 2025 - 09:29
BAŞKENT POSTASI YAZARLARININ AYRICALIĞI ve YAZARLIĞIN PÜF NOKTASI !..

Değerli okuyucularım bugün, yazılarımla ilgili önemli bazı hassas konulardan bahsedeceğim. Yazılarım genellikle dış politika, uluslararası ve ulusal stratejik konular, istihbarat, terörle mücadele üzerine. Bazen bu konular dışında rutin ülke içi ekonomik ve toplumsal sorunlara da değiniyorum. Ayrıca son günlerde başlatmış olduğum “Başkent Postası Yazarları Mercek Altında” yazı dizimi haftada bir olmak üzere devam ettiriyorum. Yazılarım bazen kısa, bazen uzun, bazen de çok uzun oluyor! Daha önce de (geçmiş yıllarda) okuyucularımdan bu konuda şikayetler almıştım. Fakat neden böyle yaptığımı geniş bir şekilde izah etmiştim. Şu anda da yazılarımın kısalığı, uzunluğu veya daha uzunluğu konusunda herhangi bir değişiklik yapmadım. Fakat bugün asıl üzerinde durmak istediğim konu 45 yıllık gazetecilik ve yazarlık tecrübesi ışığında yazılarımı farklı bir perspektiften, farklı anlayışla ve farklı bir yorumla kaleme almaya çalıştığımı bilhassa belirtmek isterim. Daha önce de ifade ettiğim gibi (benim yapmaya çalıştığım) bu farklı yazım stratejisinin bir benzerinin Türkiye’de ve dünyada olup-olmadığını henüz bilmiyorum. Yanlış veya doğru ama ben böyle yazıyorum!..

Kısaca demek istiyorum ki ben ne rutin klasik/(köşe yazarlığı), ne akademik, ne de araştırmacı yazarlar gibi yazamıyorum! Tam aksine hepsini kapsayacak bir şekilde farklı bir atmosfer oluşturarak farklı bir üslupla ve farklı bir anlayış içinde yazmaya çalışıyorum. Zaten böyle yaptığımın sizlerde çok iyi farkındasınızdır. Yani, alışılagelmişin dışına çıkarak ya uç boyutta (yatay/dikey/çapraz) yorumlama biçimiyle, ya da yazımda ele alacağım konular üzerine bir araştırmasını yaparak bütün ayrıntılarıyla birlikte kapsamlı/detaylı bir şekilde yazıyorum. Diyelim ki güncel bir konuyu ele alacağım: hemen bilgisayarımın başına geçerek rutin ve gelişi-güzel yazmaktan çok uzağım. Önce konu ile ilgili kapsamlı/detaylı bir araştırma yapıyorum. Bu konudaki yayınlanmış tüm haber, araştırma ve yazıları üşenmeden okuyup ve üzerinde düşündükten sonra derinlemesine bir analiz yapmak için kolları sıvıyorum. İşte bu yüzden yazılarım bazen uzun, bazen kısa ve bazen de çok uzun oluyor.

‘Başkent Postası Yazarları Mercek Altında’ yazı dizimde yazarlarımız üzerine yazdıklarım bazen kısa, bazen uzun ve bazen de çok uzun oluyor! Bu durum yakın tanıdığım bir dostumun dikkatini çekmiş ve bana sormuştu neden böyle yapıyorsun (?!) diye. Ben de siz okuyucularıma açıkladığım gibi dostumuzu bu konuda aydınlattım. Aslında yazarlarımız arasında adil davranıyorum. Çünkü Başkent Postası yazarları üzerindeki yazılarım sadece 2025 yılı ile sınırlı! 2025 yılı içinde kimi yazarlarımız az yazmış, kimi çok, kimi de daha çok yazmış. Yazarlarımızın 2025 yılı içindeki tüm yazılarını okuyup gözden geçirdiğim için yazılarım bazen kısa, bazen uzun, bazen de çok uzun oluyor. Ama hiçbir yazarımızın 2025 yılı içindeki yazısını pas geçmiyorum. Hepsini değerlendirmeye alıyorum. 

Ayrıca benim için Başkent Postası Yazarlarının hepsi değerli. Gerçekten hepsi o kadar güzel konulara değinerek o kadar güzel yorumlar yapıyorlar ki… Hiçbirini birbirinden ayırasım gelmiyor. Ben de içinizden biri olarak kendimi aynı kefeye koyuyorum. Başkent Postası yazarları arasında Türkiye’nin yüzyıllık klasik köşe yazarlığını bize en iyi hatırlatan (ifade eden) iki yazarımız var. Bunlardan birisi  Seyfi Uzunkök diğeri de Mehmet Çatakçı’dır. Seyfi Uzunkök’ün yazıları kısa, özgün, anlamlı, etkileyici ve çarpıcı! Zaten daha önceki bir yazımda Seyfi Uzunkök’ten bahsederek bu hususa değinmiştim. Mehmet Çatakçı’nın yazıları da güncel ve dikkat çekici… Ve diğer yazarlarımızın fikirleri/görüşleri birbirinden ne kadar farklı olsalar da inanın içlerinde akademik ve bilimsel üslupta yazanlardan tutun da araştırmacı yönleriyle öne çıkan, gündemi çok iyi takip edenlerle birlikte siber teknoloji, istihbarat,  iç ve dış politika vs. sahasında uzman, ileri görüşlü yazarlarımızın olmasıyla gurur duyuyorum.