Beklenen BÜYÜK TEHLİKE Kapıda…
Muhsin AKIL
Değerli okuyucularım, dünya gündemini çok yakından takip ettiğim için rutin yazılarım ve bazı haber-yorum şeklindeki analizlerim genellikle dış politika, uluslararası gelişmeler ve teknoloji, savunma sanayi ve gündemdeki konular üzerineydi. Yine aynı konsepte biraz geçmişe gidip (geçmişteki yazılarımı irdeleyerek) geleceğe yönelik analizler yapmaya çalışacağım.
Son günlerde Ukrayna-Rusya Savaşı’nın sebep olabileceği 3. Dünya Savaşı ile ilgili ortaya atılan komplo teoriler, yapılan yorum ve analizler bizi de çok yakından ilgilendirdiği için bugünkü yazımda 3. Dünya Savaşı üzerine yoğunlaşacağım.
Fakat 3. Dünya Savaşı ile ilgili iddiamı içeren yazımın başlığından dolayı bazı okuyucularım daha baştan ‘bu yazımı’ komplo teori olarak değerlendireceklerdir! Yazımın başlığı görüldüğünde veya yazım okunduğunda böyle bir sonuca varılacağını önceden bildiğim için bu konuda yoğun bir araştırma yaparak 3. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimalinin çok yüksek olduğunu iddia eden bir tek ben olmadığımı ispat edeceğim.
ABD ve Rusya devlet başkanları gibi diğer birçok devlet başkanı, dışişleri bakanları, ünlü istihbaratçılar, yine dünyaca ünlü tarihçiler, akademisyenler, gazeteci ve yazarlar, kahinler, strateji uzmanları ve daha sayamayacağım kadar önemli kişiler 3. Dünya Savaşı’ndan bahsettiklerine dair tespitlerimi aşağıda okuyacaksınız. Daha sonra bu konuda (3. Dünya Savaşı ile ilgili) yakın bir tarihte (geçmişte) ve şu anda neler düşünüp yazdığımı sizlerle paylaşmış olacağım. Yani, 3. Dünya Savaşı ile ilgili düşüncelerimi, öngörülerimi, tespitlerimi, yorumlarımı ve analizlerimi bu konuyu aydınlattıktan sonra okuyacaksınız.
Yazıma başlarken, önce 3. Dünya Savaşı terimi/kavramı ile ilgili 1941 yılından bu yana neler söylenmiş, neler yazılmış ve ne gibi olaylar ve gelişmelerden yola çıkılarak 3. Dünya Savaşı’ndan bahsedilmiş ve ne gibi tahminlerde bulunulmuş vs. daha birçok akla gelebilecek sorulara ışık tutmaya çalışacağım. Daha sonra da geniş/kapsamlı bir şekilde yapmış olduğum araştırmamla ilgili asıl konumuza gireceğim.
3. Dünya Savaşı kavramı/terimi 1941 yılından bu yana kullanılmaktadır. Kullanılma sebebi nükleer silahların geliştirilmesi ve test edilmesi sonucu 3. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimali üzerinde durulmuştur. Böylesi küresel bir savaşın çıkacağı 1941 yılından bu yana sinema, dizi filmleri ve kitaplara konu olmuştur. 3. Dünya Savaşı terimini 7 Aralık 1941 yılında Pearl Harbor’a yapılan Japon saldırısı sonucunda dünyada ilk kullanan Time dergisi olmuştur. Daha sonra İngiltere Başbakanı Winson Churchill, 2. Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’nin (Joseph Stalin dönemi) Kızıl Ordu Kuvvetleri’nin Batı Avrupa için büyük bir tehdit oluşturmasından dolayı İngiliz Silahlı Kuvvetleri’nin geliştirilen Unthinkable Operasyonu ‘nun 3. Dünya Savaşı’nın ilk senaryosu olarak düşünülmüştü.
NATO, 3. Dünya Savaşı için operasyonel planlar yaptı. Soğuk Savaş döneminde de birçok askeri operasyonların 3. Dünya Savaşı’nı tetikleyebileceği belirtilmişti. Kore Savaşı’nın da 3. Dünya Savaşı ‘nın başlangıcı olduğu ifade edilmişti. Soğuk Savaş döneminde ( 25 Ocak 1995) yanlışlıkla gerçekleşen Norveç Roket Olayı 3. Dünya Savaşı’ ile alakalandırılmıştı.
Tarihçiler, strateji uzmanları, dünyaca ünlü bazı gazetecilere göre 3. Dünya Savaşı, büyük devletlerin savaştığı bir uluslararası bir SAVAŞ olacağı yönünde. Dünyanın iki süper gücü olan ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş’ın 3. Dünya Savaşı olmadığı, tam aksine nükleer bir savaş olasılığını ortadan kaldırdığı ileri sürülmüştür. Aynen bunun gibi 11 Eylül Terörü’nün 3. Dünya Savaşı’nı başlattığı iddiası ne kadar tam doğru bir tespit olmasa da bazı siyasi, istihbaratçı ve yazarlara göre 3. Dünya Savaşı 11 Eylül Terörü ile başlamıştır!
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in 1983 yılında (Soğuk Savaş Dönemi) 3. Dünya Savaşı Mesajı hazırladığı 2013 yılında (yani 30 yıl sonra) kamuoyu ile paylaşılması ilginç değil mi!.. Bu mesaj Sovyetler Birliği’nden gelebilecek bir nükleer saldırıya karşı nasıl bir tepki verileceği konusunda misilleme amaçlı bir plan/program veya oyun dahilinde hazırlanmıştı!
ABD Başkanı John F. Kennedy suikastı, Adolf Hitler’in geleceği ve Londra’daki büyük yangını yıllar öncesinden bilen Dünyaca Ünlü Kahin Nostadamus 3. Dünya Savaşı’nın 2022 yılının bahar ayları içinde çıkacağını iddia etmişti.
Şu andaki Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 3. Dünya Savaşı’nı başlattığı iddiaları üzerine ABD Başkanı Joe Biden, Rusya’nın uluslararası hukuku ihlal etmesini bedeli olarak önce ekonomik ve siyasi yaptırımlar, ambargolar sonra 3. Dünya Savaşı başlatabileceklerini söylemişti. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da “Üçüncü Dünya Savaşı nükleer ve yıkıcı olacak” sözleri de dünyayı tedirgin etmişti. ABD Başkanı Jeo Biden, Brian Tyler Cohen’in Youtube kanalındaki röportajında “Elimizde iki seçenek var, ya Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlatıp Rusya ile tamamen bir savaşa gideceğiz ya da uluslararası hukuku ihlal eden bir ülkeye bedel ödeteceğiz.” diyerek Putin ve Lavrov’dan farklı düşüncede olmadığını kanıtlamıştı!..
Rusya-Ukrayna Savaşı üzerine Rus Devlet Televizyonu RT’nin editörü Margarita Simonyan’ın “Ya Ukrayna’yı kaybederiz, ya da 3. Dünya Savaşı Başlar” sözleri, Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Mihaylo Podolyak’ın “3. Dünya Savaşı çoktan başladı kimse görmüyor” açıklaması, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “, ‘3. Dünya Savaşı gerçek bir risk’ diyerek 3. Dünya Savaşı’ndan bahsetmesi üzerine bir açıklama yapan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin “Hiç kimse 3. Dünya Savaşı’nın çıkışını görmek istemiyor, umarız ilgili taraflar sakin düşünüp itidalle hareket eder, gerilimin yükselmesini önler ve en kısa zamanda barışı sağlayarak Avrupa’ya ve dünyaya daha ağır bir bedeli ödetmekten kaçınırlar.” açıklaması, Rusya Devlet Başkanı Putin, İngiltere ve Karadeniz’de karşılaşmanın bir provakosyan olduğunu ve Rusya’nın İngiliz gemisini batırsa dahi 3. Dünya Savaşı’nın eşiğine gelinmeyeceğini” söylemesi, ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’in 3. Dünya Savaşı’nın çok yakında gerçekleşeceğine dair sözler sarfetmesi, Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki’nin “Ukrayna’ya asker göndermek bizim çıkarımıza değil. 3. Dünya Savaşı bizim çıkarımıza değil” ifadelerini kullanması, ABD’li Güvenlik uzmanı Kenneth Shockley’nin Rusya-Ukrayna Savaşı öncesi “Çatışma olursa 3. Dünya Savaşı başlar” sözleri, Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo “3. Dünya Savaşı çıkarmadan İran’a istediği kadar yüklenmesi” konusunda yeşil ışık yaktığı iddiası, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yı destekleyen tüm ülkeleri açık bir şekilde tehdit ederek 3. Dünya Savaşı’nı nükleer saldırılarla başlatacağına dair açıklama yapması ve tarihinin de yakın olduğunu belirtmesi, ABD’li siyaset bilimci Gordon Chang İngiliz Daily Ewpress gazetesine verdiği bir demeçte Biden’in uzay alanındaki yanlış hesapları yüzünden ‘bir dünya savaşının patlak vermesi için neden olabileceğini’ ifade etmesi, dünyaca ünlü milyarder George Soros Rusya’nın Ukrayna işgalinin 3. Dünya Savaşı’na sebep olacağını ifade etmesi, ABD’nin Coronavirüs salgınından dolayı tüm dünyada 5 milyon insanın hayatını kaybettiği salgınla ilgili çok gizli bir RAPOR’u açıklaması ve Pekin yönetimi 2015 yılından bu yana SARS virüsünün askeri potansiyeli olduğunu belirterek “Üçüncü Dünya Savaşı” senaryosu için elinde hazır tuttuğunu iddia etmesi…
Aytunç Altındal’ın (2013 yılında vefat etmişti) 2021 ve 2025 yılları arasında 3. Dünya Savaşı’nın çıkabileceğini işaret etmesi, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un “Bir tarafta Çin, diğer tarafta ABD’nin olduğu, ekonomik ve siyasi çatışmaların başlayacağı, siyasi olarak çatışmaların ciddi bir şekilde gündeme geleceği, yeni bir ekonomik savaş dönemine giriyoruz, girdik bile. Böyle ümit etmem ama 3.Dünya Savaşı çoktan başladı diyebiliriz.” sözleri, Güvenlik, Terör Uzmanı. Psikolojik Harp Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ’ın bu konudaki açıklaması: “Şu anda herkes 3. Dünya Savaşı’nı konuşuyor ama ben bunun için erken olduğunu düşünüyorum. Öyle bir süreçten geçiyoruz ki tetiği çeken altında kalır. Burada çıkan bir gerilim ya da savaş hem coğrafyayı hem de dünyayı ateşe atar.” tesbiti, Yazar Yusuf Kaplan 3. Dünya Savaşı’nın çıkmasının Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sebep olabileceğini tahmin ederken asıl 3. Dünya Savaşı’nı Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi ile başlayacak demesi, OdaTv Yazarı Kerem Çalışkan’ın “Ya III. Dünya Savaşı’nda ne olacak? Ankara’da bu gelişmeleri doğru okuyan bir lider var mı?.. Sizce III. Dünya Savaşı’nda ne yapmalıyız?..
Böyle bir savaşta Türkiye nerede, nasıl durmalı? serzenişte bulunması, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin “Bir an önce beklentimiz Rusya’nın saldırılarını ve işgali durdurması. Önce ateşkes ilan edilip sonra tekrar eski sınırlara dönmek şartıyla barışın sağlanmasını arzu ediyoruz. Yoksa bu gidişat çok tehlikeli. Allah muhafaza bir 3. dünya savaşı bile çıkabilir. Bu kıvılcım onun kıvılcımı dahi olabilir” demesi, Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun “ 2030-2050 yılları arasında 3. Dünya Savaşı’na giden yolda ki; bu savaş çıkar mı çıkmaz mı? Bilmeyiz. Dünya yeniden jeopolitik olarak ve siyaseten şekillendi.” Öngörüleri vs… vs… Bu konuda daha bir isim ve birçok açıklama sıralayabiliriz. Kısaca demek istiyorum ki 3.Dünya Savaşı’ndan bahseden bir tek ben değilmişim…
Artık şimdi gönül rahatlığı ile 3.Dünya Savaşı hakkında benim geçmişte (yakın bir tarihte) ve bugün neler düşündüğüm ve yarın neler olabileceği konusundaki tahminlerim, tespitlerim ve öngörülerim konusuna başlayabiliriz. Fakat önce konumuzu çok yakından ilgilendiren 2023 Projesi’nden biraz bahsetmek isterim. Daha sonra 3. Dünya Savaşı konusuna döneceğim.
Bundan tam 20 yıl önce Türkiye’nin elinde devası bir 2023 Projesi olduğundan bahsediyordum! O dönemde 2023 Projesi ile ilgili tüm detaylı doneler, bilgiler ve belgeler elimde vardı! Çünkü 2023 Projsi’nin hazırlığında (kenarında-kıyısında) az-çok emeğim olmuştu..! 2023 Projesi bir DEVLET PROJESİ idi. Bu proje fiili olarak 1980 yılından sonra hazırlanmaya başlamıştı. Projenin daha da bir (1980 öncesi…) geçmişi de vardır. 2023 Projesi’nden merhum Özal’ın, merhum Erbakan’ın, merhum Ecevit’in, merhum Türkeş’in de haber vardı! Fakat 2023 Projesi’nin tatbik edilmesi, icraata konması AK Parti döneminde oldu. İktidarda hangi parti olursa olsun önemli değil, önemli olan bu projenin icraata dönüşmesi ve tatbik edilmesi idi…
Türkiye, elindeki 2023 Projesi ile gelecekte (yani 1980 sonrası…) neler olup-biteceğini çok iyi biliyordu! 2023 yılında dünyada büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanacağını da çok iyi tahmin ediyordu! Fakat icraata konması, tatbik edilmesi 2000 yılından sonra AK Parti iktidarına nasip olmuştur. R. Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti iktidarı hatasıyla/günahıyla, eksiğiyle/fazlasıyla, yanlışıyla/doğrusu ile 2023 Projesi’nin icraata konması ve tatbik edilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş ve elinden gelen her türlü çabayı göstermiştir. Ve yüzde 90’ını başarmıştır da. Şurada sadece yüzde 10’un tamamlanması kaldı. Geriye kalan yüzde 10’unun birbuçuk yıl içinde tamamlanmış olacağından hiçbir şüphemiz yoktur.
2023 Projesi, Türkiye’nin 100 yıllık geçmişinin analizi üzerinden 100 yıl ilerine götürecek bir projeydi. Ekonomide, teknolojide, savunma sanayiinde tam bağımsız bir ülke olmamızın projesiydi. Türkiye ne kadar geç kalmış olsa da 100 yıl içinde yapamadıklarını son 20 yıl içinde yaptı! …ve hala yapmaya da devam ediyor. Çünkü Türkiye, 2023 yılında dünyanın baştan-sona büyük bir değişime ve dönüşüme uğrayacağını biliyordu! Hatta ve hatta Türkiye, emperyalist küresel güçlerin 2023 yılında 3. Dünya Savaşı’nı fiilen başlatacağını bile biliyordu. O yüzden asla geri adım atılmadı, hiçbir taviz verilmedi ve 2023 Projesi’nin tamamlanması için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadı.
Yıllardır 3. Dünya Savaşı, uluslararası gündemde konuşuluyor, tartışılıyor ve yazılıyor. Farklı yorumlar, farklı bakışaçıları ve farklı analizler dünya medyasında yer alıyor. 3. Dünya Savaşı’nın başlangıç merkezi Avrupa mı, Ortadoğu mu, Balkanlar mı olacağı konusunda akla-hayale gelmedik senaryolar, komplo teorileri üzerinde duruluyor. 3. Dünya Savaşı’nın baş aktörü ABD mi, Rusya mı, Çin mi olacağı konusu da ayrıca dillendiriliyor… Ve daha ötesi de bütün bunlara felaket senaryoları da eklenince kafalar karışıyor, algılar değişiyor, geleceğe yönelik korkular ve endişeler artıyor.
Son 20 yıl içinde gerek daha önce 10 yıl boyunca köşe yazarlığı yaptığım Anayurt gazetesinde, kendi Akıl Bakış internet sitemizde, kısa bir süre de olsa yayınladığımız AKİL BAKIŞ dergisi ve gazetesinde yazmış olduğumuz yazılarımda 3. Dünya Savaşı üzerinde durarak bazı tahminlerde bulunmuştuk. Yıl 2022 ve hala 3. Dünya Savaşı yine gündemde… Durum böyle olunca biz 3.Dünya Savaşı’nı yine gündem konusu yaparak geçmişte neler düşündüğümüzü hatırlatarak geleceğe bakmaya çalışacağız.
Dünya medyasında, geçtiğimiz iki yıl içinde dünyayı kasıp-kavuran Covid-19 ve benzer yaygın/bulaşıcı hastalıklar, küresel ekonomik kriz, uluslararası göçmen krizi, iklim değişikliği, susuzluk, açlık/kıtlık, işsizlik ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi daha birçok olayın 3. Dünya Savaşı’nı tetikleyebileceğine dair sayısız haber ve yorumlar yapıldı. Bazı ülkelerin devlet yetkilileri de bu husustaki görüşlerini, düşüncelerini ve endişelerini açıklamışlardı.
Hatırlarsanız, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa’da yarım yüzyıl daha barışın hakim olamayacağı ve Euro’nun çökmesiyle birlikte Avrupa’nın da çökeceğini dillendirmişti. Ayrıca Avrupa ülkelerinde hükümetlere yönelik başkaldırı/isyan vs. olayların olabileceği vurgulanmıştı. Merkel’in bu açıklamaları AB içinde tedirginliğe yol açmıştı. Hatta AB ülkeleri içinde de ikilem yaratmasına sebep olmuştu. Aynı şekilde bazı dünya liderleri de dünyadaki ekonomik kriz üzerindeki korkularını belirterek bundan sonra neler yapılabileceği konusunda yaklaşımlarda bulunmuşlardı.
Yıllar önce daha da uçboyutta iddialar ortaya atılmıştı. Şayet dünyadaki küresel krizlerden dolayı ABD, Rusya ve Çin, geriye çekilme, içe kapanma vs. gibi durumlar sözkonusu olursa 3. Dünya Savaşı’nın Türkiye-Japonya arasında çıkması gibi garip iddialar ortaya atıldı. Şayet hatırlayacak olursanız bu iddia George Friedman tarafından ortaya atılmıştı.
Buna benzer iddialar, tahminler, öngörüler ve açıklamalar gerçeğe dönüşürse şayet bu sefer ABD’nin yerini Rusya’nın alacağı ve Rusya’nın imparatorluk günlerini hatırlayarak Estonya, Litvanya, Belarus ve Moldova’yı işgal edebileceği yazılıp-çizilmişti. Bu da 3. Dünya Savaşı’nın piminin çekileceğine dair bir işaret fişeği olacağına dair öngörüler dünya medyasında iddia edilmişti. Bazı tahminler doğru çıktı ve bugün Rusya ne kadar iddia edildiği gibi Estonya, Litvanya, Belarus ve Moldova olmasa da Ukrayna’yı işgal etti. Ukrayna ile başlayan işgalin diğer ülkelere de sıçrayabileceği endişesine kapılan ABD ve AB ister-istemez Rusya’ya (yaptırım ve ambargolarla) cephe alarak Ukrayna’ya her türlü desteği vermeye başladı. Hatta Finlandiya ve İsveç bile Rusya’nın kendi ülkelerini işgal etme korkusu ile NATO üyeliği başvurusunda bulunmasının bile 3.Dünya Savaşı konusundaki iddiamızın doğruluğuna ve ciddiyetine işaretti…
Öte yandan 3. Dünya Savaşı’nı, olası bir ABD-Çin, ABD-Rusya Savaşı veya İsrail-İran Savaşı’nın başlatabileceği iddiaları da dünya basınında yazılıp çizildi. Ve 3. Dünya Savaşı’nın pimi Kosava’da çekileceğine dair iddialar… Ya da Türkiye-Suriye, Türkiye-İran arasında bir savaşın çıkabileceği konusunda o kadar çok şey yazılıp-çizildi ki… Şimdi de Türkiye-Yunanistan arasındaki olağanüstü gerilimlerden dolayı Türkiye-Yunanistan arasında bir savaş çıkabileceği yorumları yapılmaya başlandı. Zaten biz de Başkent Postası’ndaki bir yazımızda Türkiye-Yunanistan arasında bir savaşın çıkma olasılığının yüksek olduğu hususuna değinmiştik. Şu anda devam etmekte olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yanında bir de Türkiye-Yunanistan Savaşı patlak verirse elbet ki 3. Dünya Savaşı’nı tetikleyecektir!..
Yıllar önce birçok yazımda 3. Dünya Savaşı’ndan bahsetmiştim. Hatta 15 Mart 2012 tarihinde Anayurt Gazetesi’nde “3. Dünya Savaşı’nın Pimi Çekildi” başlığını atmıştım. Halâ aynı görüşüşümün arkasındayım. Fakat ben böyle dedikçe akla ilk 1. Dünya ve 2. Dünya Savaşları geliyor. Yahu aradan 100 yıl geçmiş. Artık savaşlar öyle aleni cephe savaşı gibi olmayacak! “3.Dünya Savaşı’nın pimi çekildi!” derken, dünyanın tekrar (‘soğuk savaş’ dönemi gibi) kamplara bölünebileceği, ki bu bölünmenin daha da netleşeceğini izah etmek istiyorum. Yine de bu bölünme sıcak savaşla başlayacak. Yani, Türkiye’nin (ABD, müttefikler, NATO) konsepti doğrultusunda Suriye’ye girmesi ve İsrail’in İran’a saldırmasıyla birlikte dünyada bir hayli karışıklık olacak. Dünya, Doğu ve Batı cephelerine ayrılacak. Yeni bir SOĞUK SAVAŞ dönemi başlayacak… Benim korkum Türkiye’nin bu konudaki dış politikası… Yani, izleyeceği yol ve strateji… Maalesef çok endişeliyim…”
3. Dünya Savaşı konusunu çok iyi anlayabilmemiz için biraz geçmişe gitmek zorundayım. Geçmişte neler düşündüğüm konusu!.. 7 Şubat 2012 yılında yine Anayurt gazetesinde “Ortadoğu Karışacak: 3. Dünya Savaşı’nın Pimi Çekildi!” başlıklı yazımda Ortadoğu’yu analiz ederken ilginç tespitlerde bulunmuştum: “ Türkiye ne kadar bölgede tarafsız olacağını açıklasa da ABD sürekli olarak, Türkiye’nin yanında olduğunu açıklamaya devam edecek. ABD’nin bu açıklamaları İran’ı kızdıracak. Bu bulanık havada Kuzey Irak, tüm dünyaya ‘bağımsız’ olacağını ilân edecek! Irak’ta ise mezhep çatışmaları ortalığı kan gölüne çevirecek. Ve bütün bu olaylar sonucunda Ortadoğu karışacak. Peki, Rusya ve Çin boş duracak mı?! Hayır! Onlar da Ortadoğu’da ‘var’ olduklarını gösterecekler! Aleni veya gizli bir şekilde İran ve Suriye’ye destek verecekler. Şayet Rusya ve Çin geri adım atmayıp Suriye ve İran’ın yanında yer alırsa işte o zaman durum daha da vahim olabilir. Alın size 3. Dünya Savaşı! Böyle bir savaş ortamında Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşmesi için ABD, AB ve tüm destekçileri ortak karar alıp Ortadoğu’daki ülkelerin sınırlarını yeniden çizecekler. Şayet Rusya ve Çin ile baş edebilirlerse… ABD’nin asıl korkusu Rusya ve Çin! Gerçi Rusya’yı içten-içe karıştırmaya başladı! Putin devre dışı bırakılırsa Çin pes edebilir. Yani, Çin geri adım atıp sessiz kalabilir diyorum. “
O dönemdeki tespitlerimin birçoğunda yanılmamışım. Fakat dünyadaki siyasi, ekonomik, sosyal değişiklikler bazı tespitlerimiz elbet ki aynen gerçekleşecek değildi! Yine de bundan 10 yıl önce 3. Dünya Savaşı konusunun daha iyi anlaşılması için neler düşündüğümü hatırlatmak istedim. 10 yıl öncesini irdeleyerek, doğrularımızı ve yanlışlarımızı görebildiğimiz takdirde (10 yıl sonrasında) asıl gerçeklere/doğrulara daha çok yaklaşacağımızı söyleyebilirim.
27 Temmuz 2012 tarihinde Anayurt gazetesindeki köşemdi “3. Dünya Savaşı ve 2. 11 Eylül Terörü iddiası nereden kaynaklandı?!” Başlıklı yazımda bugün gündemden düşmeyen “3. Dünya Savaşı” konusunu işlemiştim. Aslında 3. Dünya Savaşı’nın pimi ABD’nin kendi evinde vurulduğu 11 Eylül Terörü ile başladığını geçmişte hem “Şer Üçgeni” kitabımda hem de birçok yazımda gündeme getirmiştim. 11 Eylül Terörü sebebi ile ABD’nin Afganistan’ı işgal etmesi ve daha sonra da Kimyasal Silah bulundurma bahanesi ile Irak’ı işgal etmesi başlayan 3. Dünya Savaşı’nın ilk adımları sayılabileceği hususunda görüş belirtmiştim.
Bu görüşümü daha da kuvvetlendirmek için 3 Mayıs 202 tarihinde Anayurt gazetesindeki köşemde “ABD’nin sinsi plânı ve Türkiye-Suriye savaşı..!” başlıklı yazımda şu tespitlerde bulunmuştum: “11 Eylül terörü ile uluslararası strateji değişikliğine giden ABD’nin ilk hedefi Usame bin Ladin bahanesi ile Afganistan oldu ve Afganistan’ı işgal etti! Çünkü, gözünü Orta Asya’ya dikmişti! Daha sonra Kitle İmha Silâhları ve Saddam Hüseyin bahanesiyle gözünü Irak’a dikti ve Irak’ı işgal etti! Kısaca ABD’nin gözü Ortadoğu’daydı!.. ABD’nin gizli ve derin plânının şeffaf yüzü Büyük Ortadoğu Projesi idi. Fakat evdeki hesap pazara uymadı! Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk isyanları ABD’nin bütün plân ve programını alt-üst etti. Önce sessiz kaldı. Ne zaman ki Libya ve Suriye’de de isyanlar başladı hemen harekete geçti. Libya halk isyanı işine yarayabilirdi. Kendisi müdahale etmedi. Taşeronluğu Fransa’ya verdi. Diğer müttefiklerini de görevlendirdi. Kaddafi devrildi ve Libya’nın işi bitti. Sıra Suriye’ye gelmişti. Fakat Suriye öyle kolay yutulacak lokma değildi. Çünkü Rusya, Çin ve İran arkasındaydı. Suriye’nin defterini dürmeyi zamana yaydı. Öyle bir politika izledi ki Türkiye’yi ikna etti ve taşeron olarak Türkiye’yi görevlendirdi. Türkiye ne de olsa BOP ortağı!”
27 Temmuz 2012 tarihli Anayurt gazetesinde “3. Dünya Savaşı ve 2. 11 Eylül Terörü iddiası nereden kaynaklandı?!” başlıklı yazımda “Böyle bir karara nasıl vardım?! Kıyametin yaklaşması, Arz-ı Mev’ud, böyle bir savaşın çıkacağının yüzyıllar önce haber edilmesi, Yeni Dünya Düzeni, Büyük Ortadoğu ve ABD’nin 100 yıllık Projesi ve Ortadoğu’da 22 artı 4 ülkenin sınırlarının değiştirileceğinin daha önceden açıklaması, internette dolaşan yeni Ortadoğu haritaları, İsrail’in saldırganlığı, Kudüs(!), Büyük İsrail hayali, Irak-İran-Suriye ve Türkiye’den kopartılacak toprak parçası ile Büyük Kürdistan senaryosu (ki asıl Büyük İsrail’dir), buzulların erimeye başlaması, güneşte patlamalar, yüz yıl içinde savaşların petrol yünden çıktığı ve bundan sonra savaşların su yüzünden çıkabileceği istatistikleri, dünya nüfusunu azaltma projeleri ve daha sayamayacağım kadar belge/proje/bilgi/done bana bu korkunç açıklamayı yaptırttı..!”
Buraya kadar ABD’nin kirli yüzüne ışık tutmaya çalıştık. Aslında ABD’nin gerçek yüzünü görmek için Büyük Ortadoğu Projesi’ni çok iyi irdeleyip-analiz etmemiz gerekiyor. Gerçi yıllar önce (2011 yılında) yazmış olduğum “Şer Üçgeni” kitabımda ABD’nin gerçek yüzünü göstermek ve maskesini düşürmek için bütün detayları ve belgeleri ile birlikte bahsetmiştim. Yine de ABD’nin gerçek yüzünden yıllar önce (14 Mart 2008 yılında Anayurt gazetesinde) “BOP’un iğrenç ve kirli yüzü!” başlıklı yazımda: “ ABD’nin kırdığı ceviz kırkı geçti!.. Kıbrıs ambargosunu, 1 Mart Tezkeresi’ni, Çuval olayını ne çabuk unuttuk?! İşte Türkiye’nin bütün çektikleri dost/müttefik dediğimiz/bildiğimiz(!) ABD yüzündendir. ABD başımıza daha ne çoraplar örecek kim-bilir!.. Irak bataklığına saplanıp kalan ABD’nin Türkiye’den aleni/açık bir şekilde ‘imdat’ bekleyecek hali yok ya! Elbet ki, bir şeyleri sebep yaparak Türkiye ile arasındaki oluşan soğukluğa son verecekti! Bu da PKK terör örgütü yüzünden ‘istihbarat’ işbirliği ile gerçekleştirilmiş oldu. Yani, ABD; Türkiye ile arasındaki soğukluğa PKK terör örgütünü gözden çıkartarak sona erdi. Acaba ABD, PKK’yı gerçekten gözden çıkartmış mıydı?! Aslaaa!.. Irak tamam!.. Şimdi sıra İran’da!.. ABD ne yapıp-edip günü geldiğinde İran’a saldıracak! PKK’yı da şu anda İran için saklamış olabilir! Amerika PKK konusunda strateji değişikliğine gitti! Zaten PKK operasyonlar yüzünden kendi içinde üçe bölündü! Bu durum şu anda tam flu/gri! Zamanla netleşir! ABD’nin asıl niyeti PKK’yı İran’a karşı nasıl kullanabilirim düşüncesidir! ABD köşeye sıkışınca ister-istemez kirli/kanlı elini Türkiye’ye yeniden uzattı. PKK ‘ortak düşman’ olarak ilan edildi ve istihbarat paylaşımı ile de operasyonlar başladı! Türkiye’nin ABD’ye yapmış olduğu yoğun ve ısrarlı baskılar sonucunda operasyon kararı alındı! Kara harekatı süresini de Türkiye kendisi belirledi! Geri çekilme konusunda ABD’nin herhangi bir etkisi yoktur! Operasyonlara zaten ABD karşıydı! Bu operasyonlardan elbet ki ABD büyük rahatsızlık duydu. O yüzden iki yüzlü davranıp tam geri çekilme anında bazı Pentagon generalleri psikolojik harp uygulayarak ileri-geri konuşup operasyona gölge düşürdüler!.. ABD’nin ne dostluğuna ne kadar güvenileceğini bu generallerin açıklamaları çok iyi izah ediyordu. Çıkarcı, fırsatçı, menfaatçi ABD; bu operasyonlardan da nemalanmasını bildi!..”
3. Dünya Savaşı’nın düğmesine Rusya-Ukrayna Savaşı ile basıldı. Şayet şu andaki Rusya-Ukrayna Savaşı son erdirilemez ise 3. Dünya Savaşı fiilen başlamış olacak. Ve beklenen Türkiye-Yunanistan Savaşı!.. ABD ve bazı AB ülkeleri, Yunanistan’a 2. bir Ukrayna yapmak için gaz veriyorlar. Bu gazla Yunanistan Türkiye’ye karşı hırlıyor! Fakat Türkiye böyle bir oyuna gelir mi dersiniz?! Elbet ki hayır… Fakat Yunanistan Türkiye’nin kırmızı çizgilerini çoktan geçtiği için elbet ki anladığı dilden konuşmak gerekir. Tabi ki illa savaş ile değil… Şayet Türkiye ve Yunanistan arasında bir savaş başlarsa, savaşı başlatan Türkiye değil Yunanistan olacak. Ve Çin-Tayland!.. İsrail-İran!.. Ve Kuzey Kore!.. Ve Hindistan!.. Ve Latin Amerika Ülkeleri!.. Dünya artık eskisi gibi iki kutuplu bir dünya değil üç kutuplu bir dünya olacak! Doğu, Batı ve Orta Kutuplu bir Dünya! BATI: ABD, AB ülkeleri ve diğer müttefikleri, DOĞU: Rusya, Çin ve diğer Müttefikleri, ORTA: Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ile birlikte bazı Müslüman ülkeler ve diğer Müttefikler… DOĞU ve BATI savaşırken Türkiye ve Müttefikleri BARIŞ için çalışacak! Türkiye kendisini 3. Dünya Savaşı ortasında bulsa dahi tarafsızlığını koruyacak ve barıştan asla vazgeçmeyecek. Çünkü Türkiye üç kuplu dünyada tarafsız bir konumda barış, huzur ve insanı değerler için mücadele edecek. Yine de olması muhtemel böylesi bir 3. Dünya Savaşı’nı başlamadan Türkiye durdurağı inancındayız. Şayet Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı barışçıl yollardan durdurabilirse… Yoksa 3. Dünya Savaşı’nın pimi çoktan çekildi!.. Bütün temennimiz dünyayı kasıp-kavuracak böylesi bir savaşın önüne geçilir ve insanlık büyük bir felaketten kurtulmuş olur.