Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
İzzet Sarı

Suçlu ayağa kalk!

Asıl mevzu tabiî ki ekonemik kriz olmalı; fakat son bir haftadır Kastamonulular “Kastamonuspor’u” konuşuyor.

İşte bunun için dedim mevzu Kastamonuspor diye…

-Burak İzbeli başkanlığında yeni bir yönetim seçildi Kastamonuspor’da, lakin işler başlamadan kötü gitmeye başladı.

KSK’da işlerin iyi gitmeyeceği başından belliydi. Hani “olacak oğlak b…. belli olur” diye  klişe bir söz var ya…  İşte bizim oğlak da daha doğduğu gün hastaydı!

Çünkü Kastamonuspor konusunda hiç kimse görevini yapmıyordu. Hentbol liginde mücadele eden Belediyespoer’da işler tıkırında. Formaları, otobüsü, yiyecek yemeği, tesisleri kısaca her şey yolunda. Neden? Çünkü orada herkes “hedefe” kilitlenmiş durumda. Orada hedef belli. Organizasyonu yapanlar belli. Oyunu oynayanlar da belli. Doğru ya da yanlış orada herkes işini yapıyor ve gemi bir şekilde yüzüyor.

ÇALIŞMADAN, EMEK HARCAMADAN KAZANAMAZSINIZ!

Bu şehrin Valisi, Belediye Başkanı ve Milletvekilleri, bu şehrin her şeyinden sorumludur.

Şehrin huzurundan, geçiminden, acından-tokundan, hatta ve hatta şehirdeki sarhoştan dahi sorumludur.

Eee böyle olunca Belediyespor hentbol takımından görüntüde mevcut başkan ve yönetim kurulu sorumlu olsa da orayı sahiplenen birileri var. Belediye Başkanımız, Valimiz ve hatta kıdemli Milletvekilimiz orayı sahipleniyor. Tam dört dörtlük olmasa da orası bir şekilde yürüyor. Orada işler o kadar iyi yürüyor ki takımımız yurt dışına özel uçakla bile gidebiliyor!

Gel gelelim Kastamonuspor’da işler maalesef iyi gitmiyor. Nedeni ise “sahibi yok!”

Kastamonuspor’un vilayet nezdinde reytingi çok fazla, ancak özel olarak birileri “Bu güzide kulübü itibarsızlaştırıp, değersizleştirip her geçen gün düşen reytingi üzerinden asıl hedefe ulaşmak istiyorlar.”

Kısaca şehrimizde aynı kişiler mahallenin birinde güzel işler yapıyorken diğer mahallede işini yapmıyor!

Peki işini iyi yapmayınca neler oluyor, koskoca bir kargaşa çıkıyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Paşa, işini iyi yapanlar için bakın ne güzel bir söz söylemiş…

“Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır”

Peki işinizi iyi bir şekilde yapmazsanız ne olur? Tabi ki kargaşa çıkar. Sistem işlemez. İnsanlar huzursuz olur.

-Fırında, bakkalda veya markette zamanında ekmek bulabiliyorsak “Belediye iyi denetlemiş, fırıncı da işini iyi yapmış demektir.”

-Evimizdeki musluklardan her açtığımızda sağlıklı içme suyu akıyorsa “Belediye Başkanı ve bu birimde çalışanlar işini iyi yapmış demektir”

-Cadde ve sokaklarımız tertemiz, pırıl pırıl yapılmışsa; “Belediye Başkanı ve temizlik birimindeki çalışanlar işini iyi yapmış demektir”

-Kastamonu sokaklarında asayiş berkemal ise; “Valimiz, Emniyet Müdürümüz ve diğer sorumlu güvenlik görevlileri işini iyi yapmış demektir.”

-Kastamonuspor’un taraftarları işlerini iyi yapsalardı kulüp bu durumda olmazdı. Her seferinde cefakar taraftar olarak bildiğimiz kırmızı-siyahlı kulübe sahi çıkan taraftarlarımız ne şehri yönetenler üzerinde baskı kurabiliyor nede kulübü yönetenler üzerinde.

Hatta bazı tribün liderleri bu kaos ortamına sessiz kalsın(!) diye “Özel çaba harcayanlar dahi var bu şehirde”

-GAZETECİLER ASIL İŞLERİNİ BIRAKMIŞ, YÖNETİCİLĞE SOYUNMUŞLAR!

Belediye Başkanı görevini yapmadığı zaman kim eleştirecek? Tabi ki gazeteciler. Peki gazeteciler görevini yapmadığı zaman kim eleştirecek? Tabiki yine sağduyulu gazeteciler.

Yahu kardeşim senin görevin gazetecilik… Senin ne işin var profesyonel spor kulübünün yönetiminde?

Sen asıl olan işini yapsana… Senin işin olumlu ya da olumsuz yönde eleştirmek. Sen eleştiri yaparak yanlışları düzeltebilirsin. Ama maalesef bizim memlekette gazeteciler bile profesyonel kulüp yöneticiliğine soyunmuş durumda.

Bu arkadaşlarımız gerçekten ‘ikna edilerek mi, yoksa bu işe inanarak mı girdiler?’

Gerçekten inanılır gibi değil.

Kısaca ayakkabı boyacısı da, çiftçisi de, işçisi de, memuru da işini iyi yaparsa toplumda hiçbir sıkıntı olmadan yarınlara daha huzurlu ve mutlu bir şekilde yürüyebiliriz.

Bu her alanda ve her meslekte böyledir.

Peki zincirin bir halkası kopmuşsa, işte o zaman korkmak lazım. İşte o zaman birileri görevini yapmıyor demektir. Hatta o birileri görevini yapıyormuş gibi görünüp saman altından su yürüterek toplumu kandırmaya çalışıyor demektir!

Bu şehirde Kastamonu Belediyespor’dan nasıl belediye başkanı sorumlu ise, Kastamonuspor’dan da sayın başkan sorumludur. Hani bazı çok bilmişler var ya; onların siyasileri ve sorumlu kişileri her zaman yanılttığına şahit olmuşuzdur. Sakın kimse bu konuda “topa girme başkan, bu top her başkanın ya da yöneticinin elini yaktı” diye kandırmışsa… İşte o zaman kaybedersiniz.

Bu gün kazandığınızı sanırsınız ama zamanı gelince bu sessizliğin ve suskunluğun bedelini yine siz ödersiniz.

BELEDİYESPOR’A VAR, KASTAMONUSPOR’A YOK(!)

Dedik ya Kastamonu Belediyespor’da asıl hedef belli, Kastamonuspor’da ise asıl hedef yine belli(!) Yani aslında herkes hedefine bir şekilde ulaşıyor.

Şehirdeki bazı kişi ve kurumlardan Belediyespor’a nasıl el altından kaynaklar sağlanıyorsa, pek âla Kastamonuspor için de bazı kaynaklar sağlanabilir.

Örneğin; Belediyespor için nasıl sponsorlar bulunuyorsa (isimleri ajanda da var)  bu şehrin kurumlarından kaynaklar sağlanabiliyorsa (ki bunu şehirde herkes biliyor) 

Bence çok kolay, KSK içinde bazı kaynaklar sağlanabilir. Mesela yakın zamanda 150 küsur milyona satılan Alpaslan Türkeş Botanik Parkı arazisinin yeri ya da arsasını alan iş insanlarından pek âla yüklü bir bağış alınabilirdi. Siz yeter ki isteyin, siz yeter ki işinizi iyi yapın.

Eğer siz samimiyseniz önce iyi bir sistem kurarsınız! Sonra bu dediğim yöntemlerden kaynak sağlama işlerine girersiniz. İyi bir sistem kurmadan bu işlere girerseniz, (eski Kastamonuspor örneği hala ortada duruyor.)

Haaa koltuğunuzun altındaki ajandada başka başka planlar varsa bilemem. Ben normal işleyişten bahsediyorum.

-KAPTAN FARUK ÖCAL SÜREKLİ MESAJ VERİYOR

Kastamonuspor’un takım kaptanı hemşehrimiz Faruk Öcal, birkaç gün önce sosyal medyadaki hesaplarından bir mesaj yayınladı. Aslında bir değil, kaptan sürekli  mesaj yayınlıyor. Ama anlayan yok. Herkes sağır ve dilsizi oynuyor!

Mesela birkaç gün önce; “Birlik ve beraberlik içerisinde Kastamonuspor’u nasıl mahvederiz! Yok ederiz… Çok yakında vizyonda” dedi kaptan… Aslında burada çok önemli bir mesaj vardı.

Yine dün gece,  kulübün mevcut yönetimi için; “İkna edilmişlerle yola çıkılmaz! Yola inanmışlarla çıkılır!” mesajını attı. Kaptan Faruk’un bu mesajına da ilk alkış mevcut As Başkan Erkan Yılmaz’dan geldi.

“İkna edilmişler veya inanmışlar” lafı mevcut yönetim için miydi yoksa bir önceki yönetim için miydi? Gerçekten düşündürücü bir durum. İlk alkışın mevcut as başkan tarafından yapılması gerçekten inanılır gibi değil. Sayın as başkana sormak lazım; bu alkışı ne için attınız? İnandığınız için mi yoksa ikna edilerek bu göreve getirildiğiniz için mi?

Son olarak sanırım anladınız. Kastamonuspor’da işler hiçte iyi gitmiyor. Transfer yasağı açılmıyor. Yeni yönetime seçilen Cahit Cebeci de önceki gün istifa etmiş. Eski başkan Erkan Özcan’a umutlar bağlanmıştı ama o da çaresiz bir şekilde bir şey yapamıyor!

SORUMLULAR BELLİ…

Peki kulüp neden bu duruma geldi?

Bunun tek bir sorumlusu yok tabuku. Kabul etsek de etmesek de birinci sorumlusu belediye başkanı, Vali, Milletvekilleri, siyasi partilerin il başkanları, sivil toplum örgütleri, taraftarlar ve tabi ki aylarca bu şehre umut saçan Cengiz Aygün’dür…

Geçmiş olsun…

Büyük mücadelelerle elde edilen kazanımlar maalesef yok oluyor. Bu şehrin ismini Türkiye 2. Liginde taşıyan ve belli bir “marka” değeri olan Kastamonuspor’u el birliğiyle yok ediyorsunuz!

 GÜNÜN SÖZÜ

“Ne adaletsiz bir dünya, kimi günahları ile yükseliyor, kimi iyilikleri ile kaybediyor!”

(Shakespeare)

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER