Bazıları belki bana kızıyordur ama ısrar ediyorum. Can çıkar huy çıkmaz. Cibilliyeti bozuk olan bozuktur. Türkiye depremde tek yürek oldu ama bazı cibilliyeti bozuklar depremden bile nemalanmaya çalıştı.
Bazı kanı bozuk terörist PKK’cılar ise depreme bırak üzelmeyi sevindiler bile. Kürtler öldü onlar halay teptiler… Türkiye toptan batsın istiyorlardı:
Depremle alay eden iki terörist genç kızın çekip sosyal medyaya koyduğu bir videodan bahsediyorum. Müzik eşliğinde tepiniyor ve kameraya yaklaşıp “ver ver daha fazla deprem ver, ha ha ha” diye arşa hırlıyorlardı.
Allah (c.c) Rahman ve Rahim’dir ama aynı zamanda Kahhar’dır. Böylelerini Kahhar isminle kahret ya Rab. Onlar bilerek yapıyorlar!.
Kahramanmaraş, Osmaniye, Malatya, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Elazığ, Diyarbakır… Büyüğünden küçüğüne on (10) kor ateş düştü yüreklerimize. Şimdilik onüç bine (13.000) dayandı vefat sayısı. Yıkılan bina sayısına bakınca korkarım ki bu rakam en az iki katına çıkacak… Daha AFAD’ın ulaşamadığı yerler bile var…
Yüzyılın en büyük felâketi deniliyor, hakikaten öyle. Yüzyılın en büyük kahrı aynı zamanda.
Ve hálâ akıllanmamış, eblehler, imansız oldukları kadar da şerefsiz ve namussuz insan kılıklılar var. Çıkmış “buradan da siyasî nema toplar mıyız?” diyor, adeta dalga geçiyorlar ölülerimiz, yürek yangınlarımızla…
TELE1 G. Yay. Yönetmeni M. Y. Enkaz altından sağ çıkarılan afetzedeleri kurtaranların «Allah’uekber» deyip sevinmesine slogan diyor! Ve bundan bile rahatsız olmuş adi herif. Buna da lâ’net olsun, hem de yüzlerce…
“Kurtarma çalışmaları sırasında ‘Allahu Ekber’ diye slogan atmak nasıl bir zihniyettir? Bir ibadet ifadesini, bir ayeti şeriatçı eylemlerde slogan haline getirenler, bu zihniyeti kurtarma işine de taşıdılar. Pes artık. Herkes kendi sloganını mı atsın? Böyle kamu yönetimi olur mu?”
Asıl böyle bir mankafalılık, vicdansızlık olur mu? «Allah’uekber» Allah en büyüktür, O (c.c) ne derse o olur. Deprem ve sair afetlere karşı ne tedbir alırsanız alın, her an teyakkuzda olsanız da, Allah diliyorsa, mahlûk deprem yaradan Allah’ın (c.c) emriyle illâ ki gerçekleşir.
Fakat bize akıl da vermiş Allah. Müteyakkız olacak, evlerimizi sağlam yaptıracak, malzemeden çalmayacak, binaen’aleyh devemizi sağlam kazığa bağlayıp sonra tevekkül edeceğiz.
«Allah’uekber» dememizden, kâinatı yoktan var eden yüce Allah’ı yardıma çağırmamızdan, sevindiğimizde de korktuğumuzda da O’nu (c.c) zikretmemizden, O’na (c.c) sığınmamızdan rahatsız olan hainler, defolun gidin bu topraklardan. «Allah’uekber» yüzlerce, size inât… Hattâ salavatlarımızı da ilâve edelim.
Muhterem okurlarım, mahzun olmayalım Allah bizimledir. Deprem de yaşadığımız her hadise de birer imtihandır. Ne olunca ne yapıyoruz? Neyle karşılaştığımızda nasıl bir hâle bürünüyoruz?
Ne mutlu bu zorlu imtihanları muvaffakiyetle aşanlara. Ne mutlu bütün bu ahval ve şerait altında dahi istikametini bozmayanlara. İkbal (tâlih ve baht açıklığı, mutluluk) zamanında da, bunun zıddı idbâr (talihsizlik, kötü gün) olduğunda da aynı imanla «Allah’uekber» diyebilenlere.
Cehennem de Cennet de sebepsiz değil. Allah ile savaşanlar hiç şüphesiz büyük hezimete uğrayacaklar. Lâkin bizim de tavrımız mühim:
Bu rezil, keppaze gürûh-i lâ yüflihûna karşı neler yapıyoruz? Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler mi diyoruz yoksa “durun bakalım bu vatan biz Müslümanların öz yurdudur, bu ezanları susturamazsınız, kimse sizin paryanız değil” diyerek karşı mı koyuyoruz?
Muhakkak ki bize cihad emredildi. Şu âfet günlerinde bile aklımızdan çıkarmayalım bunu. Baksanıza şu domuzlara, depremle bile matrak geçiyor, acılarımıza gülüyorlar. 09.02.2023
YORUMLAR