Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Değerli okuyucularım, toplumda, sosyal medyada ve basında polisimizle ilgili ortaya atılan dedikodular, aslı-astarı olmayan iddialar ve şaibeler bizi derinden üzmekteydi. Fakat bazen öyle olaylar oluyor ki biz bile hayretler içinde kalıyoruz! Beş parmağın beşi bir olmaz. Elbet ki bazen de sorumluluğunu unutarak üniformasını ve mesleğini/makamını ahbap-dost veya çıkar ilişkilerinden dolayı görevini kötüye kullanan polislerimiz oluyor!.. Ya da birilerinin yalanına, gazına ve kışkırtmasına gelerek kendisini, görevini ve makamını ateşe atan polislerimiz… Geçen gün çok sevip-saydığım bir meslektaşım ziyaretine gittiği avukat bir arkadaşının ofisinde böylesi bir olayı canlı canlı yaşıyor ve şahit oluyor.
Bu değerli meslektaşım, ziyaretine gittiği Avukat arkadaşının moralinin bozuk olduğunu görünce sormadan edemiyor. O da yaşamış olduğu bir olaydan dolayı moralinin bozuk olduğunu söylüyor ve başlıyor anlatmaya… Bir araba kiralama firmasından (Rent a Car) araç kiraladığını, parasını peşin ödediğini, gerekli anlaşma/sözleşme yapıldığını ve aracı teslim aldığını söylüyor. Kısa bir süre sonra asıl asıl araç sahibi, araba kiralama firmasına vazgeçtiğini ve arabasının iadesini istiyor. Araç kiralama firması sahibi, araç sahibine aralarında bir sözleşme/anlaşma olduğunu hatırlatıyor. Daha sonra da aracı kiralayan müşterisi avukat ile görüşüyor ve durumu anlatıyor. Avukat da bu durumun sözleşme/anlaşma şartlarına aykırı olduğunu ifade ederek araç kiralama firması sahibine paramızı geri iade etsin arabasını geri verelim diyor.
Bu olay yüzünden araç sahibi, araç kiralama firması sahibi avukat arasında yoğun bir tartışma yaşanıyor. Araç sahibi “benim polis tanıdıklarım var, ne yapacağımı gösteririm size” diyerek küfür ve tehditlerini avukatı tehdit ediyor. Araç sahibi anlaşma/sözleşme olmasına rağmen aracının çalındığını polise ihbar ediyor. Yetkili polisler aracı avukatın ofisi yakınında buluyor. Avukat olayın aslını polislere anlatıyor. Polisler avukata ‘haklısınız avukat ama biz görevimizi yapıyoruz, gerekli şikayetinizi yapar hakkınızı ararsınız’ diyorlar.
Avukat ve polisler hep birlikte şikayet edilen karakola gidiyorlar. Avukat haksızlığa uğradığını, aracı kiraladığını, parasını peşin ödediğini ifade ediyor. Ve araç sahibinden davacı olduğunu söylüyor. Araç otoparka çekiliyor. Avukat da karakolda ifadesini veriyor. Avukat tekrar kendi ofisine dönüyor.
Aradan üç-beş saat geçtikten sonra avukatın ofisine iki resmi polis geliyor. Avukat karşısında resmi üniformalı polisleri nezaketen içeriye buyur ediyor. Fakat polislerin arkasından araç sahibi de içeri dalıyor. Polisler de araç sahibi için bizimle geldi, şikayet eden o zaten diyorlar. Kısa bir gerilimden sonra polisler avukata çalıntı araç için geldiklerini söyleyince avukat aracın çalıntı olmadığını, kiralandığını ve bu konuda karakola ifade verildiğini, hatta birkaç saat önce aracın sahibine teslim edildiğini beyan ediyor. Avukat ayrıca polislere bu konuyla ilgili arama, izin ve yetki belgelerini göstermelerini söylüyor. Polisler ‘biz polisiz sen nasıl bize böyle bir soru sorabilirsin, senden mi izin alacağız, biz her yere gireriz’ deyince ortalık karışıyor Avukatın müvekkillerinden birisi de olayı yatıştırmak için araya girince ofiste arbede yaşanıyor. Polisler ısrarla araç sahibine destek vermeye devam ediyorlar. Polislerden birisi araç sahibini dışarıya kaçırıyor. Diğer polis avukata ve avukatın müvekkiline “Hepinizi tutuklayacağım…” vs. tehditlerde bulunuyor.Uzun sürelik arbede ve tartışmadan sonra polisler avukatlık ofisini terkdiyorlar.
Avukat polislerin görev dışı geldiklerini, yaşanan arbedede, hakaret, tehdit ve mağduriyetten dolayı şikayet ve davacı olmak için Baro ve yetkili mercileri arıyor. Kısa bir süre sonra Barodan görevli avukat ve polisler avukatın ofisine geliyorlar. Olayın bütün detaylarını avukattan dinliyorlar. Daha sonra da avukatın ofisini basan polislerin görev yaptığı karakola hep birlikte gidiyorlar. Maalesef polis karakolunun o günkü amiri de polislerini savunuyor! Avukatın bu konudaki şikayetini kabul edilmediği gibi ifadesini bile almıyor. Bu sefer Avukat uğramış olduğu haksızlık, yalan, iftira ve ofisin basılması vs. nedenlerden dolayı haklarını aramak için Bimer, Cimer, Savcılık ve ilgili makamlara müracaat etmeye karar veriyor.
Meslektaşım böylesi bir olayı bana bütün detayları ile birlikte anlattı. Biz de bu olayı yerinde araştırdık. Avukatı ve şahitleri dinledik. Şu an elimizde bu yaşanan olayın bütün ayrıntıları, bilgileri, resimleri ve görgü şahitleri var. Fakat bir-iki polisin cehaleti, hatası ve yanlışı yüzünden tüm polis camiamızın adı lekelenmesini istemedik. Bu nedenle de sözkonusu olaya dahil olan polislerimizin ve polislerimizin bağlı olduğu karakolun ismini vermedik. Böylesi bir olayı haber-yorum şeklinde yazmaktaki amacımız: bu tür olayların bir daha yaşanmaması, polislerimizin daha dikkatli olması ve gerekli mercilerin uyarılması!..