Müttefiklik mi Maskeli Ortaklık mı? ABD’nin PKK/YPG Çıkmazında Diplomasi Oyunu

Tem 13, 2025 - 18:30
Müttefiklik mi Maskeli Ortaklık mı? ABD’nin PKK/YPG Çıkmazında Diplomasi Oyunu

Müttefiklik mi Maskeli Ortaklık mı? ABD’nin PKK/YPG Çıkmazında Diplomasi Oyunu

Merhaba, 

PKK silah bırakıyor ama sahadaki silahlar kimin elinde?

PKK'nın geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurduğu "silah bırakma" kararı, ilk bakışta olumlu bir gelişme gibi görünüyor. Ancak birçok kişi gibi, açıklama ve görüntüler beni de tatmin etmedi.

Açıklamalarla örtüşmeyen eylemler, bu sürecin tutarlılığına gölge düşürüyor. Sahadaki varlıklarını sürdürmeleri, samimi bir değişim niyetinden uzak olduklarını gösteriyor. ABD’nin, YPG üzerinden dolaylı faaliyetlerine devam etmeleri ise atılan adımın daha çok taktiksel ve göstermelik olduğunu düşündürüyor.

PKK’nın silah bırakmasının etkili olabilmesi için bu sürecin dış destek olmadan yürümesi gerekir. Bu nedenle, ABD’nin hem PKK’ya hem de YPG’ye verdiği desteği kestiğini açıkça görmeliyiz."

Bu zorlu süreçte hem duygularımızı kontrol etmeli hem de sabırlı olmalıyız. Olan biteni dikkatle izleyip, iletişim yollarını açık tutmalıyız.

Tam da bu noktada, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın farklı zamanlarda yaptığı PKK/YPG açıklamaları dikkat çekiyor. Bu açıklamalar, sabırlı olma sürecinde nasıl bir anlam taşıyor, birlikte bakalım.

1 Nisan 2025: "YPG Ortak ama Sınırlar Belli"

Büyükelçi Thomas Barrack, 1 Nisan’daki Senato onay oturumunda klasik Amerikan diplomasi dilini kullanarak, hem Türkiye’ye övgüler yağdırdı hem de YPG ile ortaklıklarını savundu. Türkiye’nin “Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun stratejik kavşağında yer alan çok değerli bir NATO müttefiki” olduğunu belirtti. Ancak hemen ardından gelen şu cümle dikkat çekiciydi:

“YPG, DEAŞ’a karşı mücadelede ABD’nin ortağıdır ama ABD’nin onlara bir devlet içinde bağımsız yönetim kurma borcu yoktur.”

Bu cümle, Amerika’nın klasik pozisyonunu özetliyor: YPG ile iş birliği sürecek, ama siyasi destek verilmeyecek. Ne var ki, Türkiye bu ayrımı hiçbir zaman yeterli bulmadı. Çünkü sahada “devletleşmeye giden yol”, sadece bayrak dikmekle değil, fiili yapılar kurmakla başlıyor.

11 Temmuz 2025: “SDF = YPG = PKK türevidir”

Barrack’ın üç ay sonra Ankara’da yaptığı açıklama ise bir hayli netti:

“SDF = YPG = PKK türevidir.”

Bu ifade, bugüne kadar ABD yetkililerinin kamuoyu önünde pek dile getirmediği bir gerçeği, Türkiye’nin uzun süredir savunduğu netlikle kabul etmiş oldu. Neden şimdi? Neden bu kadar açık?

İki neden dikkat çekiyor:

  1. Türkiye’nin baskısı arttı: Hem diplomatik girişimler hem de sahada artan askeri baskı (özellikle Irak’ın kuzeyinde artan TSK operasyonları) ABD’yi daha dikkatli bir pozisyon almaya itti.
  2. PKK’nın göstermelik silah bırakışı: PKK’nın “silah bırakıyoruz” açıklaması, Washington’da da inandırıcı bulunmadı. Sahadaki hareketlilik, saldırı hazırlıkları ve lojistik trafiğin kesilmemesi bu adımın bir taktik olduğunu ortaya koydu.

İkili Dil, Çift Yönlü Politika

Barrack’ın açıklamaları arasındaki farklılıklar ilk bakışta çelişki gibi görünse de aslında ABD’nin bölgeye ilişkin klasik ikili politikasının bir parçası. Suriye’de sahada YPG/SDF ile iş birliğini sürdürüyor, ama Türkiye’yi kaybetmemek için “PKK ile ayrım çizgisi” çizmeye çalışıyor.

Bu çizgi, 1 Nisan’da kesin değildi ama 11 Temmuz’da keskinleşmiş gibi. Ancak şunu unutmamak gerekir: ABD’nin sözleri değil, sahadaki uygulamaları belirleyicidir. YPG’nin silahlandırılması, istihbarat desteği ve siyasi meşruiyet kazandırma çabası devam ettikçe, bu tür açıklamalar sadece taktiksel yatıştırma girişimi olarak kalacaktır.

Sonuç: 

Sabır mı, Şüphe mi?

PKK’nın göstermelik silah bırakışı ve ABD’nin buna verdiği tepkiler, önümüzdeki dönemde daha çok hesaplaşmanın olacağını gösteriyor. Thomas Barrack’ın açıklamaları, Türkiye’nin kararlı duruşunun etkili olabileceğini gösterse de, henüz bir kırılma noktası değil.

Türkiye’nin yapması gereken, diplomasi ve güvenlik politikasını eşgüdümlü yürütmek. Uluslararası arenada tezini daha güçlü kılmak. Sahadaki kazanımları masaya yansıtmaktır.

Sabır önemli… Ama safiyane bir sabır değil. Sonuç odaklı, dikkatli ve gerektiğinde kararlı bir sabır.

Diplomasi, çoğu zaman göze değil, zamana hitap eder. Bugün duyduğumuz sözlerin gerçek karşılığını, ancak sahada göreceğiz.

Selam ve saygılarımla