Kaynağı meçhul kimi hikmetli anonim sözler vardır. Öyle hikmetlidir bu sözler ki, kırk kişi bir yere kapanıp kırk sene düşünse söyleyebilmeleri muhaldir (imkânsızdır). Bunlar tarihin imbiğinden hikmet ehlinin dillerine pelesenk olmuşlardır.
Meselâ “Yamadık dünyamızı, yırtarak dinimizden, Din de gitti, dünya da gitti elimizden” sözü böyledir.
Âile müessesi hem Batı, hem Doğu; hem hak dinden Müslüman hem bátıl dinlerden her kültürde fevkalâde mühimdir.
Dünyaya meylimiz arttıkça âileler dağılıyor. Çekirdek parçalanınca atom, atom bombası oluyor ya, âile parçalanınca da toplum infilak ediyor! Büyük bir gürültüyle her şey çözülüp çöküyor ama gören aldıran kim?
Dinimize kulak versek, imanımızın ve itikadımızın icabatına sımsıkı sarılsak başta âile olmak üzere tüm müesseseler kaim ve daim olur.
Dinimizden yırtıp (koparıp) dünyaya yamadıkça her şey altüst oluyor. Meselâ İstanbul’u ele alalım. Bu şehr’İstanbul ki bi müslü bahadır diye şairlerin mısralarında, bestekârların şarkılarındaki güzel İstanbul’u…
Güzel İstanbul şimdi fevkalâde çirkin… Nüfusu patladı. En fazla beş milyon insànı; insàn gibi yaşatabilecek bir şehire 30 milyon yığılırsa ne olur? O şehir berbat olur, medeniyet namına bir şey kalmaz.
Hikmet ehli merhum bir ağabeyimiz “İstanbul artık bir mezra olmuştur” demişti de pek anlayan olmamıştı. Mezra nüfusu en az yerleşim yeridir ya, bu beyinsizler oradan hareketle tuhaf bulmuş üzerinde düşünmeye bile yeltenmemişlerdir…
Onlar «mezra» denince seyrek aralıklı birkaç evlik kırsal yerleşim yeri kasdedildiğini sanıyorlar. Oysa o hâkim zatın buradaki meramı, “büyük ve kalabalık olsa da, medeni olmayan bitap düşmüş yerleşim yeri” idi.
İstanbul her şeyiyle «bitap düşmüş» bir şehirdir. Bitap malûmâlileri kımıldayamaz olmuş, takati kesilmiş mánâsındadır.
“Yamadık dünyamızı yırtarak dinimizden…” hikmetli sözü bu meselede de geçerlidir.
Benden sonra tufan zihniyetindeki haramizadeler bu hale getirdi güzelim şehri. Rant rant dediler bir kez olsun “Allah ne der bu yaptıklarımıza, Allah’tan korkalım, kuldan utanalım” demediler…
Bendenizi iyi tanımayan kimi gaflet ehli, “seninkiler yaptı” diyorlar. «Benimkiler» adı İslâmcı, kendi «tufancı» haramizadeler idi sanki.
Hem bendeniz ne zaman bir partinin propagandasını yapmışım? İktidarda Ak Parti değil CHP olsaydı onun da iyi işlerine iyi, kötü işlerine kötü derdim. Gel gör ki CHP sabıkalı bir partidir. Tarihinde iyi işler yaptığı pek nadirdir. Keşke yapmış olsaydı da zikretseydik Allah için.
Ak Parti bir umut oldu millete, lâkin iktidarda fazla kaldıkları için nemalanan kesimi giderek büyüdü ve bugünkü laçka ve haramizade hale geldi. Millet hafızasında CHP o denli büyük, hasseten dine karşı gelen yanlışların sahibi bir partidir ki CHP’yi hiç düşünmüyor bu millet.
Zaten bu işlerde çare bir partinin holiganlığını yapmak değildir. Bir partiyi tercih etmişsen ve onlar iktidara gelmişlerse senin de vebálin büyüktür. Bu vebálin gereği o partiye en sıkı muhalefeti senin yapman, yanlış gördüğün işleri hemen cesaretle tenkid etmendir.
Dünyaya meyil edenler Ak Parti camiasında çoğunluk haline geldiler. Sonuçta da dünyayı dininden keserek yamayanların partisi haline geldi. Neden bunlar tenkid edilmiyor? Nerede o Ak Parti’ye methiyeler düzenler. Tenkid edemedikleri için yazı bile yazmıyorlar hakkında. Ottan moktan, sudan havadan bahsediyorlar.
Veyl (yazıklar) olsun böylelerine… 30.06.2024