Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. Dr. Sabri Eyigün

Eşimizin Çocukluk Yaraları Kanıyorsa!

“Hocam, aslında dönüp geriye baktığımda, boşanma aşamasına gelecek kadar ciddi bir sorunumuz da yok. Ama bir türlü de huzurlu olmadık. Başından beri sürekli bir gerginlik, bir kavga ve anlaşmazlık. Ve sonunda ikimiz de tükendik. Ne oldu bize bilmiyorum. Doğrusu ne yapacağım konusunda emin de değilim. Çaresizim”
Bu feryadın sahibi Sivas’tan yazan bir erkek okuyucum. Ancak birçok evli insanın benzer bir çıkmazda olduğunu da yakinen biliyorum. Çünkü bazen büyük ümitlerle başlayan evlilik, bir zaman sonra, eşler arasında yaşanan anlamsız kavgalardan dolayı, ağır ve içinden çıkılmaz bir yük haline gelebiliyor.
Objektif bir uzman gözüyle bu çiftlere baktığımda gördüğüm ilk şey, bu çiftlerin birbirlerine çocuk gibi davranmaları ve yeterli bir olgunlukta olmalarına rağmen, evlilik sorunları karşısında kendilerini çaresiz hissetmeleridir.
Tuhaf değil mi? Okulda binlerce öğrenciyi, iş yerinde onlarca çalışanı, koca bir ili idare eden koca koca insanlar, eşlerinin bazı davranışlarını anlamaktan aciz kalabiliyorlar
Bunu fark eden sadece ben değilim. Birçok aile büyüğünün de sürekli kavga eden çiftlere “ya siz çocuk musunuz, anlamsız şeyler yüzünden kavga ediyor, küsüp barışıyorsunuz? dediğini hepimiz duymuşuzdur.
Peki, gerçekten eşler, kendileri fark etmeseler de birbirilerine neden çocuk gibi davranabiliyorlar?
Bunun en önemli nedenlerinden birisi, kişilerin çocukluk ve ergenlik yaşantılarında saklıdır. İnsanlar, bu dönemde kendileri için önemli olan baba, anne, dede, nine, öğretmen, doktor, polis, vb. gibi kişilerle yaşadıkları olayları tam çözümleyemezler, bilinçaltlarına atıp orda saklarlar. Kişinin geçmişi olumsuz veya inciticiyse; bu acıyı ona yeniden yaşatacak eş adayları arayabilir ve böylece onları suçlayabilir; Çünkü muhtemelen onu aynı şekilde incitmiş olan kişilere duyduğu öfkeyi asla tam anlamıyla ifade edememiştir.
İşte eşlerin birbirinden talepkar beklentilerinin de büyük bir kısmı bu şekilde doğar; bastırılmış öfkemiz nihayet bu yolla patlama şansı bulur. Sonuç olarak çocukluk çağı travmaları eşin üzerinden tekrar yaşanmış olur, orada çözülmek istenir
Örneğin babasına karşı kendisini tam olarak anlatamayan, korkan, çekinen veya davranışları annesi tarafından sürekli denetim ve kontrol altında tutulan kişi evlenince ya çok sessiz ya da çok öfkeli olabilir. Eşinin onu engelleyen, eleştiren, yönlendiren, kontrol eden, uyaran basit ve sıradan her söz ve davranışı karşısında aşırı öfkelenir. Babasına ve annesine karşı öfkelenmeyen çocuk, şimdi biriktirdiği tüm olumsuz duygularını eşine yüklemek ister. Aslında eşine öfkelenerek, çocukluk yarasını iyileştirmeye çalışır.
Diğer eş, bunu anlamaz, “ Şimdi ne oldu ki, ben sana ne dedim ki, neden parladın ki? Gibi sorularla karşı tarafın davranışlarını sorgular, bir anlam vermeye çalışır. Ama boşuna. Çünkü eşin tepkisi, ne ona neden o anda yaşananlaradır. Tepki, çocuk modunda olan kişinin geçmişine, baba/anne/öğretmenine, yani çocukluğuna yöneliktir.
Burada o kişi, çocukken hissettiği duygularla tepki verdiği için, o an çocuk modundadır, yetişkin değil. Ama karşı taraf, eşinin tepkisinin kendisine yönelik olduğunu zanneder ve “demek ki beni sevmiyor, istemiyor, aklı başkasının yanında” gibi yanlış algılara kapılır ve o da benzer sert tepkiler vermeye başlar. Sonunda olay bir kısır döngüye dönüşür ve içinden çıkılmaz bir hal alır. Çünkü çocuk modunda olan bir eşin gereksiz tepkileri, diğer eşin de çocukluk modunu tetikler. O da çocukluk duyguları ile eşine cevap verir. Böylece olay sonunda iki çocuğun anlamsız kavgasına dönüşür.
Bu durumda diğer eşe düşen şey, karşısında çocuk modunda olan eşine karşı anlayışlı olup olgun bir ebeveyn gibi davranmasıdır. Büyükler boşuna dememişler, “çocukla çocuk olunmaz”. Eğer bir eş çocuk modunda ise, diğer eş hemen olgun kişi rolüne girmeli, konuyu uzatmamalı, “tamam, sonra konuşuruz, seni anlıyorum, kızgınsın, rahatsız oldun, vb gibi olgun bir insan gibi yaklaşırsa, karşı taraf da olayı büyütmeyecektir.
Bu sadece bir örnektir. Siz de eşinizin nedenini anlayamadığınız bir davranışı karşısında sinirlenip aynı şekilde cevap vermek yerine anlamaya ve çocukluk yaralarını sarmaya çalışsanız belki de sorunları büyümeden çözülebilirsiniz.
Unutmayın kendinizin ve eşinizin anlam vermediğiniz tepkilerinin psikolojik kökenini bilemeseniz de, bunların çocukluk yaraları olduğunu bilmeniz sizi rahatlatacaktır.
Eşinizin çocukluk yaraları kanıyorsa, öfkenize, çekip gitmenize değil, merhametinize, şefkatinize ve daha yakından ilginize ihtiyacı var demektir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER