LEYLE-İ KADR AYDINLANMA GECESİ
Kuran’da Vahyin Ramazan ayında indirildiği ile ilişkin ayetlerin dışında başka ayetlerde mübarek bir gecede ve nihayetinde Kadir süresinde “Şüphesiz biz o Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik.” Ayetiyle Kadir gecesine vurgu yapılmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de gecenin temsil ettiği karanlık cehalet için de kullanılır. Vahiy ise tüm varlığı kuşatan hakikatlerin ilahi bildirisi olarak cehaletten aydınlığa, selametle kavuşturan aydınlanma sürecini temsil eder. Kaynağı ilahi olan Kur’an tüm varlığı tutan kudreti anlamamız için indirilen kitaptır.
İnsanın ömrü yettiğince, on iki ayı ramazan olarak yaşar ve zamana şahitlik eder. Bu döngü Kadir Gecesinin bize bir gecenin ötesinde daha çok zamanı ve dahi insanı kuşatan bir anlam bütünlüğünün olduğunu gösterir.
Bakıldığında, “Kadir” “gücü yetmek; ölçü ile yapmak, planlamak; kıymetini bilmek; rızkını daraltmak” anlamlarına gelen kadr (kudret) kökünden sıfat olup “her şeye gücü yeten” Allah’ın sıfatlarından biri olduğunu görürüz.[1]
Kadir gecesiyle dirilişin gerçekleşmesi için, bu güce ve kudrete insanın iman etmesiyle farkındalık başlar. Böylesi iman ve kabullenişte olan insan için, Rabbinden kullarına selam ve esenlik vardır.
Bir rivayet hadise göre “Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.”[2]
Bu ve benzer hadisleri ve ayetleri bir geceyi yakalayıp format atmak olarak anlamak başta yüce Yaratıcıya ve onun elçisi Peygamberimizi anlamaktan uzak kısır bir düşüncedir. Bu hadis ve ilgili ayetlerin hayat bulması için;
1. Allah’ın kudretine iman ve teslimiyetine vesile olmalı.
2. Vahiy ürünü olan Kur’an-ı anlama ve kavrayış sürecine girmeli. Çünkü Kur’an varlığın işleyişini anlamanın ilahi kılavuzudur.
3. İnsanın, vahyin rehberliğinde dönüşümüne milat teşkil etmeli ve sürekliliği sağlanmalıdır.
4. Bireysel olarak kötü hasletlerinin yerine iyilerini koyarak arınmalıdır.
Bu yürüyüşe başlayan İnsan, vahyi rehber edinmeye başlamasıyla cehalet karanlığından çıkmaya karar verir. Kendini, duyuş, düşünüş ve davranışlarını vahye göre şekillendirme niyetine girer. Nasuh tövbenin ardından sonraki hayatında Allah’tan olanla Allah’tan olmayanı ayırt etme ferasetine sahip olma çaba ve gayretine girer. Bu süreçte kalp ve akılın senkronize işleyişi yeni bir zihinsel yapı oluşturur. Hidayet (doğru yola girmek) gerçekleşir. Bireysel iyilik devriminin gelişmesiyle toplumsal iyilik üretmek için ortamlar çoğalır.
İşte birey için o ay, o gün, o gece, o an elbette ki bin cehalet karanlığı içindeki aydan daha hayırlıdır. Elbette ki bu farkındalık ve bilinç sürecine girmiş insanın geçmiş günahları bağışlanır. Çünkü O Allah Gafur ( çok bağışlayan), Rahim (çok merhamet edendir.)
Zümer süresi 53-54 De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” “Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.”
Kuran muhtevasında Değişim ve dönüşümü yaşayacağınız o zaman dilimine girdiğiniz anınız ne zamansa (yirmi yedisi mi, yirmi sekisi mi?….. Kaçı? İşte o zaman kadir gecenizdir. Kur’an’ın nuruyla aydınlanmanız kutlu olsun.
Selam ve saygılarımla
[1] Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ḳdr” md.; Lisânü’l-ʿArab, “ḳdr” md.
[2] https://www.islamdahayat.com/riyaz/kadirgece214.html
YORUMLAR