DAHA ADİL BİR ULUSLARARASI DÜZEN MÜMKÜNDÜR
Ziya GÜNDÜZ
Giriş
Bu yazımızda üzerinde duracağımız kitap Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaleme aldığı, “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” isimli eseridir. Eser, Turkuaz Kitap tarafından okurun beğenisine sunulmuştur. Kitabı ister bir cumhurbaşkanın kaleminden okumuş olun, ister bir yazarın kaleminden, isterseniz dertli bir Müslümanın yüreğinden dökülen cümlelerin yazıya bürünmüş hali olarak okuyun; gerçek olan şu Ortadoğu üzerine, Batı üzerine adil bir dünya için yazılmış çok derinlikli bir kitap okumuş olacaksınız. Bu konuda samimi bir şahsiyetin, fikrîlerini ve düşüncelerini okuyacaksınız. Kitabı okurken akıcı ve oldukça bilgilendirici olduğunu hemen fark edeceksiniz. Birçok cümlenin altını çizeceğiniz kesindir.
Terörün Rengi Yok
Kitap önsöz ve giriş bölümüyle başlamaktadır. Giriş bölümünde şöyle bir cümle dikkat çekicidir: “Ortadoğu ve diğer bölgelerde birçok ülkede mevcut yönetimlerin kendi vatandaşlarına karşı yürüttükleri sindirme ve şiddet politikalar ciddi yıkımlara ve toplumsal gerilimlere sebep oldu, olmaya devam ediyor. Baskı ve ötekileştirme politikaları aynı zamanda terör örgütleri için bir istismar zemini sunuyor. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin küreselleşerek, daha geniş coğrafyalara sirayet ettiğini, tüm insanlığı tehdit eder boyutlara ulaştığını görüyoruz. Bununla birlikte Avrupa’dan Yeni Zelanda’ya Müslümanları ibadet hanelerde hedef alan ırkçı ve İslam düşmanı bir terör dalgası giderek yükseliyor.”
İslam İle Terörün Yan Yana Gelmesi Mümkün Değildir
Şunu hatırlatmak gerekiyor ki, batı ülkelerinde ve eski Türkiye’de özelikle bilinçli olarak sözde din adına ortaya çıkan terör örgülerinin arkasına sığınılarak “İslami terör” kavramı bilinçli bir şekilde kullanıldı, kullanılıyor. İslam ile terör yan yana getirilerek dünyaya şu mesaj verilmek isteniyor: “İslam eşittir terör.” İşte bu eser hiçbir Müslüman devlet adamlarının cesaret edemediği “İslami terör” gibi saçma tezi çürütüyor. Dünyanın kaderi beş ülkenin inisiyatifine terk edilemeyeceği yüksek sesle dile getiriliyor. Bu kitap, sömürülmüş ülkelere takılan boyundurluğu çıkarma çabasıdır. İşte bunu haykıracak devlet adamlarının sayısının çoğalması gerekiyor.
Sömürülmeye Müsait Olmak
Kitabı okurken büyük düşünür Malik b. Nebi’nin şu sözü aklıma geldi; “Sömürülmekten daha kötü olan şey, sömürülmeye müsait olmaktır.” Bu kitap adil bir dünyanın inşa edilmesinin zor olmadığını hatırlatıyor. “Dünya beşten büyüktür” dediğiniz andan itibaren sömürülmeye dur diyeceksiniz.
Kitapta çok ilginç tespitler var. Ezilmiş ülkelerin devlet başkanlarının birebir görüşmelerde dünyanın beşten büyük olduğu fikrine katıldıklarını dile getirdiklerini söyledikleri halde, bunu BM kurulunda dile getiremedikleri ifade ediliyor. Eğer bütün dünya, dünyada bir değişim istiyorsa öncelikle Müslümanlar için, sonra bütün insanlık için geçerli olan şu ayeti hatırlamakta fayda var:
“Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez…” (Rad: 11)
Haksızla karşı öncelikle uyanmak, sonrada harekete geçmek gerekiyor.
Kitap “dünya beşten büyüktür” tezi kapsamında eleştiri ve öneriler sunmaktadır.
Adil bir dünya herkes için hayati bir konudur. Daha adil bir dünyanın inşası için bütün dünya devleti yöneticilerine ve insanlığa büyük iş düşmektedir. Bugün güçlü olan ülkeler yarın güçsüz olabilirler. Yarın güçsüz olanlar güçlü olabilirler. Güçlülerin haklı olduğu bir dünyada adil bir dünya inşa etmek mümkün görünmüyor. Sesi çok çıkanların haklı olduğu değil, haklı olanların sesinin yükseldiği bir dünya adil bir dünyanın temelini atabilirler.
Allah (c.c.) Kur’an’da şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyle bilmektedir.” ( Maide: 8)
İlkelerin İlki Adalet olmalı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalet konusunda kitapta şunları dile getiriyor:
“İlkelerden ilki adalet olmalıdır. Bu refom mutlaka adalet ilkesini merkeze almalıdır. Adalet tüm toplumların ortak değeridir. Kültür, medeniyet ve din ayırımı yapmadan bütün toplumsal ve siyasal sistemler adaleti merkeze alan bir düzen inşa etme arayışında olmuşlardır. Bütün kadim medeniyetler kendi toplumsal ve siyasal düzenleri inşa ederken adaleti merkeze almaya çalışan farklı sistemler inşa etmişlerdir. BM reformu, adalet ilkesini merkeze alan bir ilkeler zemini oluşturmalıdır.”
Terörün zulmün dini, dili, ırkı olmaz. Kitapta altını çizdiğim bir cümleyi burada paylaşmakta fayda var:
“Terör, bugün Kilis’te yarın İstanbul’da öbür gün Paris, Brüksel, Londra ve Ne York’ta karanlık yüzünü gösterebiliyor”
Bu konuda hiçbir ülke bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyemez. Bugün ona dokunmayan yılan yarın ona da dokunacaktır.
Adil ve yaşanılır bir dünya herkesin özlemidir. Dünya genelde bir ülke sorun yaşıyorsa bütün dünya ülkelerinin o ülkeden etkilendiği açık ve nettir. Dünya Allah’ın mülküdür geniştir herkese yeter. Bu dünyayı güzelleştirmek bizim elimizdedir.
Sonuç
Kitap şu cümlelerle son buluyor:
“Diyoruz ki; dünyayı bu beş ülkenin hırs, çıkar ve kaprislerine teslim edemeyiz. Bunu başarmak zorundayız.
Ve ısrarla diyoruz ki; dünya beşten büyüktür.”
Hedefe ulaşmanın ilk şartı inanmaktır. İnanmak başarmanın yarısıdır. Zulümden, adaletsizlikten dünya kurulmak istiyorsa, dünyanın beşten büyük olduğuna inanmak zorundadır.
Vesselam…