Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

BİRAZ NOSTALJİ, HÜZÜN ve ÜZÜNTÜ: Bayramlar, Düğünler, Cenazeler ve Şenlikler !..

Edebiyatçı kökenli olduğum için bugün farklı bir yazı yazmak istedim. Yani, her zamanki gibi güncel ve sosyal olaylar, siyasi ve ekonomik ve ülkesel sorunlarla ilgili değil sıradışı ve özel bir yazı olsun… Duygusal yönümün ortaya çıkacağını bilmeme rağmen böylesi bir yazı ile gurbetin, hasretin ve özlemin nasırına basacağım! Aramızdan ayrılmış yakınlarımızı, arkadaşlarımızı ve çok sevip-saydığımız büyüklerimizi yad ederek bayramlarda, düğünlerde, cenazelerde ve şenliklerde iş-güç yoğunluğu, sağlık vs. sebeplerden/sorunlardan dolayı memleketimize/(Konya’ya) gidemediğimizin üzüntüsüne vurgu yapacağım bu yazımla…

Edebiyatçı kökenli olduğum için

Yıl 2024… 1980-2024 arası geçen 44 yıl içinde İstanbul ve Ankara’da geçen yıllar… Yine de memleketim Konya’dan uzak kalmadım. Bayramlarda, düğünlerde, cenazelerde ve şenliklerde ara-sıra gidip-gelebildim. Fakat artık eskisi gibi değiliz… Yaşlılık ve sağlık sorunları belimizi büktü. Artık Konya’ya eskisi gibi gidip-gelemiyoruz. Oysaki Sıla-ı Rahim, ziyaretler ve taziyeler bizim için çok önemlidir. Maalesef birçok cenazeye, düğüne ve şenliğe katılamaz olduk. Bu da bizi çok üzüyordu.

Dünyadaki değişim-dönüşüm Türkiye’yi de olağanüstü etkilemişti. Köyden şehre göç, şehirden yurtdışına göç vs. maalesef yakın akraba ilişkileriyle birlikte eş-dost-arkadaş ilişkilerini de olağanüstü etkilemişti. Çağın/zamanın şartları sadece yakın akrabalar arasında değil çekirdek aileler arasında da çok büyük uçurumlara yol açtı. İş-güç ve geçim derdi, ayakta durma ve yaşam sıkıntısı ile birlikte çağın getirdiği sorunlar aileler ve akrabalar arasında derin çatlaklar oluşturdu. Anadolu ruhu (gelenek, töre anane vs.) adeta yıllar içinde buz gibi erimeye başladı. Vefa, ahde vefa, hal-hatır sorma, karşılıklı ziyaretler, eş-dost/arkadaş-akraba ilişkileri o kadar çok zayıfladı ki…

Geçen 44 yıl içinde o kadar eş, dost, arkadaş ve akraba kaybettik ki… Çoğunun vefatını günler, aylar ve yıllar sonra öğrenebiliyorduk. Bu da bizi çok üzüyordu. En büyük engel de böylesi bir iletişim çağında ‘iletişim’ kopukluğuydu! Geçen 44 yıl içinde eş-dost-arkadaş ve yakın çevremizin o kadar çok düğünü oldu ki ve çoğundan bihaberdik… Yine sebep iletişim kopukluğu veya iş-güç yoğunluğu veya ortam/şartlar!.. Ve köy şenlikleri… 44 yıl içinde o kadar çok köy şenliği oldu ki… Kendi köylerimizden (Ağaçcı ve Dülgerler) veya yakın eş-dost-arkadaşlarımızın köy şenliklerinden bihaber olduk! Sorun yine iletişim kopukluğu, iş-güç yoğunluğu veya ortam/şartlar!.. Ve 44 yıl içinde eş-dost-arkadaş ve yakın çevremizde kaybettiklerimiz (vefat edenler)… 44 yıl içinde ebediyete göç edenler arasında başta biricik annem Ayşe Akıl ve biricik kardeşim Makbule Akıl birlikte tanıdığım (eş, dost, akraba, arkadaş vs.) çok değerli insanlar oldu. Her biri rahmetli olan başta Necip Fazıl Kısakürek üstadımız, Konya’mızın Medar-ı İftiharı iki değerli büyük ilim/irfan insanı Tahir Büyükkörükçü ve H. Hüseyin Varol… Ve üzerimde çok emeği olan İsmail Kaya, Nevzat Arabacı, Ali İhsan Vatankurtar hocalarım… Yine yıllarca gizemli/(sır) dostluk yaptığım Muhsin Yazıcıoğlu… İki can-dost ahiretliğim H. Mehmet Öztaş, Av.Mustafa Görmen… Ve Osman Gökmen ağabey… Yarım asır süren toplantılara ağabeylik yapan Ahmet Sorgun, Tahir Özer, Tahsin Varol, Hikmet Sağlam, M. Ali ağabey ve diğer ağabeylerin de dostu/yoldaşı ve kardeşi olan ve benim için hiç unutmadığım/unutamadığım üç güzel insan: değerli kardeşlerim İsmail Doğaner, Mustafa Özcan ve Emin abi… Ve hayatta olan Şemsi Kalkan, İzzet Yıldız, Harun Güzel, Dr. Mehmet Özcan, Mustafa Varol, Mehmet Erol, İbrahim Erol, İbrahim Avcıoğlu, Kamil Sorgun, Mehmet Ülker, Mustafa Deniz, Mustafa Koç’a ve diğer isimlerini sayamadığım Kalfalar-Uzunharmanlar’dan mahalle arkadaşlarım ve değerli dostlarıma Allah(cc)’tan sağlık, sıhhat dilerim. Bir de ismini anmadan geçemeyeceğim Konya’mızın Allah(cc) dostu deli-divanesi Parsanalı Mustafa Amca’nın vefatı da beni çok etkilemişti. O’nunla bile yıllarca dostluk yapmıştık! Hepsine Allah(cc) rahmet eylesin demekten başka elimizden başka bir şey gelmiyor. Ve mekanları Cennet olur İnşallah…

Yazımın başlığında olduğu gibi bugün siz değerli okuyucularımla nostalji yaparak biraz hüzün ve üzüntü paylaştık. Tabi ki “Bayramlar, Düğünler, Cenazeler ve Şenlikler!” demiştik. Çoğu köy şenliklerine katılamadık. Bilhassa Ağaçcı ve Dülgerler Köy Şenliklerine… Aynı şekilde birçok düğüne de katılamadık… Bilhassa cenazelere katılamamızın bizdeki üzüntüsü ve acısı… Şimdi de bir tutam mutluluk! Bu hafta Konya’dan iki düğün davetiyesi aldık. Birisi merhum/rahmetli halamın oğlu Mehmet Parlamış’ın oğlu Hacı Parlamış diğeri de hemşerimiz ve komşumuz Lütfi Çelik’in oğlu Mehmet Çelik’in düğünlerine kardeşim İbrahim Akıl aracılığı ile davet edildik. Fakat sağlık sorunlarımdan dolayı bu iki düğüne katılamıyorum. Yine de Parlamış-Yılmaz ailesine (Gülsema ve Hacı) ve Çelik ve Okcanoğlu ailesine (Rukiye-Mehmet) düğünleri hayırlı olsun dilek ve temennisinde bulunuyorum. Yüce Rabbimden evlenecek olan Çelik ve Okcanoğlu ailesinden Gülsema ve Hacı’ya, Yılmaz ve Parlamış ailesinden Rukiye ve Mehmet’e bir ömür mutluluklar diliyorum.