Dikiş yerleri rahatsız eder diye kıyafetlerini tersten giydirirdim bebeğime. Kucağıma aldığım ilk lahza karar vermiştim, ben dünyamı döndürecektim bu küçük kalbin çevresinde.
Yeri gelince o dünyayı ters çevirmekten çekinmeyecektim de… Bir ömür adamakta karar kılacaktım.
Anneliği kutsal saydığım ve bunu anlatacağım zannına kapılanlar büyük yanılırlar. Zira ben anneliğin gönüllü bir mecburiyet olduğuna inananlardanım. Bu sıfatı alan her kadının kendini değil vazifesini kutsal sayarak sınırlarını zorlaması gerektiğini kabul eden tarafım; Çünkü şu divane dünyaya inat yekpare bir mucize olan tek şey evlattır.
Peki sadece kendi evladımızı koruyup kollayıp yetiştirdiğimizde bitiyor mu annelik?
Aynı gök altında çığlıklarını duyamadığımız eziyetler içinde nefesleri kesilen yüzlerce evlat… Kimbilir nasıl bir dehşetle öldüklerini tahayyül edemediğimiz o küçük bedenlerin haberlerini gerilim filmi gibi izleyip, sonra kendi evladımızın üstünü örtüp başımızı yastığa koyup uyumak mı analık, babalık, ebeveynlik? Amcaları , dayıları hatta öz babaları tarafından tecavüze uğrayan anneleri tarafından başka bir adam uğruna ölüme yollanan, delilleri karatılan evlatlar varken susmak mı korkmak mı haykıramamak mı insanlık? Bir film repliğiydi sanırım ‘’İyiler sessiz kaldığı için kötüler bu kadar arttı’ ’minvalinde bir söz duymuştum .Aynı olay Lut kavminin helakında da geçer.
Lut kavmi helak edilmeden önce Cebrail (as)Rabbine der ki ‘’Ya Rabbim teheccüde kalkanlar var yine de helak emrini uygulayayım mı? ‘’Rabbi ona şöyle döner onlar kavimlerinde yayılan büyük fitneye ses çıkarmadılar onlara acıma! Bu cevap sonrası Hazreti Cebrail Lut kavmini helak eder. Şimdi Ey! iyi ve temiz olduğunu savunanlar ben hala neden helak edilmediğinizin şaşkınlığındayım.
GUFRAN KAYIŞOĞLU
YAZARLAR
TÜMÜ
YORUMLAR