Gazze’de Sessizlik Değil, Dirayet: Türkiye’nin Adalet ve İnsanlık Mücadelesi

Ağu 15, 2025 - 17:20
Gazze’de Sessizlik Değil, Dirayet: Türkiye’nin Adalet ve İnsanlık Mücadelesi

Dünyanın gözü önünde, Gazze’de her gün yeni bir trajedi yazılıyor. Yıkılmış evlerin, enkaza dönmüş sokakların, acıyla bakan çocuk gözlerinin ardında; yıllardır süren bir kuşatma, bombalarla mühürlenmiş bir yaşam var.
Tam da böyle bir dönemde bazı çevreler, Türkiye’nin bu zulme karşı “suskun” olduğunu iddia ediyor. Oysa gerçekler, bu iddiaların aksini haykırıyor.

Türkiye, Filistin meselesinde tarih boyunca yalnızca söz değil, eylem de ortaya koymuş bir ülke. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Mısır’da yaptığı “İsrail’in Gazze Şehri’ni ele geçirme planı soykırımcı ve yayılmacı bir politikadır” çıkışı, yalnızca bir diplomatik cümle değil, bir meydan okumadır.
İslam İşbirliği Teşkilatı’na acil toplantı çağrısı, Türkiye’nin yalnızca kendi tepkisini değil, tüm İslam dünyasının sesini birleştirme iradesini gösterir.

Türkiye, yalnızca sözde değil, eylemde de net tavır aldı. 2024’te başlatılan sınırlı ihracat kısıtlamasının ardından, İsrail ile tüm ticari ilişkiler, “kalıcı ateşkes sağlanana kadar” tamamen durduruldu. Kasım 2024’te ise diplomatik ilişkiler tamamen kesildi.
Bu adımlar, ekonomik bedel ödemeyi göze alan bir vicdanın ve kararlılığın göstergesidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) Ankara’da ofis açması kararlaştırıldı. Türkiye, 2023–2025 yılları arasında her yıl 10 milyon dolar taahhüt ederek Gazze’deki insani dramın hafiflemesine katkı sundu.
Yardım gemileri, sivil girişimler ve uluslararası sularda yaşanan saldırılara rağmen vazgeçmeyen gönüllüler… Hepsi Türkiye’nin insani misyonunun bir parçası oldu.

Türkiye’nin şehirlerinde, meydanlarında, cami avlularında on binlerce insan Gazze için tek yürek oldu. Bu, yalnızca siyasi bir tavır değil, halkın vicdanından yükselen bir çığlıktı.
Gazze’ye giden flotilla girişimleri, tüm engellemelere rağmen, “unutmadık, unutmayacağız” mesajını dünyaya duyurdu.

Bugün Türkiye, uluslararası arenada Gazze için sesini yükselten nadir ülkelerden biri. “Suskunluk” iddiaları, gerçeğin üzerine çekilmiş bir perdeyi temsil ediyor.
Türkiye, diplomasi masasında sözünü söylüyor, ticari ve siyasi ilişkilerde tavrını koyuyor, insani yardımla yaraları sarmaya çalışıyor ve halkıyla birlikte vicdan nöbeti tutuyor.

Gazze’nin yaralı kalbinde atılan her yardım adımı, her diplomatik girişim, her protesto; insanlık onurunun yeniden inşasıdır.
Türkiye, bu onurun yanında yer alarak tarihe yalnızca bir devlet olarak değil, bir vicdan olarak da not düşüyor. Ve bu notun manşeti bellidir:
“Biz susmadık, susmayacağız.”