Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
İzzet Sarı

Bir ‘Uğurlu’ hikayesi!

​Kastamonu’nun gündeminde yıllardır süre gelen bir Uğurlu hikayesi var.

Kuzeykent’te inşası tamamlanan ancak bir türlü açılamayan bir sağlık kurumu…

Peki bu özel hastane neden açılamıyor?

​Kapalı kapılar ardında konuşulanlar ile medyada konuşulanlar neden farklı?

Uğurlu Hastanesi ile ilgili kamuoyunun bilmediği neler var?

Dr. Atıf Uğurlu bu işten kârlı mı, yoksa zararlı mı çıktı?

​Sayın Atıf Uğurlu ile Sayın Mehmet Yıldırım sürekli ‘fetö bizi batırdı’ diye feryat figan ediyor. Gerçekten buişin sorumlusu Fetö’mü yoksa başka başka kurgular ve bu işlerden dolayı zenginleşenler mi var?

​Tam tamına 39 yıldır Kastamonu gündeminin içinde olan ve yakından takip eden bir gazeteci olarak bu ve buna benzer bir sürü sorunun cevabını aradım yıllarca…

O kadar çok araştırmalar yaptım ki; (Hatta Uğurlu davası için hazırlanan yüzlerce sayfalık tapeleri) bile defalarca okudum.

Dr. Atıf ağabeyi severim… Bilerek yada bilmeyerekbüyük bir hata yaptığını düşünüyorum!

Her yatırımın en iyisine layık olan Kastamonu halkının yıllardır kandırıldığı, hedef saptırılarak, bir şekilde günah keçileri bularak, maalesef gerçeklerin konuşulamadığı özel hastanenin asıl açılamama sebeplerini kısa ve öz olarak paylaşmak istedim.

Öncelikle bu hastanenin açılamaması ile ilgili kimin zerre kadar suçu varsa Allah’ın gazabı üzerine olsun…Bu işte dahili olanlar yüzlerce çalışanın işsiz kalması, halkın sağlık hizmetinde sekteye uğramasının vebalini veremezler.

Fakat bu emsaldeki hiçbir özel sektöre bu imkan sunulmazken Kastamonu’nun gelişen ve değeri biçilemeyen bir bölgesinde mevcut yapılan hastane bina oturumu bile 5 dönümken, en fazla 15 dönüm yetecekken, tüyü bitmemiş yetimin hakkı bulunan hazineye ait 40 dönüm arsayı bir şekilde alınmış.

Sonra bu rant yetmiyormuş gibi bu arazinin 16 dönüm civarını ikinci bir rant için imarda sağlık alanıykenticari ve konut alanına çevirip ve bir müteahhide satarak ranta çevrilmiş. Tekrar arazinin başka bir bölümünü de eczane alanı ve otel alanı olarak imar değişikliği yapıp satarak rant elde edilmiş.

Adama sormazlar mı bu paralar nerede?

Binaya harcanan tüm  paralardan (icra dosyalarında göründüğü üzere) hiç kimseye para ödenmediği halde bu paralar nerede? diye sormazlar mıadama?

Benim tanıdığım bile bir sürü insan var; “Bende borç verdim alamadım” diyen. Piyasada hepimizin tanıdığı onlarca esnaftan borç döviz alınmış, krediler çekilmiş! Bu paralar nerede?

– Çalışanlar mağdur…

– Devlet mağdur ve vergi borçları ödenmemiş…

– Evi, iş yeri ipotek verilerek bankalardan milyonlarca lira kredi çekilen hemşehrimiz var, onlarda mağdur.

– Mağdurların sayısı saymakla bitmiyor…

 

Uğurlu Hastanesi ile ilgili konu İcra İflas Masası’nda… Birincisi Ocak ayında, ikincisi 9 Şubat’ta iki ayrı ihaleye çıkıldı. İhaleye kimse girmedi! Neden?

Benim bu yazıyı bile bu tarihte yazma sebebim, bilerek veya bilmeyerek ihale sürecine zarar vermemek için bugüne bıraktım.

İcra İflas Masası’nın başında alacaklılardan biri olan eski Kastamonu Milletvekili benimde hemşehrim olan Sayın Mehmet Yıldırım var. İki gündür Mehmet Yıldırım’ı birisi Karabük merkezli BRTV kanalında, diğeri Ajans37’nin yayınında izliyoruz…

Sayın Yıldırım, konuya hakim olduğu kadar duruma açıklık getirmeye çalışıyor. Birebir sohbetlerdeki konuşmaları farklı, kameralar karşısındaki konuşmaları farklı. Sayın Atıf Uğurlu’ya ve Mehmet Yıldırım’a göre bu hastanenin batmasının ve açılamamasının sebebi gerçekten Fetö’mü  yoksa başka başka planlarmı?

Sayın Mehmet Yıldırım, tv kanallarında bas bas bağırıyor, çay boyunda gezen bütün inşaatçıları fetöcü ilan ediyor! Sayın Yıldırım diğer taraftan bu inşaatçılardan medet umuyor! Bu bir çelişki değimli?

Açıklanamayan ve bir biriyle çelişen o kadar çok soru var ki!

Uğurlu Hastanesi’nin kapandığı günden bu yana açılamamasının tek sebebi 2012 yılında borçlardan kurtulmak için Uğurlu Hastanesi olarak hastane binasının tapusunu inşaatı yapan ve en büyük alacaklı olan müteahhide verilmesidir!

Bunun nedenini Atıf bey ve inşaatı yapan müteahhit biliyor. Başkada kimse bilmiyor!

Burada bir rant kavgası vardır ve iş çıkmaza girmiştir. Nitekim bu devirde adı geçen taraflar İstanbul İcra Ceza Mahkemesi’nce ‘hileli iflas kararı’ vermiştir.Ve bu karar sonucu mahkumiyet cezası almışlardır!

Bakın bunu ben demiyorum… ‘Hileli iflas’ kararı veren mahkeme diyor.

Bazı insanlar Uğurlu Hastanesi’ni halk önünde ve hukuk karşısında haklı ve mağdur gösterebilmek için yıllardır Türkiye’deki bütün işi bozulan insanların kılıf olarak kullandığı, mazeret olarak sunduğu, hain darbe girişiminin arkasına sığındığını maalesef görüyoruz.

Sonuç olarak Dr. Atıf Uğurlu, eksi(-) bakiye ile bugün 200 milyon liraya mal edilecek bir yatırıma girmesi sonucu tüm alacaklıları, çalışanları, güvenip malını mülküne ipotek verenleri, güvenip eczane yeri alanları, kısacası Kastamonu’yu mağdur etmiştir.

Burada art niyet var mıdır, yok mudur ben bilemem…

Şimdi tüm Kastamonulular adına bir gazeteci olarak soruyorum;

1- Dr. Atıf Uğurlu bu kadar büyük bir yatırıma girerken önceki hastanesinde ödeme güçlüğü çekiyormuydu? Hesapları eksi(-) bakiyelerde miydi, vergi borçları ne kadardı?

2- Eski hastanesini dostlarından aldığı borçlarla veya ipoteklerle mi ayakta tutuyordu?

3- Orion gruptan alındığı ifade edilen yüklü çekler nerededir, kimlere verilmiştir?

4- En son ihaleye katılmak isteyen Kastamonulu iş adamlarına (Biz bu satışa karşıyız. Bizim hakkımız yeniyor. Bu kıyılan kıymet takdiri düşük. Bizim alacağımızı karşılamıyor. Biz buna karşıyız. Hakkımızı da helal etmiyoruz. Hukuki tüm yollara başvuracağız) diye söylemde ve girişimde bulunulmuşmudur?

5- En son ihaleye engel olanlar, gerçekten Sayın Mehmet Yıldırım’ın ifade ettiği gibi çay boyunda dolaşan müteahhitler midir? Yoksa binayı yapan müteahhit ile Atıf beyin anlaşmazlığımıdır?

Yoksa işin gerçek boyutu; Müteahhit ile Atıf beyin alacaklılardan ve bankalardan mal kaçırmak için ‘hileli iflas’ yoluna başvurması sonucunda kamu bankalarının açmış olduğu davanın kaybedilmesimidir?  

İşte kafamdaki deli sorular bunlar… Bu soruları birileri cevaplarsa Kastamonu halkı ve kamuoyu adına sevineceğiz.

Sağlıcakla kalınız.

 

GÜNÜN SÖZÜ

“İbadet gibi, ticarette hile kabul etmez”

(Hz. Ali)

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER