ABD-Venezuela Geriliminin Derinliğinde Yatan Gerçekler

Ara 5, 2025 - 09:29
ABD-Venezuela Geriliminin Derinliğinde Yatan Gerçekler

Günümüzde ABD-Venezuela arasındaki gerilim ve tansiyonun doruk noktaya ulaşmasının sebeplerini anlayabilmek için iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin geçmişi hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bu sebeple ABD-Venezuela ilişkilerinin tarihi derinliğine kısa bir yoluculuk yapacağız.

ABD ve Venezuela arasındaki siyasi ve ticari ilişkilerin başlaması bundan yüzyıl öncesine dayanıyor. 1904 yılında, Amerikalı diplomat H. Wolcott Bowen, Venezuela’nın barışçıl ve güvenli bir ülke olduğunu ifade etmişti. Daha sonra bu durum bozuldu. 1948 yılında darbeyle yönetimi ele geçiren diktatör Perez Jemenez, ülkenin başta petrol olmak üzere diğer doğal kaynaklarını ABD tarafından sömürülmesine izin verdi. 1999 yılında Hugo Chavez, devlet başkanı olur olmaz kendisinin anti-emperyalist ve ABD’ye karşıtı ilan ederek ABD’ye psikolojik savaş başlattı. H. Chavez’in bu açıklaması ABD-Venezuela ilişkilerinin bozulmasına sebep oldu.

2002 yılında ABD Başkanı George W. Bush’un, H. Chavez’e yönelik darbe girişimine destek vermesi, 2008’de ABD Büyükelçiliğinin hükümet karşıtı gruplarla işbirliği yapması, 2014 yılında bazı ABD’li diplomatların ülke içinde şiddet yanlısı grupları desteklemesi zaten devam etmekte olan ABD-Venezuela gerilimini doruk noktaya ulaştırdı. 2019’da Venezuela’da yaşanan başkanlık krizi üzerine ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Meclis Başkanı Juan Guadio’yu geçici Başkan olarak tanıdığını açıklaması Venezuela, ABD ile bağlarının tamamen kopmasına yol açtı.

Daha sonra ABD-Venezuela ilişkileri biraz yumuşamış olsa da Trump’ın yeniden başkan seçilmesi sonrasında ABD-Venezuela arasındaki var olan çatlak Tren de Aragua olayı ile iyice büyüdü. ABD, Venezuelalı bir grubu Tren de Aragua çetesi üyesi olarak suçlayarak El Salvador’daki olağanüstü güvenlikli CECOT/(Terörizmin Sınırlandırma Merkezi) hapishanesine gönderdi.  Aynı şekilde ABD, Cartel de Los Soles/(Güneş Karteli) bahanesi ve Venezuela Silahlı Kuvvetleri üst düzey generalleri uyuşturucu trafiğinde rol oynadıkları iddiası ile Karayip Denizi’nde uyuşturucu taşımakla suçladığı gemilere ve teknelere karşı hava saldırıları başlattı.

ABD-Venezuela arasında devam eden gerilimin Venezuela açıklarında bazı teknelerin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını iddiasıyla iyice zirveye tırmanmıştı. ABD askeri güçleri, uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere yönelik bugüne kadar onlarca saldırı gerçekleştirmiş ve 100’e yakın kişi hayatını kaybetmişti. ABD, uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla sözkonusu bu gemilere ve teknelere saldırması uluslararası kamuoyunda da eleştirilmişti.

ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz ay Venezuela ve Devlet Başkanı Madura hakkında ağır suçlamalarda bulunmuştu. Venezuela hapishanelerdeki yüzbinlerce suçluyu ülkelerine gönderdiğini ifade ederek ABD’ye büyük zarar verdiğini açıklamıştı. ABD Başkanı Trump daha da ileri giderek Venezuela’yı garyimeşru, devlet başkanı Madura’yı da terörist ilan etmişti. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD Ordusu’nun Venezuela’da rejim değişikliği için her türlü operasyona hazır olduğunu açıklayarak Venezuela’ya yönelik saldırı ve işkal tatbikatlarını başlattı. ABD, daha önceden Venezuela açıklarına göndermiş olduğu denizaltı ve savaş gemilerine katılmak üzere yeni deniz gücü takviye etti.

ABD’nin bu hamlelerine karşı da Venezuela da karşı savunmaya geçerek kendi savaş uçaklarını havalandırarak tatbikatlara başladı. Ayrıca Venezuela Devlet Başkanı Madura, ülkesine ABD tarafından yapılacak saldırıyı püskürtmek için 4,6 milyon milis gücü seferber ettiğini açıkladı.

ABD’nin Venezuela’ya yönelik saldırıları ve Devlet Başkanı Madura’yı devirmeye kalkışması uluslararası arenada bazı ülkeler ve kuruluşlar tarafından eleştirilirken Küba Devlet Başkanı Bruno Rodriguet Parrilla da ABD’nin Venezuela hükümetini askeri güç kullanarak devirmeye çalışmasının öngörülmez sonuçlar doğurabileceğini, derece tehlikeli ve sorumsuz bir eylem olacağını ifade etti.

Bazı haber kaynaklara göre Madura ve Trump arasında geçen bir telefon görüşmesi yaşanmış, Trump, Madura’ya ailesi ile birlikte Venezuela’yı terk etmesini talep etmesi istemiş! Ve küresel af isteyerek ordunun kendi kontrolünde kalması nı Trump’tan talep ettiği iddia edilmişti. Trump, Madura’nın bu taleplerini reddetmişti.  Biz bu tür iddialarının abartılı asılsız olduğuna inanıyoruz. Bu iddiaların, ABD istihbarat kaynaklarının kirli propagandası veya ülke içindeki Madura karşıtlarının ortaya attıkları asılsız iddialar olduğunu tahmin ediyoruz. Elbet ki Trump ve Madura arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmiş olabilir. Fakat bu görüşmede Trump ve Madura’nın neler konuştuğu hakkında ortada kesin bir şey olmadığı için bu konuda şu anda kesin bir şey söylenemez.

ABD’nin uyuşturucu bahanesiyle Venezuela’ya yönelik saldırıların derinliğinde yatan asıl gerçek ise Venezuela’nın yeraltı kaynakları yönünden zenginliğidir. Altın ve petrol başta olmak üzere birçok değerli maden kaynaklarının bolluğu ile bilinen Venezuela ABD’nin yıllardır iştahını kabartıyordu. ABD’nin gözünü Venezuela’nın yeraltı zenginliklerindeydi. O yüzden de sürekli bahaneler üreterek Venezuela’yı hedef alarak tehditler savuruyordu. ABD’nin uzun yıllardır Venezuela üzerine jeopolitik hesaplar yapması da bu sebepledir.

Görüldüğü gibi ABD’nin emperyalist küresel bir güç olduğu sadece Venezuela üzerinde oynadığı oyunlar ve saldırganlıklarından anlaşılmıyor. Yıllar önce Ortadoğu’yu dizayn etmeye kalkışmasının altında da benzer şeyler vardı! 11 Eylül Terörü sebebi ile Afganistan’ı, kimyasal silah bahanesiyle Irak’ı işgal etmesi daha dün gibi hafızalarımızda. Ve günümüzde şu anda devam etmekte olan İsrail’in Filistin/Gazze işgali ve soykırımın perde arkasında da ABD var. ABD’de başkanlar değişir zihniyet asla ve asla değişmez. Amerika’nın sömürgeci, işgalci ve şiddet yanlısı olduğu yüz yıldır zaten bütün dünya tarafından bilinmektedir.

ABD için Ortadoğu, Latin Amerika fark etmiyor. Yeter ki ağzını sulandıracak bir şeyler olsun! Zaten yıllardır bazı Latin Amerika ülkeleri ABD tehdidi altındaydı. Bugün en belirgin/yaşanan örneği şu anda Venezuela. ABD kafayı Venezuela’ya kafayı taktıysa şayet, yakın bir zamanda kısa süreçli bir savaş yaşanabilir! Daha sonra da Venezuela’da rejim ve lider değişikliği! Aslında çok zor ama ABD’ye en büyük destek Venezuela içinden geliyor! İçerden destek olmasa ABD bu kadar rahat hareket edemez. Ülkeleri dış düşmandan çok iç düşmanlar yıkar! Hainler olmasa ülkeler yıkılmaz!