HABER: Muhsin AKIL
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Türkiye’nin üç yılını kapsayan (2023, 2024, 2025) ve Türkiye ekonomisinin kaderini değiştirecek olan Orta Vadeli Program ile ilgili bir sunum yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen Orta Vadeli Program sunumuna siyasiler, ekonomistler, sendika temsilcileri, akademisyenler, gazeteciler ve toplumun birçok kesiminden büyük bir katılım oldu.
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin önümüzdeki üç yılı içinde yapılacak ekonomik atılımları kapsayan Orta Vadeli Program’ın sadece kamunun kendi çalışması olmadığına vurgu yaptı. Programın hazırlanmasında STK’lar başta olmak üzere tüm meslek kuruluşlarının da fikirleri alındığı ve karşılıklı istişareler sonucunda ortak bir akılla hazırlandığını özellikle belirtti.
Orta Vadeli Program’ın hazırlanışında işçi, işveren, memur sendikaları dahil olmak üzere iş dünyasını temsilen sanayi odaları, İhracatçılar Birliği’nden sendikalara, sanayi odalarından sermaye piyasaları temsilcilerine, finans ve sermaye sektöründen tarım sektörüne ve daha birçok sektör temsilcilerine varıncaya kadar çok geniş kapsamlı görüşme, tartışma ve istişareler sonucunda üç yılı kapsayacak olan devası ekonomik çözüm programı hazırlanmıştı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Porgram’ın icraatında büyüme ve istihdamı ihmal etmeyeceklerini ve para politikasını güncellenmiş haliyle uygulamaya koyacaklarını ifade ederek deprem afetinin yaralarının sarılacağı, makroekonomik istikrarı sağlayarak orta vadede tek haneli enflasyona geçileceğinden söz etti. Ayrıca insana hizmet amacı doğrultusunda refahı artırmak ve sosyal adaleti sağlamak için gayret edeceklerini ifade etti. Depreme yönelik tek seferlik harcama ve bütçe açığını azaltıcı etkileri ile birlikte mali disipline büyük önem verileceğinin de altını çizdi.
Cevdet Yılmaz, konuşmasının devamında para politikasını dönemin ihtiyaç ve şartların göre güncelleştirerek makro çerçeve hedeflerini hükümet programı doğrultusunda ortaya koyacaklarını ve Merkez Bankası’nın da araç bağımsızlığı çerçevesinde gerekeni yapacağını, kısa vadeli, iyileştirici yapısal dönüşümler gerçekleştirerek ülkenin ve toplumun beklentilerine iyi/olumlu yönde cevap verileceğini ayrıca ifade etti.
Türkiye’nin üç yılını hedef alan Orta Vadeli Program’da dünya ekonomisini bilmeden ülke ekonomisinin sorunlarını sağlıklı bir şekilde değerlendirmesinin mümkün olmayacağı belirtilmiştir. Çünkü dünya ekonomisinin küçülmesi, küresel hasılatın gerilemesine yol açmasının dünya ticaretini etkilemesinin Türkiye’ye ne kadar yansıyıp-yansımadığını anlayamazdık!
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, konuşmasının devamında büyümenin etkileri üzerinde bahsederken Pandemi, Rusya-Ukrayna Savaşı, Jeopolitik gerilimler, enerji politikası ve gıda krizi vs. gibi etkenler üzerinde durarak dünyanın ortak kurallar yerine farklı gruplaşmacılığa gittiği bir dönemde şartların iyi okuyarak politikaların belirlenmesi gerektiğine vurgu yaparak şu ifadeleri kulandı: “Her ülke artık kendi çıkarı peşinde ve dünyadaki ortak kurallar yerine farklı gruplaşmalarla korumacılık eğilimlerinin güçlendiği bir dönemdeyiz. Bu dönemin şartlarını iyi okuyarak politikalarımızı şekillendirmek durumundayız. Baktığınız zaman dünya ticaret hacmi, dünya büyümesi özetle şunu söyleyebiliriz; dünya ve bölgemiz çok zorlu bir dönemden geçiyor. Ama bu zorlu dönemler aynı zamanda fırsatların da oluştuğu dönemlerdir. Güçlü, tecrübeli, liderliği olan ülkeler, güçlü kadroları olan ülkeler, planları, programları olan ülkeler bu zorlukları daha hızlı göğüsleyecek ve fırsatları çok daha etkili bir şekilde değerlendireceklerdir. Türkiye’de onlardan, öncü ülkelerden biri olacak diye düşünüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, yıllık ortalama büyümede dünya 3,6’dayken Türkiye 5,5’lik bir büyüme gerçekleştirdiğini belirterek Türkiye’nin dünya ölçeğine göre 2 puan önde olduğuna vurgu yaptı ve 20 yılda böylesi bir başarının takdirle karşılanması gerektiğini söyledi. Öte yandan bu yıl dolar bazında milli gelirin 1 trilyon 67 milyar olması beklenirken kişi başına 12 bin 405 dolar olması tahmin ediliyor diyerek ortalama yıllık gelirin 4,5 büyüme kaydedeceğini ifade etmiştir. İstihdamı ihmal etmeyeceklerini belirterek işsizlik oranında arzu edilen gerilemenin yakalanamadığının da altını çizmiştir. Bu nedenle işsizliğin orta vadede tek haneye düşürüleceğinin hedeflendiğini ifade ederek Türkiye bütçesi ile ilgili istatistik bilgiler üzerinde duran Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz 2023’te Türkiye’nin 6,5 trilyon gideri ve 4,9 civarında da bir gelir olduğunu söyleyerek ortaya çıkan açığın 1,6 trilyon civarında olduğunu belirtmiştir. 2024’te ne olabileceği artık çok rahat tahmin edilebilirdi.
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz’a göre Türkiye bütçe dengesinin ve faiz dışı dengenin giderek iyileştiği bir süreç yaşıyor. Depreme ayrılan 2023 ve 2024 bütçesi karşılaştırılırsa aradaki fark ortaya çıkar. 2025, 2026’da azalacağı tahmin edilmekte. Yılmaz’a göre bu rakamlar sadece merkezi yönetim bütçesi. Kit, mahalli idareler, sosyal güvenlik, İŞKUR gibi harcamalar bunlara dahil değil. Bu harcamalar da dahil edilirse elbet ki bütçe daha da artmış olacak. Her şeye rağmen merkezi yönetim giderleri önümüzdeki üç yıl içinde yüksek seyir edeceği ortaya çıkmaktadır. Bütçe dengesine bakıldığında bu yıl ve gelecek yıl bütçe açığı 6,4 olacak ve 2025’te 3,4’e ve 2026’da da 2,9’a düşeceği tahmin edilmektedir. AB’ye göre (Maastricht Kriterleri) bütçe açığı yüzde 3’ün altında olmalı. 2025 yılında faiz dışı denge sıfıra yaklaşırken 2026 bir fazla olacağı tahmin ediliyor. Bütün bunlardan Türkiye’nin dünyadaki en iyi ülkelerden birisi olduğu ortaya çıkıyor. Son 20 yıl içinde borçlar aşağı çekilmiş. Bütçe sağlıklı yönetilmiş. Afet krizlerinde yaraları rahat sırma imkanı doğmuş.
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz Türkiye’nin borçları konusunda şunları söyledi: “Bütün bu harcamalara rağmen 2024’te AB tanımlı genel yönetim bu dört borç stoğunun milli gelire oranı yüzde 35’lere yükselecek, geçici bir yükseliş olacak. Kademeli bir şekilde düşerek 2026 kamu borç stoğunun milli gelire oranını yine yüzde 33’ler civarına getirmiş olacağız. Bu önemli bir performans. Gelişmekte olan tüm dünyada bu rakam nedir derseniz, yüzde 65. Kalkınmış, gelişmiş ülkelerde bu rakam nedir derseniz, yüzde 109. Yani Türkiye kamu olarak diğer ülkelerle, dünyayla mukayese edildiğinde çok iyi bir performans gösteriyor depremin etkilerine rağmen” .
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz genel değerlendirme yaparak “Orta Vadeli Program’ın yedi temel ekseni büyüme ve ticaret, beşeri sermaye ve istihdam, finansal istikrarı ve fiyat istikrarını sağlama, kamu maliyesi, afet yönetimini iyileştirme, dijital ve yeşil dönüşüme adapte olma, iş ve yatırım ortamını iyileştirme gibi 7 başlık altında yapısal reformlarımızı Orta Vadeli Program’ın eki olarak ilan ettik. Orta Vadeli Program’ın yedi temel ekseni büyüme ve ticaret, beşeri sermaye ve istihdam, finansal istikrarı ve fiyat istikrarını sağlama, kamu maliyesi, afet yönetimini iyileştirme, dijital ve yeşil dönüşüme adapte olma, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek… Sanayi dışında tarım, ticaret, hizmet ticareti, madencilik gibi alanlarda önemli dönüşümler ve değişimlere imza atacağız. Beşeri sermayede istihdam olmazsa olmaz. Bizim temel hedefimiz insanımıza hizmet, büyümenin temeli de insan. Aslında insana yapılan yatırım hem sosyal refahı arttırıyor hem de beşeri sermaye kanalıyla ekonomik potansiyeli güçlendiriyor. Dolayısıyla insanımıza yatırıma devam edeceğiz. Özellikle burada gençlere ve kadınlara dönük bu politikalarımıza odaklayacağımızı ifade edebilirim. İş gücü piyasalarını güvenceli bir şekilde altını çiziyorum esnekleştireceğiz. Eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlere ve kadınlara dönük çalışmalarımız olacak. Girişimcilik ekosistemi, genç girişimcilik başta olmak üzere, kadın girişimcilik başta olmak üzere ekosistemimizi geliştireceğiz. Mesleki eğitimi özel sektörle birlikte geliştireceğiz. Burada bir taraftan enflasyonla mücadele ve makro ihtiyati sadeleştirme devam ederken, diğer taraftan piyasalardaki reformlarla finans piyasamızı geliştirmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz emeklilik sistemi, tasarruf kaynakları ve diğer birçok alanda yapacakları çalışmalardan bahsederken: “İstanbul Finans Merkezi’ni çok işlevli bir şekilde geliştirme kararlılığındayız. Yine emeklilik sistemleriyle ilgili yenilikler düşünüyoruz. Kamu maliyesinde bir taraftan gelirler, bir taraftan harcamalar yoluyla etkinliği arttıracağız. Yatırımlarda, cari harcamalarda etkinlik sağlayacağız.
Tasarrufun kaynakları öncelikli alanlarda, doğru alanlarda verimli, etkili bir şekilde kullanmak demek olduğuna işaret eden Yılmaz, “Biz de bu anlayış içinde tasarruflarımızı arttıracağız. İsrafın her türlüsüne karşı tedbirleri geliştirmeye devam edeceğiz. Vergilemede adalet ve etkinliği arttıracağız. Dijitalleşme odaklı bir şekilde kayıt dışılıkla mücadele edeceğiz. Sosyal güvenliğin sürdürülebilirliği, sağlık sistemi, sosyal yardımlar, yine kit yönetimi gibi alanlarda önemli tedbir, önemli iyileştirmeler düşünüyoruz. Diğer önemli bir yapısal alanımız afet yönetimi. Bu konuda bütünsel mekansal planlamalardan kentsel dönüşümün hızlandırılmasına, afet konutu üretimindeki yeni modellerden afet sigorta mekanizmasının geliştirilmesine çeşitli başlıklarımız var” dedi.
Cumhurbaşkanı Yılmaz konuşmasının sonunda gelişmelere göre adımlar atılacağını belirtirken ticaret, yatırımlar, yeşil ve dijital dönüşüm, 2053’de sıfır emisyon, bürokratik işlemlerde sadeleşme, yer tahsisi ve altyapı vs. temel konuları ilgilendiren sorunların çözümü için şunları söyledi: “Bizim de artık gündelik hayatımızda çok hissettiğimiz gelişmeler. Bu dönemde yine bu alanda çok önemli birtakım adımlar atacağız. Bunu yapmamız hem ticaretin önündeki engelleri kaldırmamız açısından, hem yeni yatırımlar ve dış dünyadan finansman cezbetmemiz açısından çok çok kıymetli. Dolayısıyla yeşil ve dijital dönüşüm ülkemizdeki ekonomik dönüşümde çok önemli bir unsur. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ilan edilen 2053 sıfır emisyon hedefi bizim ana çerçevemizi oluşturuyor burada. Çok uzun vadeli bir perspektifle ve sürdürülebilirlik odaklı bir şekilde bu alanı geliştirmeye devam edeceğiz. İş ve yatırım ortamını iyileştirmek bu dönemin en temel önceliklerinden biri olacak. Uluslararası normlara uygun, şeffaf, öngörülebilir kuralları geliştirme, bürokratik işlemlerde sadeleştirme, yer tahsisi ve altyapı gibi temel konulardaki sorunları çözme gibi çok detayları var ama bu noktada müsaadenizle fazla detaya girmeyelim. Tekrar Sayın Cumhurbaşkanımıza liderliği için tüm kamu kurumlarımıza katkıları için sivil toplum kuruluşlarına, paydaşlara yine katkıları için teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Orta Vadeli Programımızın ekonomimiz için, milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi. (HABER ile ilgili YORUM/ANALİZ Yazarlar Bölümünde)