OKULLAR AÇILIYORKEN DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ
E - magazin / Güven Albayrak
OKULLAR AÇILIYORKEN DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ
Güzel ülkemiz açıkça sürekli sismik risk altındadır. Sivil savunma ve kurtarma çalışanları bunu çok iyi biliyor
Depremin yarattığı travma çok derin bir şeydir; insanların kimlikleriyle, hayatın kesinlikleriyle, artık var olmayan günlük rutinlerle, geleceğe dair belirsizliklerle bağlantılıdır; Aslında deprem ani ve beklenmediktir, kontrol duygumuzu altüst eder, potansiyel olarak ölümcül bir tehdit algısını içerir, duygusal veya fiziksel kayıplara yol açabilir.
Pisa'daki Ifc-Cnr Klinik Fizyoloji Enstitüsü, diğer hastalıkları tetikleyebilecek kadar derin olan deprem travması durumunda hemen harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan bir mini kılavuz hazırladı (ANSA):
1) Deprem hangi psikolojik etki ve risklere neden olur?
Bu tür korkunç olayların neden olduğu stres, hormon seviyelerini (kortizol ve katekolaminler ve kadınlarda da östrojen) değiştirebilir, uykuyu değiştirebilir ve uzun vadede yüksek tansiyona, çarpıntıya ve bazen kalp krizlerine yol açabilir.
Ancak yetişkinlerin ve çocukların yaşadığı stres duyguları arasında da bir ayrım yapılması gerekir.
2) Deprem, onu yaşayan insanlarda hangi duyguları tetikler?
Kaygı, korku ve panik atak.
Korku genellikle iki taraflı bir duygudur: Bir yandan bireyleri uyum yoluyla ellerinden gelenin en iyisini yapmaya itebilir; diğer yandan bireyi daha savunmasız hale getirerek varlığını sınırlayabilir.
Araştırmalar, depremden sağ çıkmak gibi dramatik durumlarda bile mağdurların, olumsuz duygular kadar yoğun ve kalıcı olumlu duygular yaşayabildiklerini göstermiştir.
2008 yılında Çin'in bir bölgesinde hayatta kalanlar üzerinde yapılan manyetik rezonans görüntüleme çalışmaları, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğunun gelişmesine zemin hazırlayan beyin fonksiyonundaki değişiklikleri gösterdi.
3) Ne tür bir psikolojik desteğe ihtiyaç var?
Kurslar ve tekniklerin kullanıldığı özel eğitim yoluyla bireyin kendi duygularını tanımasının ve bu duyguların afetten önceki dönemde belirgin olan davranış ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerini kontrol etmesinin sağlandığı birincil korumaya ihtiyaç vardır.
Ancak depremden sonra psikolojik destek tedbirlerinin planlandığı ikincil önleme de uyulmalıdır.
4) Bir kişi travma sonrası stres bozukluğundan (TSSB) muzdarip olduğunda ne olur?
2002'de Molise ve 2009'da Abruzzo'daki depremlerden sağ kurtulan kişiler üzerinde yapılan araştırmalar, incelenen kişilerin yaklaşık yarısının bu bozukluğa sahip olduğunu göstermektedir. Genellikle kişi travmatik olayı “yeniden yaşama” eğilimindedir ve aniden gerçeklikle bağını kaybeder. Bu reaksiyonlar aylar veya yıllar içinde ortaya çıkabilir.
5) Bu bozuklukla başa çıkmak için tavsiyeleriniz nelerdir? Çok fazla zaman kaybetmemek için bilişsel davranışçı terapiye başvuruluyor ve tedaviye travmadan sonraki ilk birkaç günde başlanıyor.
Depreme duygusal tepkiler
Yapılan bilimsel çalışmalarda özellikle depremden zarar gören ülkelerde yaşayan bireylerin duygusal tepkileri alanında yapılan araştırmalar, korku, terör, şok, öfke, umutsuzluk, duygusal uyuşukluk, suçluluk, sinirlilik ve çaresizlik duygusunun depreme verilen başlıca tepkiler olduğunu göstermektedir.
Duygusal reaksiyonun şiddetini ve bunun sonucunda ortaya çıkan psikolojik sıkıntıyı ve travma sonrası semptomları etkileyen faktörler arasında depreme daha fazla maruz kalma, merkez üssüne yakınlık, katılım ve kontrol düzeyi, algılanan tehdit düzeyi, sosyal ağ bozulması, travma geçmişi yer almaktadır. ya da duygusal sorunlar, maddi kayıp, kadın cinsiyet, düşük eğitim düzeyi, olaydan hemen sonra sosyal desteğin olmaması ve arkadaş, meslektaş ve aileden destek alamama ve taşınma.
Duygusal reaksiyonun şiddetini ve bunun sonucunda ortaya çıkan psikolojik sıkıntıyı ve travma sonrası semptomları etkileyen faktörler arasında depreme daha fazla maruz kalma, merkez üssüne yakınlık, katılım ve kontrol düzeyi, algılanan tehdit düzeyi, sosyal ağ bozulması, travma geçmişi yer almaktadır ya da duygusal sorunlar, maddi kayıp, cinsiyet, düşük eğitim düzeyi, olaydan hemen sonra sosyal desteğin olmaması ve arkadaş, meslektaş ve aileden destek alamama ve taşınma.
Kadınların travmatik olaylara maruz kaldıktan sonra travma sonrası stres bozukluğu veya diğer bozuklukları geliştirme riskinin arttığını öne süren çeşitli çalışmalar vardır (Steinglass ve diğerleri, 1990; Breslau ve diğerleri, 1997); aynı zamanda okul çağındaki çocukların küçük çocuklara göre daha savunmasız olduğu da görülmektedir (Green ve diğerleri, 1991).
Çocuklar defalarca depremin enkazından canlı olarak kurtarılıyor. Ancak yaşanılan bu travmatik süreç nadiren sona erer. Travmanın üstesinden gelinmesi gerekiyor. Bu bir kriz bölgesinin ortasında işe yarar mı?
"Çığlık atıp bağırdık, karanlık ve korkutucuydu." “Annemi/babamı göremedim” “Bir daha ailemi görebilecek miyim?” gibi daha bir çok çocukların duygularını, korkularını ifade ettikleri bu cümleler durumun trajedisini ortaya koymaya yeter.
Depremin üzerinden aylar geçti fakat acılar, yaralar hala taze.
Okullar açılırken deprem bölgesinde ki veya depreme maruz kalan çocuklara yönelik rehberlik çalışmaları nasıl olmalıdır:
Okul öncesi yaş:
Abartılı veya yanlış bilgi vermemek, çocukların sorularına doğru cevap vermek önemlidir. Çocuklar çoğunlukla ebeveynlerin duygularına tepki verirler, bu nedenle ebeveynler kendi kaygılarını kontrol etmeli, çocuğun yakınında kaygı uyandırıcı içerik bulunan telefon görüşmelerinden vb. uzak durmalıdır. Ancak yine de kendi duygularınızı çocuklara aktarmanız ve böylece çocuğun duygularına anlayış göstermeniz önemlidir.
Çocuk kaygılıysa, korkularını veya diğer duygularını küçümsememek, bunun yerine çocuğa duygularını özgürce ifade etme fırsatı vermek önemlidir.
Yaşanan olaylar ebeveynlerde psikolojik belirtileri de tetikleyebilmektedir. Bu durumda yakınlardan sosyal destek, rahatlama teknikleri ve gerekiyorsa bir uzmandan destek alınması önemlidir.
Okul çağı çocukları:
Daha büyük okul çağındaki çocuklar özellikle birçok soru sorarlar. Depremlerin nasıl meydana geldiği oyuncaklarla yeniden canlandırılabilir veya eduki'deki deprem öğrenme atölyesi (https://eduki.com/de/material/287783/erdbeben) gibi öğretim materyalleriyle açıklanabilir.
Çocukların olanları sindirmelerine yardımcı olmak için geleceğe yönelik bir bakış açısı önemlidir. Bu nedenle depremden etkilenen bölgelerdeki insanlara nasıl yardım edilebileceği sorusu üzerinde çalışın.
Bilgiler anlaşılır, kolay bir dille sunulmalıdır. Çocuğun öğrenilenleri anlaması için yeterli zamana ihtiyacı vardır.
Eğer çocuğa faydası olacaksa ya da çocuk istiyorsa, sarılmayla güvenliğin sağlanmasına da yardımcı olabilir.
Çocuğun günlük yaşamı olaylardan etkileniyorsa, yani yemek yeme, uyku ya da diğer rutinler olumsuz yönde değişiyorsa bir uzmana başvurulmalıdır.
Daha büyük öğrenciler/gençler için:
Bir ebeveyn veya öğretmen olarak empati göstermek, öğrencilerin nasıl olduğunu sormak, duyguların ortada olmasına izin vermek ve hiçbir şey olmamış gibi günlük rutine devam etmek önemlidir.
Örneğin, durumla ilgili kendi hisleriniz hakkında bir konuşma başlatılabilir.
Bu aynı zamanda öğrenciler arasında konuşma yapılmasına da yardımcı olur, ancak öğrencilerin küçük gruplar halinde mi, tüm sınıfla mı yoksa sınıf öğretmeniyle veya sosyal hizmet görevlisiyle doğrudan konuşarak mı konuşmak istediklerine kendilerinin karar vermesine izin verin.
Güçsüzlük hissine karşı aktif olmaya yardımcı olur. Bağış ve yardım seçeneklerini birlikte arayın, yardım ve dayanışma etkinlikleri düzenleyin ve/veya katılın
Böyle bir felaketin ardından gençler, etkilenenlere somut olarak yardım etme fırsatına sahip olduklarında kendilerini daha güvende ve özgüvenli hissediyorlar.
Birlikte çevrimiçi ve çevrimdışı zamanlara bağlı kalmayı öğrenin, bilinçli haber araları verin ve hangi kaynakların güvenilir, tetiklemeye duyarlı bilgiler sağladığını öğrenin.
Yeni eğitim-öğretim yılının tüm öğrenci ve eğitimcilere hayırlı olmasını diliyorum.
Specialist Pedagogue and Child Therapist
Ferah İZGİ