Bu köşede defalarca yazdım. Resmî ideolojiyi biçimlendiren ve bizi «1923 Cumhuriyeti»nden bugünkü bozuk düzene getiren, Atatürk’ün ölümünden sonra Yahudi Moiz Kohen (takma adı Munis Tekin Alp) eliyle fabrike edilen, muhtevâsında “Kahrolsun Şeriat” başlıklı müstakil bir bölüm bulunan ve yazarı da bu Yahudi Moiz Kohen olan «Kemalizm» kitabıyla bürokrasiye ve halka zerk edilerek devletin kılcal damarlarına kadar tahakküm kuran bir hegemonya idi.
Hegemonya (Yunanca=hegemonia) baskısı, boyunduruğu altına alma, üstünde hâkimiyet kurma, hâkimiyet, egemenlik demek malûm.
Bir «malûm» daha var fakat, hani şu TBMM kürsüsü arka duvarında yazan ve eski şekliyle “Hâkimiyet bilâ kayd-ü şart Milletindir” ve yeni (değiştirilip kısır Türkçeye çevrilmiş) haliyle “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü…
TBMM’sinin kuruluş ve varlık sebebi olan, demokratik yapıdan da öte «Cumhuriyet»i ifade eden bu söz nere, hegemonya kuran Kemalizm nere? İşte bu büyük çarpıklıktır Türkiye’nin hemen her meselesinin sebebi ve başta «rejim» olmak üzere her şeyi tepetaklak eden illuzyon!
Dün hemen hemen bütün köşe sahipleri “Cumhiriyet fazilet demektir” diye yazdılar. Pekâlâ bunlara soralım “neden bu çarpıklığa hiç temas etmediniz?” diye. Sizce verebilecekleri bir cevap olabilir mi?
Hayır olamaz. Hem ne cevap versin o simalarından nur-u meymenet çekilmiş (dünyaya tapan menfaatçi) madrabazlar… Kim arı kovanına elini sokar ayrıca…
Hayır o birilerinin sözcüleri ancak “…..Atınkabire koştuk” gibi şeyler yazarlar. “Duâlı açılışlar şeriat düzeninin ayak sesleridir” derler. Bu şerefsizce saldırılara da Müslümanlar dahil neredeyse tek kişi itiraz etmez.
Bakın bunlardan biri neler zırvalamış:
“Son zamanlarda resmi törenlerde dualar okunarak din istismarı yapılıyor… Yeni adli yıl dualarla açılıyor millet bahçeleri dualarla açılıyor, Atatürk Kültür Merkezi dualarla açılıyor. Amaç inançlı insanları etkilemek! Tüm bunlar Anayasa’nın lâiklik ilkesine aykırı ama dedik ya, dinleyen kim? Ülkede hukuk guguk oldu!”
İnanın bu Ak Parti düşmanlığı falan değil. Bu siyasî düşmanlık ötesi Moiz Kohen imzalı Kemalizm’in «Kahrolsun Şeriat» hegamonyasıdır.
Önemine binàen yeniden yazıyorum: Hegemonya (Yunanca=hegemonia) baskısı, boyunduruğu altına alma, üstünde hâkimiyet kurma, hâkimiyet, egemenlik demek. Kadim din düşmanı gazetenin kadim Batı hayranı yöneticisi (Ahmet Hakan’ı paravan yaptı kendine) birinci adamı, Prof. Şerif Mardin’in literatürümüze kazandırdığı «Mahalle Baskısı»nı çok kullanıyordu. Lâkin artık demeyecekmiş, gerek yokmuş, vazgeçmiş…
“Neden bu kararı aldı?” demekten kendimi alamadım tàbi.
Samimi olmadığını biliyorum fakat. Samimi olamazlar da. Bir insàn yedisinde ne ise yetmişinde odur demişler. O hesap bunlar yetmiş senedir aynı baskıyı kuruyorlar üzerimizde. Hiç vazgeçerler mi?
Fakat tàbi şu da var, artık hakikaten de fazla bir baskıya hacet kalmadı.
Baksanıza onlara ne kadar da benzedik. Haksız mıyım?
Herif “şeriat çıkmaz sokak” diyor, İslâm demek olan şeriati yerden yere vuruyor, her türlü hakareti ediyor, dinü diyanetimize ama bizden çıkan ses bir zamanların İstanbul muslukları gibi “tııssss”tan ibaret.
Moiz amcasının izinden giden birilerinin sözcüsü de «Kahrolsun Şeriat» diyor. Muhtevâ aynı, yalnızca kelimeler farklı. 31.10.2021
YORUMLAR