ATEŞKESE RAĞMEN İSRAİL’İN PROVOKATİF İHLALLERİ

Kasım 3, 2025 - 22:45
ATEŞKESE RAĞMEN İSRAİL’İN PROVOKATİF İHLALLERİ

İsrail-Hamas arasında ateşkes sağlanması, savaşa kalıcı bir şekilde son verilmesi, Gazzeli Filistinlilerin özgürlüğe kavuşması, Gazze’de açlık sorunun çözülmesi, yardım Tırlarının Gazze’ye giriş yapması ve İsrail ordusunun Gazze’den geri çekilmesi için Trump’ın önderliğinde Türkiye’nin yoğun diplomatik girişimleriyle 9 Ekim’de Mısır’da yapılan müzakereler sonuç vermiş ve iki taraf arasında mutabakat sağlanarak ateşkes planı imzalanmıştı.

Karşılıklı imzalanan bu anlaşma 10 Ekim’de yürürlüğe girerek dünyaya derin bir nefes aldırtmıştı. Maalesef İsrail ateşkes anlaşmasını 10 Ekim’den bu yana 194 kez ihlal etmiştir. İmzalanan bu anlaşmayı İsrail’in ihlal edeceği zaten biliniyordu. İsrail, yakın tarihte Filistin ve Gazze ilgili hangi anlaşmayı ihlal etmedi ki… Aynen 9-10 Ekim’de Mısır’daki ateşkes anlaşmasını 194 defa çiğnediği gibi.

Ayrıca ateşkes sonrası Gazze’de uluslararası bir gücün  (Türkiye, Katar, Mısır, Endonezya ve Azerbaycan gibi bazı Müslüman ülkelerin) konuşlandırılmasına karar verilmişti. Bu gücün adının ‘uluslararası istikrar gücü’ olarak da isimlendirilmişti. Ne yazık ki İsrail, Türkiye’nin (ABD/Trump’ın olumlu karşılamasına rağmen) bu sürece dahil olmasından olağanüstü rahatsız olmuştur. İsrail Başbakanı Netanyahu, provokatif açıklamalar yaparak Türkiye’nin Gazze’ye girmesine karşı çıkıyordu.

Mısır’da yapılan anlaşmaya rağmen İsrail’in bu anlaşmayı ihlal ederek provokatör açıklamalar yapması ateşkesi destekleyen ve barış isteyen ülkeleri (bilhassa Müslüman ülkeleri) olağanüstü rahatsız etmeye başladı. Bu yüzden Türkiye’nin öncülüğünde İstanbul’da Gazze konulu toplantılar yapılmasına karar verildi. Bu toplantılarda ev sahipliği yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yoğun çabaları olumlu sonuçlar veriyordu. Ne yazık ki İsrail, sözkonusu bu Gazze konulu toplantılardan da rahatsız olmuştu. Zaten İstanbul’daki Gazze toplantılarının yegane amacı, ateşkesin önünde sorun oluşturan (engel çıkartan) İsrail/Netanyahu’yu köşeye sıkıştırarak üzerinde baskı oluşturmak ve ateşkesin kalıcı hale getirilerek Gazze’nin yeniden inşası ve açlığa son verilmesiydi.

Bütün bu gelişmelere rağmen İsrail, ateşkesi sabote etmek için yeni bahanelerle ortalığı karıştırmaya devam ediyordu. Hamas’ın elinde sağ olan İsrail askerleri İsrail’e teslim edilmişti. Sıra cenazelere gelmişti. Hamas’ın elindeki İsrailli askerlerin cenazeleri de yavaş yavaş teslim edilmeye başlandı. Hamas tarafından teslim edilen 3 cenazenin İsrail medyası tarafından İsrail askeri olmadığı iddia edildi. Nihayetinde yapılan DNA testleri sonucu sözkonusu 3 cenazenin İsrail askeri olduğu doğrulandı ve İsrail’in bu sinsi maskesi de düşmüş oldu.

Asıl önemlisi anlaşmaya/(ateşkese) göre Gazze’deki açlığın bir an önce giderilmesiydi. Maalesef İsrail anlaşma içindeki bu maddeyi de ihlal ediyordu. Anlaşmaya göre Gazze’ye günde 600 Tır girmesi gerekirken şu ana kadar (10-31 Ekim tarihleri arasında) sadece 3 bin Tır giriş yapabilmişti. Tırların bir kısmının ticari, bir kısmının insani (gıda, giyim, sağlık malzemeleri vs.) yardım, bir kısmının yakıt taşıdığı biliniyordu. Zaten tırların bazıları İsrail bağlantılı provokatörlerce engellenip-yağmalanıyordu. İsrail, yardım tırlarının Gazze’ye girmemesi için elinden ne gelirse yapıyordu. Bu sorunun çözümü ancak ABD Başkanı Trump’ın baskısı ile gerçekleşebilirdi. Fakat bütün bu gerçeklere rağmen Trump ateşkesin devam ettiğini, ateşkesin kırılgan değil çok sağlam olduğunu dilinden düşürmüyordu! ABD/Trump, İsrail’in ateşkes ihlallerini görmezlikten geliyordu! Bütün bunlara rağmen ‘bu sorun’ yine Türkiye önderliğinde ve Türkiye’nin baskılarıyla çözüleceğine inanıyoruz.