Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Türkiye Üzerinde BÜYÜK OYUN: Zamlar ve Hayat Pahalılığı!..

Zamlar ve Hayat Pahalılığı!..

Zamlar ve Hayat Pahalılığı!..

Türkiye Üzerinde BÜYÜK OYUN: Zamlar ve Hayat Pahalılığı!..

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

TÜRKİYE üzerinde oynanan büyük oyunun bir parçasıdır arka arkaya gelen ZAMLAR ve HAYAT PAHALILIĞI!.. Zamlar ve HAYAT PAHALILIĞI Türkiye’nin 2023’e giden yolunun üzerindeki mayınlardır! Patlasın ki Türkiye karışsın… Patlasın ki bir an önce mevcut iktidar/hükümet gitsin… Patlasın ki kendi yolları açılsın… Kısaca zamlar ve hayat pahalılığı bir oyundur, bir senaryodur bir tuzaktır…

Zamlar ve Hayat Pahalılığı, 2023’e yönelik son tuzaklarıdır! Çünkü 2023’e çok az kaldı! O yüzden Türkiye’nin yükselişini, büyümesini istemeyen dış ve iç güçler bu sefer zam ve hayat pahalılığı senaryosunu yazıp sahneye koydular! Ve daha şimdiden seyirci bulmaya başladılar!..

Bu bir başlangıç!.. Devamı gelecek!.. Ve çok kötü şeyler olacak!.. O yüzden DEVLET  (ki devletin başındaki mevcut AK Parti iktidarı/hükümeti)  bir an önce böylesi bir HAYATİ SORUNA çözüm bulmalı… Yoksa sonu FELAKET!..

Üç yıl önce dünyayı sarsan ve etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) salgını ve PANDEMİ SÜRECİ bile Türkiye’yi ekonomik yönden (ABD, AB ülkeleri ve diğer ülkeler gibi) etkileyememişti. Türkiye zamanında tedbirini almış ve Pandemi Sürecini soğukkanlı bir şekilde atlatmaya gayret etmişti.

Aynı şekilde Türk Lirası’nı dolar ve yuro karşısında pul etmek için her yolu denediler ama başaramadılar. Türkiye devlet olarak en kısa sürede tedbirini/önlemini almayı başarmıştı. Fakat şu anda patlak veren ve büyük bir ekonomik krize yol açacak olan HAYAT PAHALILIĞI adeta fitili ateşlenmiş bir bombaya dönüştü…

Hayatın/yaşamın her alanını etkileyen bir ZAM furyası ile karşı-karşıyayız. Halkın en temel ihtiyaç maddeleri olan gıda (ekmek, et ve süt ürünleri, meyve ve sebze vs.), olmazsa olmaz diyebileceğimiz elektrik, doğalgaz, akaryakıt, benzin, mazot,  tarımsal ürünler, ulaşım, köprü, vergi, emlak (emlak vergisi), harç (ehliyet harcı) vs. başta olmak üzere bütün sektör ürünlerine üç-beş katıyla zam üstüne zam geldi. Açlık sınırını zorlayan zamlar… Bıçağın kemiğe dayandığı zamlar… ‘halka illallah’ dedirten zamlar…

Mevcut hükümet/iktidar, tedbir/önlem amaçlı ne kadar asgari ücreti yükseltmiş olsa da (rutin maaşları artırmış olsa da) maalesef (ne yazık ki) HAYAT PAHALILIĞINI durduramıyor.

Pandemi Süreci’nde bile şu anda içinde bulunduğumuz HAYAT PAHALILIĞI yaşanmamıştı. Ne oldu birden a’dan z’ye her şeye ZAM geldi?!

Hayat pahalılığı üzerine medyada yayınlanan haber ve yorumlar, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, ekonomistlerin bu konuda yapmış oldukları açıklamalar tatmin edici olmamakla birlikte (peş-peşe gelen zamlar ve durdurulamayan hayat pahalılığı) ileriye yönelik tehlike sinyalleri vermekte!.. Daha şimdiden toplumda AÇLIK KORKUSU başladı.

Daha kısa bir süre önce marketten, manavdan, bakkaldan kilolarla almaya gücü yeten vatandaş artık gramla ve sayıyla almaya başladı. Halkın cebine ateş düştü! Cebe uzanan el yanıyor!  Tavuk eti, yumurta, yoğur-süt, Ayçiçek yağı vs. fiyatları yüzde ikiye-üçe katladı. Halk markete, manava, bakkala gitmekten korkar oldu…

HAYAT PAHALILIĞI ve ZAMLAR patlak verdiğinde gerek hükümet açıklamalarında ve gerek medyaya yansıyan haberlerde suçlu olarak kartel, tekelci, çete, stokçu arandı! Elbet ki doğruluk payı vardı! Ve bu konuda devletin birimleri sözkonusu kartelin, tekelin, çetenin ve stokçuların üzerine gitti… Peki sonuç?! Değişen bir şey olmadı…

Ayrıca DENETİMSİZLİK gündeme getirildi. Devlet olanca gayretiyle DENETİMİ de gerçekleştirdi. Peki sonuç?! Maalesef sonuç yine aynı… Hayat pahalılığı ve zamlar hala devam ediyor.

Geçen gün Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar Sözcü gazetesine açıklama yapıyor: “Zamlar yağmur gibi yağıyor. Cumhuriyet tarihinde böyle pahalılık görülmedi. Tüketicilerin satın alma gücü son derece düşmüş durumda. Açlık ve yoksulluk da patladı” diyor.

Türkiye siyasi, ekonomik ve toplumsal alanda üç büyük sıkıntı ile karşı-karşıya… Siyasi olarak 2023’de yapılacak seçimlerin stresi, yaşanması muhtemel ekonomik kriz tehlikesi ve son günlerde gündemden düşmeyen hayat pahalılığı…  Türkiye dışarda ne kadar tutarlı, isabetli ve çok güzel adımlar atsa da maalesef içerde bocalamakta!.. Bu nedenle de 2022 yılı Türkiye için çok sancılı geçecek gibi… 2023 öncesi Türkiye’nin önünü tıkamak, mevcut iktidarı devirmeye yönelik halkı isyana teşvik amaçlı BÜYÜK bir OYUN yine sahneye kondu!..

Bu durum (ister-istemez) yazılı ve görsel medyayı, siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, sendikaları, ekonomik araştırma merkezlerini harekete geçirdi.  HAYAT PAHALILIĞI konusunda TUİK’in, Türkiye İstatistik Kurumu’nun, Tüketici Hakları Derneği, Enflasyon Araştırma Şirketleri’nin, Sendikaların, Bazı Devlet Kurumlarının, Sivil Toplum Kuruluşları’nın raporları, açıklamaları ve uyarıları da hiçbir işe yaramıyor. Kısaca, HAYAT PAHALILIĞII’nı durdurmaya yetmiyor!..

Sol cenahta SOL Parti, TKP, EMEP, HDP ve CHP ve KESK vs. sendikalar daha şimdiden meydanlara inmeye başladı. Önemli olan meydanlara inerken amaç/niyet?! Meydanlara inerken gerçekten halkın derdine çare bulmak mı, halkın sesi olmak mı yoksa (fırsatı kötü amaca dönüştürmek için) mevcut iktidara karşı kin, düşmanlık, tahrik, nifak vs. kusmak mı?!

Peki sağ cenahtaki siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları vs. HAYAT PAHALILIĞI karşısında ne yapıyorlar?! Daha doğrusu (ne kadar artniyetli olurlarsa olsun) SOL cenah kadar cesur/yürekli olabiliyorlar mı?! Ya da tepki alırız, aforoz ederler, dikkat çekeriz korkusuyla susmayı mı tercih ediyorlar?! Biz sağ cenaha ‘sokağa çıkın’ demiyoruz sadece HAYAT PAHALILIĞI karşısında ne yapıyorsunuz veya neden susuyorsunuz diye soruyoruz.

HAYAT PAHALILIĞI ve (varsa şayet) HAKSIZLIK karşısında SUSULDUKÇA  ya da herhangi bir GAYRET gösterilmedikçe FIRSATI ganimet bilen rantçılar, stokçular, tekelciler,  boş buldukları meydanda atlarını oynatmaya ve ceplerini doldurmaya devam edecekler. 

Elbet ki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan da HAYAT PAHALILIĞI üzerine boş durmuyor. Geçenlerde yapmış olduğu açıklamada “Vatandaşımızın en önemli sıkıntı ve şikayetinin hayat pahalılığı olduğunu biliyoruz. Hayat pahalılığının önüne geçmek, vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek boynumuzun borcudur” diyerek elinden geleni yapmaya gayret ediyor ve HAYAT PAHALILIĞI’na son vermek için (devlet ve iktidar olarak) her yola başvuruyor. Ama yine de ne arka arkaya zamlar duruyor ne de HAYAT PAHALILIĞI sona eriyor!..

Aynı şekilde daha yakın bir zamanda göreve gelen yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ilk kez asgari ücreti yüzde 50 artırdıklarını söyleyerek “Önümüzdeki dönemde de enflasyonun aşama aşama düşeceğini hep beraber göreceğiz. Dünya genelindeki ekonomik tahribatı ülke olarak bertaraf etmenin yolu büyümedir, istihdamdır”

Böylesi bir HAYAT PAHALILIĞI karşısında ZENGİNLER ve YOKSULLAR aynı duygular içinde mi?! Her iki kesimin tepkisi aynı mı?! Yüksek sosyoekonomist insanlarla düşük sosyaekonomist insanların HAYAT PAHALILIĞI karşısındaki etki ve tepkileri ne olabilir dersiniz?!

Ne yazık ki şu içinde bulunduğumuz günlerde iktidar ve muhalefetin ‘hayat pahalılığı’ üzerine yapmış oldukları açıklamalar tatmin edici değil. Halkın tedirginliği her geçen gün daha da büyümekte…

Türkiye’nin içinde bulunduğu şu anki durumu (hayat pahalılığını ekonomik krize dönüştürmeye yönelik) fırsata çevirmek için İÇ ve DIŞ GÜÇLER tarafından EYLEM hazırlıkları başladı!..  2023 seçimleri öncesi Mevcut AK Parti iktidarını devirmek amacıyla BÜYÜK bir SENARYO yazıldı ve şu anda tatbik edilmek üzere de düğmeye basıldı! Arka arkaya gelen zamların da, bir türlü durmak bilmeyen HAYAT PAHALILIĞI’nın da perde arkasındaki ACI GERÇEK böylesi korkunç bir SENARYO’nun sahneye konmasıyla ilgilidir!..