Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Meltem TV’de ‘Gülgûn Feyman’la Haberin İçinden’ programına konuk oldu.
Güncel meselelerin konuşulduğu programda Türkiye’ye göç meselesi masaya yatırıldı.
Programda Suriye ile ilişkiler konusuna giren BTP lideri, önce “Bugün BM’de Suriye’yi kim temsil ediyor? Suriye ile ilgili herhangi bir anlaşmaya imza atılacağı zaman kim bu imzayı atıyor?” sorusunu sordu ve şu cevabı verdi; “ Suriye Devlet Başkanı Esad. Bu yönetimden memnun olanlar da vardır, olmayanlar da. Bu bizim konumuz değildir. Atatürk bugünleri görmüş ve “Arapların içişlerine karışmayın” diye vasiyet etmiştir. Ama biz bugün onların içişlerine karışa karışa bu hale geldik. Suriye devletini yöneten kişi ile ilgili yaşadığımız problemden dolayı bir hukuk geliştiremiyoruz ve hukuki statüsü sığınmacı, mülteci veya kaçak göçmen neyse… Sayılar saklanıyor ama Türkiye’de 11 milyon Suriyeli var. Şimdi biz “PKKlı teröristler, bu ülkede hain olan kim varsa sana geliyor ve sen bunları alıyorsun” diye Almanya’ya kızıyoruz haklı olarak. Bugün Türkiye’deki Suriyelilerin önemli bir kısmının durumu bu şekilde. Ben burada katıldığım ilk programda “İnsanoğlunun kaybettiği ilk temel değer empati kabiliyeti” demiştim. Şimdi biz bir empati kuralım. Adamın oradaki fiili belli ve biz bunu alıyoruz. Bu, Suriye tarafından bakılınca görülen tablo. Bir de bizim tarafımızdan bakalım.”
“Florya sahilinde nargile keyfi yapıyorlar”
Suriyeliler konusundaki durumun Afgan meselesinde de geçerli olduğunu ifade eden BTP lideri, “ Siz bugün evden çıksanız işe giderken lastiğiniz patlasa iki gün başınız ağrır. Bu insanlar evini bırakıyor, ailesini bırakıyor, işini bırakıyor, birikimini bırakıyor buraya geliyor ve Florya sahilinde nargile içiyor. Benim dükkanımın camı kırılsa bir hafta kendime gelemem canım sıkılır. Meselenin hukuki değerlendirmelerini bir yana koyup insani bir psikoloji koyuyorum ortaya.”
Türkiye’de mevcut durumda 12-13 milyon yabacının bulunduğunu ifade eden Hüseyin Baş, “Herkes istediği yerde. Kim ne, neci bilinmiyor. Sen bunlara özel bir bölge oluştur. Biz bunlara aş verelim, iş verelim ama o bölge içerisinde verelim. Mesela bunları tarımda işçi olarak kullanalım. Sen burada nargile keyfi yapacaksan kardeşim olmaz ki…” dedi.
“Türkiye Atatürk sayesinde çölde açan bir gül gibiydi”
“Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bulunduğumuz coğrafyada adeta çölde açan bir gül gibiyiz.” diyen Hüseyin Baş, “ Bunu da Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Bugün Suriye’ye, Irak’a, İran’a, Libya’ya vs. etrafımıza bakalım. Bizim farkımızın tek sebebi Atatürk’tür. Ben buna Atatürk farkı diyorum.” dedi ve şöyle devam etti; “Bizim kültürel seviyemiz, yaşam alışkanlıklarımız bu insanlardan farklı olabilir. Bu durum bu insanları aşağılık yapmaz, biz asla bu düşüncede olan insanlar değiliz. Biz bunlara sahip de çıkabiliriz. Afganistan’dan gelenlerin hukuki bir karşılıkları yok. Bunlar ne mülteci, ne sığınmacı. Dalga mı geçiliyor bizimle. Adam evinin balkonundan video çekiyor, Afganlar akın akın Türkiye’ye giriyor. Bunu çeken vatandaş “benim gördüğümü devlet görmüyor mu, konum atayım devlete gelsin” diyor.
“Kalabalıkta artistliğin tenhada özrü olmaz”
Programda iktidarın dış politikası üzerine de eleştirilerde bulunan BTP lideri, “Ermeni soykırım iddialarıyla ilgili Joe Biden 24 Nisanda “soykırım” ifadesini kullandı. Sayın Cumhurbaşkanı da , “Sen kim oluyorsun da böyle söylüyorsun” dedi. Sayın Cumhurbaşkanı böyle konuşunca ben çok mutlu oldum. Yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra da Joe Biden ile görüşecek orada da yüzüne karşı , “hayırdır kardeşim” diye sorar diye bekliyorduk. Sonra Brüksel’de NATO zirvesinde buluştular ve görüşmeden sonra “Hamdolsun Ermeni meselesi gündeme gelmedi” dedi. Bu görüşmeden sonra bir de Kabil Havalimanı’nı koruma meselesi ortaya çıktı. O zaman bana “bu konuda ne diyorsun” diye sordular. Dedim ki, “Kalabalıkta artistliğin tenhada özrü olmaz.” Kalabalıkta atar tutarsan Kabil havalimanını sana kitlerler.
ABD sınırımıza neden tank yığınağı yaptı?
Programda ABD’nin Türkiye sınırına tank yığınağı yapmasına da dikkat çeken BTP genel başkanı, “Burada asıl milli güvenlik meselesi de şudur. ABD Yunanistan’daki Dedeağaç Üssü’ne 400 tane tank gönderdi. Bu tanklar Bulgaristan ve Romanya’ya dağıldı ve namluları Türkiye’ye dönmüş vaziyette bekliyorlar. Sorsan NATO güçleri tatbikat için vs. orada bekliyorlar derler ama bakın bu gemi değil, uçak değil. Tank nedir ya? Ne zaman, tam da bu Afgan göçlerinden hemen önce! Şimdi buradaki problem şu, küresel güçler, emperyalist güçler dediğimiz güçler her kimse, bunların bu coğrafyada gözü olduğunu, bu coğrafyada bir karmaşa istediğini biliyor muyuz? Eğer ahmak değilsek biliyoruz. Bunu Irak’tan, Suriye’den, Libya’dan biliyoruz. Aynı bölgenin içinde biz de varız. Bu insanlar Türkiye’de Türkü Kürdü birbirine düşürmeye çalıştı başarabildi mi, Alevi Sünni’yi birbirine düşürebildi mi? Hayır… Her türlü yolu denediler ama başaramadılar. Şu anda asıl amacın “sayıca çok fazla, belli bölgelerde savaşmış, terörize kabiliyeti fazla insanları buraya yerleştirelim” olmadığı ne malum. Çocuk 20 yaşında, doğduğu günden buyana savaşın, çatışmanın içinde. Şimdi bunlar üzerinden oluşturulabilecek bir karmaşadan sonra o NATO gücü, o ABD gücü tanklarının sınırımızdan içeri sokulması mümkün mü, mümkün! Belki de plan bu, niye bunu konuşmuyoruz. Siyaset bunu dillendirmiyor, niye buna karşı çıkmıyoruz? Asıl problem burada.
Türkiye’de iç savaş hazırlığı mı yapılıyor?
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş: Sığınmacılar üzerinden çıkarılabilecek bir karmaşadan sonra ABD’nin sınırımıza yığdığı tankların içeri girmeyeceği ne malum !