GEBELE ZİRVESİ VE AZERBAYCAN
Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi, 7 Ekim 2025 tarihinde Azerbaycan, Gebele’de toplandı. Zirvenin sonuç beyannamesinden de anlaşıldığı üzere Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev memnuniyet veren ve takdire şayan bir ev sahipliği yapmıştır. Zirveye Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Kasım-Cömert Tokayev, Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev, Macaristan Başbakanı Sayın Viktor Orban, Türkmen Halkının Milli Lideri, Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Sayın Gurbangulu Berdimuhamedov, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Sayın Kubanıçbek Ömüraliyev, Aksakallar Konseyi üyeleri ve Türk İşbirliği Teşkilatları ve kurumlarının başkanları katılmıştır.
Toplantıda Güney Türkistan olarak tarif edebileceğimiz Afganistan ile alakalı bir maddenin sonuç beyannamesine yazılmış olması çok mühimdir. Bu başlık altında ayrı bir köşe yazısı yazacağımız için ilave bir yorumu şimdilik o yazıya bırakacağız.
Tacikistan ile Kırgızistan arasındaki hudut anlaşması ve aralarında sulhün tesis edilmiş olması da memnuniyet verici bir netice olarak kaydedildi. Tarihi, kültürel, siyasi, ictimai ve coğrafi hakikatler çerçevesinde Tacikistan’da Türk Dünyasından ayrı görülmemelidir. Muhtemel tehditlerin bertaraf edilmesi ve ortak gelecek tesisi hususlarında Türk Devletler Teşkilatına evvela gözlemci sıfatı ile davet edilmelidir. Sonrasında tam üyelik de değerlendirilir.
Türk Devletler Teşkilatına gözlemci olarak iştirak eden Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Macaristan’ın tam üye olmasının da vakti gelmiştir. Hatta Pakistan, Kosova, Bosna-Hersek ve Arnavutluk’un gözlemci olarak davet edilmelerinde bize göre fayda vardır.
Zirvede daha evvel de Cumhurbaşkanı Muhterem Recep Tayyip Erdoğan’ın teklifi ile kabul edilen, planlanan ve hayata geçirilmek üzere benimsenen ‘ortak alfabe’nin kabul edilmesi çok mühimdir.
Fakat 1991’den bu yana bir türlü yürürlüğe konulamayan ortak eğitim ve müfredat artık hayata geçirilmelidir. Bilhassa ortak dil ve ortak tarih muhakkak müfredatın içinde olmalıdır. Ortak dil tahsil ve tedrisatını tatbik ederken bütün Türk lehçe ve ağızları harmanlanmalıdır. Kökü belli olmayan ve sonradan uydurulan kelime ve tabirler ile Latin ve Slav dillerinden alınan kelime ve tabirler yerine Türk lehçelerindeki karşılıkları benimsenmelidir. Türk Devletlerindeki mahalli lehçe ve ağızlar korunmalıdır.
Türk Devletleri ortak savunma sanayi, ortak tatbikatlarla başlayacak olan Türk Devletleri savunma işbirliği ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Muhterem İlham Aliyev’in teklifi ile vücut bulan ortak tatbikat ve Türk Devletleri ordusu (Turan Ordusu) dünyanın kalbinde bir insanlık ve fazilet kuvveti olacaktır. Zirvenin en mühim kararlarından biri de bu maddelerdir.
Türk Devletler Teşkilatının Avrupa Birliği ve hatta ondan daha ileri seviyede bir birlik haline gelmesi lazımdır. Bu hususta mühim adımlardan biri de ‘Türk Dünyası Vatandaşlığı’nın olmasıdır. Türk devletleri arasında serbest geçişler temin edilmelidir.
Türk Devletleri arasında fitneye sebep olabilecek bütün meseleler fikren ve fiilen bertaraf edilmelidir. Mesela bu zirvenin ev sahipliğini en güzel şekilde hakkı ile yapan Azerbaycan ile Türkiye arasına fitne sokmak için uydurulan yalan-yanlış yorumlar ve asılsız haberlere müsaade edilmemelidir. 2015 yılında Rusya uçağının Suriye’de sınırımızı ihlal ettiği için düşürülmesi ile başlayan kriz esnasında Azerbaycan bila kayd-ü şart Türkiye’yi desteklemiştir. Müteakiben Hazar Denizinde düzenlenen sabotaj neticesinde 30 Azerbaycan Türk’ü şehid olmuştur.
Mesela İngiliz menşe’li bir haber kaynağı; ‘Hamas İsrail’e saldırdığı zaman Azerbaycan’da bayrakların yarıya indirildiği’ yalan haberini yaymıştır. Yine Filistin’deki bir grup Siyonist Yahudi’nin Ermenistan lehine ve onu destekleyen nümayişler yapmasını ‘Azerbaycan’a karşı Filistin’in Ermenistan’ı desteklediği’ şeklinde aynı mihraklar yaymıştır. Azerbaycan – İsrail ticari münasebetleri devam etmekle beraber, bu tür yalan haberler, düşmanlık hislerini ve fiillerini körüklemektedir. Bu ve buna benzer fitne kaynaklarını bertaraf edip Gebele Zirvesi’nin ruhuna ve lafzına uygun şekilde ev sahibi Azerbaycan’ımızın haklı davasını bu vesile ile daha fazla gündeme getirmek lazımdır. Azerbaycan’ın ve bütün Türk Dünyasının davası olan ‘Qarbi Azerbaycan meselesi’ devamlı anlatılmalı, anlaşılmalıdır.
Türk Devletleri Teşkilatının önümüzdeki zirve toplantısı sonuç beyannamesinde; “Qarbi Azerbaycan meselesi” için madde/paragraf açılmasını beklediğimizi de belirtmek istiyoruz.
Yeni Cumhurbaşkanı kararnameyle Türk soylular artık Türkiye’de “yabancı” sayılmayacak.
Azerbaycan'dan, Türkistan’dan ve diğer Türk topluluklarından gelen kişiler, mesleklerini serbest icra edip kamu ve özel sektörde çalışabilecek. Karar, Türk dünyasıyla bağları güçlendiriyor. Çok mühim ve sevindirici bir karardır. Muhterem Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederiz. Diğer Türk Devletleri’nin de benzer kararı alacağına inanıyoruz.
250 yıl evvel nüfusunun tamamına yakını, daha 200 yıl evvel de nüfusunun dörtte üçü Türk olan bugünkü Ermenistan’ın tamamı; Qarbi Azerbaycan’dır. Azerbaycan’ın parçasıdır. Türk beldesidir. Türk yurdudur.
1959 yılındaki nüfus sayımında Ermeni nüfusun 1 milyon 361 bin 800’e ulaştığı, Türk nüfusun da 107 bin 700’e düştüğü dikkate alınırsa, aradan geçen zaman içinde Türklere ne büyük sürgün, zorla göç, zulüm ve katliamların tatbik edildiği, yaşatıldığı tahmin edilebilir.
Son olarak daha yakın tarihte 1988-1991 yılları arasında Qarbi Azerbaycan’dan Türkler zorla göçürülmüştür. Hem de bütün mal varlıklarını öz vatanlarında bırakarak sürülmüşlerdir.
İlk olarak 1987 ve 1991 yıllarında Qarbi Azerbaycan’dan sürgün edilen 300 bin Azerbaycan Türk’ü artık kendi doğdukları evlerine dönmek istiyor.
1805 yılından itibaren vatanlarından edilen Qarbi Azerbaycan Türk’lerinin 3 milyon kadarı Türkiye’de yaşamaktadır. Borçalı ve Azerbaycan’ın diğer bölgelerinden Türkiye’ye göçmek mecburiyetinde kalanları da hesaba kattığımızda bu nüfus sayısı 7 milyona ulaşmaktadır.
Qarbi Azerbaycan İcmaı (Batı Azerbaycan Topluluğu); Ermeni işgalindeki 26 il ve 300 ilçeden meydana gelen Türk Vatanına Türklerin qayıdılması için kuruldu. Fakat unutmayalım: Qarbi Azerbaycan buralardan ibaret değildir. Ermeni işgalindeki bütün coğrafyadır.
Biz sulh ile, liyakatle ve milletlerarası hukuk çerçevesinde hasretini çektiğimiz öz yurtlarımıza dönmek istiyoruz.
Karabağ işgalden kurtarıldı. Sıra Qarbi Azerbaycan Türkleri’nin öz vatanına kavuşmasında. Unutmayalım ki; “Her hakikat bir hayal ile başlar.” Biz hayal edeceğiz. Ulaşacağımız menzili göreceğiz. Hedefimize inşallah ulaşacağız.
Burada birkaç hususu tekraren teklif etmek istiyoruz:
1. Qarbi Azerbaycan sadece Azerbaycan’ın değil, bütün Türklerin davasıdır. Bütün Türk Devletlerinde Qarbi Azerbaycan İcmaı’nın temsilcilikleri açılmalı ve faaliyete başlamalıdır.
2. Türk Devletlerinin parlamentolarında ve hükümetleri nezdinde Qarbi Azerbaycan davası anlatılmalıdır.
3. Pakistan başta olmak üzere İslam ülkelerinde de Qarbi Azerbaycan davası anlatılmalı ve desteklerini kazanmak için çalışılmalıdır.
4. Birleşmiş Milletler gibi milletlerarası kuruluşlar nezdinde Qarbi Azerbaycan davası çok sık dile getirilmelidir.
5. Biz Qarbi Azerbaycan’ın kan akmadan qayıdılmasını arzu ediyoruz. Mademki Qarbi Azerbaycan döğüşsüz, harpsiz qayıdacak. O zaman hep beraber lobi faaliyetlerine ve haklı davamızı bütün dünyaya kabul ettirme gayretine çok fazla ehemmiyet verelim.
Sen azad olanda, mene ölmek yoxdu eziz vetanım.