Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Ah şu kısır Türkçe…

Atatürkçü, çağdaş Kamalist kesim bizi sevmez. Eh, biz de onlara canım ciğerim demeyiz elbet.

Lâkin isterdim ki aramızdaki meseleleri ideolojik körlükle değil, akıl endaze ile çözelim. Tartışmalarımız medenî olsun.

Meselâ şu zengin Türkçe lisánımıza, bin yıllık öz Türkçe yazımıza muhalefeti anlamak mümkün değildir.

Akıllara sezâ bir hal. Esasen “yaraşır, münasib, uygun” mánâsındaki «sezâ»nın döne dolaşa «akıl» kelimesiyle yan yana galat-ı meşhur olmuş mánâsıyla, «akıllara zarar», akla ziyan, mantıksız.

Yahu bir milletin bin yıllık yazısı mı öz yazısıdır, yoksa seksen yıllık olanı mı? İnsaf birâder… Gerçi siz insafın ne olduğunu da bilmezsiniz.

İnsaf, Ar. nasf kökünden gelir, bir şeyin yarısını almak, yarılamaktan, adâlete uygun hakça davranış, nefse değil vicdâna uyarak adâletle hükmetme, merhametli davranma, yaptığı işin içini tırmalamaması, huzursuzluk vermeyecek düzeyde olması mánâsını taşır.

Bu yüzden bir hadîs-i şerîf’te “İnsaf dinin yarısıdır” buyurulur.

Sizde din olmadığı için hadîs-i şerîf’i geçtik.

Adaletten anladığınızın da en fazla eşitlik düzeyinde yàni, insafın asıl anlamına ulaşmadan “bir şeyin yarısı” seviyesinde olduğunu biliyoruz.

Fakat şu kısır Türkçe inadınızı yine de anlayamıyoruz. Tamam insafınız yok ama insanlık âleminden de mi utanmıyorsunuz?

Hangi millet atalarını yok sayıyor? O pek sevdiğiniz gâvur diyarlarına bakınız. Hangisi atalarının lisánını kuşa çevirmiş, yüzyıllar boyunca kullandığı yazıyı ahmak bir harf inkılâbıyla berhava etmiş?

Ahmed Midhat Efendi, “Onlar bir kadını aşk kelimesinin bütün şümûlü ile sevmezler” diyordu kadınları anlatan bir kitabında.

Yeni nesiller cümleyi şöyle söyleyecekler sizin uyduruk kısır Türkçenizle: “Onlar bir kadını aşk sözcüğünün tüm kapsama alanıyla sevmezler.”

Tamam, tamam, şu kargalar da hemen gak gak gak, çirkin kahkahayla gülmeye başlıyorlar azizim.

Ya şu Cenap Şahâbeddin’e ne demeli:

“Bu sözün şümûlü umûmî olmasa da İtalya ve İtalyanlar hakkında isâbeti sa’bü’l-inkârdır” deyu bir laf etmiş…

Zavallı kısır Türkçe müblelâları için bunun da tercümesi gerek:

“Bu sözün kapsama alanı genel olmasa da İtalya ve İtalyanlar hakkındaki uygunluğunun onaylanmaması zordur” derseniz ancak anlayacaklardır…

Kargalar bi gidin, yeter yahu…

Başımı ağrıttınız gak gak da gak gak…

Merhum Necip Fazıl üstad öyle dedi diye şımarmayın, evvelini de okuyun bu mısraların:

Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!

Osmanlı kargası mısınız nesiniz?

Osmanlı deyince…

Siz kamalist bozuk kesim on yıllardır nefret diliyle, kahrolası bir kinle, ecdadın payitatının incisi Topkapı Sarayı’na, hasseten onun padişah âilesi için yapılmış «Harem»ine (mahremine) bile gâvurca dil uzattınız.

Müteveffa kerhaneciler patroniçesi Matild Manukyan’ın umumî zinâ evlerinden bahseder gibi namussuzca anlattınız o mübarek mekânı.

Allah sizi ıslah etsin, değilse müstehakınızı versin.

Ramazan Ercan Bitikçioğlu – ramercbey@gmail.com − 18.01.2023

101849 00000000000bspyz

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER