Kıymetli Başkent Postası okurlarımız, 2022’nin ilk ayı olan Ocak ayından selam ve muhabbetlerimizi sunar, yeni yılın; sağlık, huzur, başarı ve mutluluk getirmesini en içten dileklerimizle temenni ederiz.
Geçen yıl içerisinde 7( yedi) adet, büyük çoğunluğu, memleket konulu yazımızla huzurlarınızda olduk. Okuyucularımız, yazılarımıza ilgi dolu mesajlar iletti. Bizler de çok mutlu olduk. İnşallah, bu yıl daha çok yazı kaleme alır, Başkent Postası ailemizle birlikteliğimizi sürdürürüz…
“Yapmaya çabaladığınız, deneyimlediğiniz her şey, hayatın bir kesitine dokunduğunuzu göstermektedir, Bu da yaşadığınız dünyayla ne denli ilgili olduğunuzun somut kanıtıdır.” İşte bu ifade, bizi rahatlattı zira gerek yazıp çizdiklerimiz, gerekse yaptıklarımız zaman zaman karşımıza “boş gezenin boş kalfası” olarak çıkarılmıştı. Oysa ülke ve yöreyle ilgili olmanın temel göstergeleri; düşünüp tasarlamak, yazıp çizmek ve yapıp etmek olup diğerleri ise, ya nemelazımcıların ya da eyyamcıların işleriydi…
Her neyse… Bu yazımızda da güzel ve şirin ilimizin güzide bir değerini ele alacak ve onu anlamaya ve anlatmaya gayret edeceğiz: “ İstiklal Yolu”
Daha işin başında şunu söyleyebiliriz: Bu yol, eşi ve benzerine Dünya’da rastlanması mümkün olmayan, “ Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.” ifadesinin ispat edildiği bir yerdir. Çok önemli bir kültürel mirastır. Özellikle bu yol güzergâhında yaşayanların, tarihi yolun anlam ve önemini iyi kavramaları, bu gurur ve şuuru kuşaktan kuşağa aktararak bu ruhun Türkiye’de ilelebet yaşatılmasını sağlamaları elzemdir.
Şimdi aşağıda ki sorulardan hareketle konumuzu çözümlemeyi deneyelim:
· Bu manidar yolun tarihi arka planı neydi? Neler yaşandı?
· Ne zaman fark edildi? Neden bu kadar geç fark edildi?
· Günümüzdeki durumu nedir?
· Geleceğe dönük projeler nelerdir?
· “Millet Yolu” adıyla 09 Haziran İnebolu’dan 09 Eylül İzmir’e ulaşan Savaş Alanları Kültür Turizm Projesi kurgulanabilir mi?… vb.
Bu çözümlemeye geçmeden önce, kıymetli dostum merhum Sabri Altun kardeşimin 1999 yılında Pos-Tel mesleki dergisinde kaleme aldığı “ Kurtuluş savaşında İki Yol Hikâyesi…” adlı yazısından kısa bir bölüm takdim etmek istiyorum izninizle…
“ Milli Mücadelenin başlatılmasında nasıl ki Samsun-Ankara güzergâhının ve bu hat üzerinde yaşanan olayların büyük önemi varsa, bu mücadelenin başarıya ulaşmasında da İnebolu’dan başlayan Kastamonu üzerinden Ankara’ya ulaşan lojistik destek güzergâhının çok büyük rolü olmuştur.
***
…Asıl üzerinde durulması gereken husus; İnebolu-Ankara güzergâhının önemi, burada yaşanan olaylar ve Türk kadının Şehit Şerife bacı adıyla sembolleşmesi, Kastamonu kadınının inanılmaz vatan mücadelesidir.”
Pek çok konuda birlikte hareket ettiğimiz, özellikte KATSO bünyesinde oluşturduğumuz çalışma grubunda güzel fikirlerinden memleketimiz Kastamonu’yu yararlandırdığımız tüm grup arkadaşlarıma bu vesileyle şükranlarımı sunuyor; sağlık ve huzur diliyorum (Çalışma grubumuz; M. Avcı, N. Horozoğlu, S. Altun, Z. Demircan ve Z. Danacı arkadaşlarımızdan oluşmuş ve tamamen gönüllülük esasıyla çalışılmıştı. Dönemin KATSO Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Halil Öztosun’du. )
Gönlü güzel Sabri Bey kardeşimin ruhu şad olsun diyor, günümüzde bu yolun bir kültür rotası ve Milli Park olduğunu, öneminin özellikle merhum Valimiz Mustafa Kara döneminde ve sonrasında çok iyi fark edildiğini belirtmek istiyoruz.
Yeter mi? Elbette ki hayır… Daha ileri, daha ileri…
Şimdi sorularımızın cevaplarını arayalım:
a-) Bu manidar yolun tarihi arka planı neydi? Neler yaşandı?
İstiklal Yolu; deniz yoluyla doğu ve batı yönünden yabancı bandıralı yüksek tonajlı yük gemileriyle gelen cephanenin, İşgal devletlerinin devriyelerine görülmeden açıklardan alınıp denk kayıklarıyla sahile ulaştırıldığı; gün ağarmadan İnebolu ilçemizin çoluk çocuğu, kadını ve yaşlısıyla sırtlarında ve omuzlarında, bu mühimmatları İki çay mevkiine taşıdığı; oradan da kağnı kollarıyla Küre-Seydiler-Kastamonu-Ilgaz-Çankırı hattıyla Ankara’ya götürdüğü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Gözüm cephede, kulağım İnebolu’da” dediği, tarihi yola verilen addır.
Bu yol; 1920-1922 yılları arasında 3(Üç)yıl boyunca yaz-kış, dondurucu soğuk, kavurucu sıcak demeden kağnılarıyla Kastamonu Kadınlarının çoğunun sırtında minik yavruları, elinde övendireleriyle cepheye mühimmat, iaşe ve giysi taşıdığı; Milli Mücadelede görev almak için İstanbul’dan gelen subayların, yazarların basın mensuplarının Ankara hükümetine katılmak maksadıyla geçtiği istikbal yolunun adıdır.
Bu yolda neler yaşanmadı ki; erkeklerin hepsi cephedeydi. Yaşlı dedeler, küçük çocuklar, kadın ve kızlar vardı köylerde sadece. Dağlarda ise, yer yer köylere baskın yapan, yolları kesen, mala, mülke, ırza ve namusa musallat olan asker kaçakları, eşkıyalar ve düne kadar birlikte yaşadığı rum ve ermeni çeteleri. Askerde ki eş ve evlatlarından gelen okuttukları mektuplarda, her gün yavuklularının, evlatlarının şehit haberleriyle sarsılan analar, bacılar ve gelinler, yüreklerine taş basıp; bir yandan iffetlerini koruma çapasıyla silahlarına sarılıyor, bir yandan tarlalarını sürüyor, harmanlarını kaldırıyor, pazar alışverişleri yapıyor, öte yandan da, el tezgâhlarında dokudukları giyecekleri nöbet sıraları geldiğine kağnılarıyla cepheye taşıyorlardı.
b-) Bu derin tarih, ne zaman fark edildi? Neden bu kadar geç fark edildi?
Kastamonu’nun kültürel kimliğinin onur sayfalarından biri olan İstiklal Yolu, kamuoyuna yıllar sonra duyuruldu, çok geç fark edildi. Çok şey söylemek mümkün bu konuda ama demek ki vakti gelmemiş olmalı… Her şeyin bir vakti vardır, hiçbir çiçek vakti gelmeden açmaz demişler.
c-) Günümüzdeki durumu nedir?
İstiklal Yolu konusu üzerinde, 2006’dan beri ciddi çalışmalar yapılmaktadır; Tarihi restorasyonlar gerçekleştirilmiş, anıtlar yapılmış, yürüyüş rotası işaretlenmiş ve levhaları takılmış durumdadır. Ayrıca İlk olarak İnebolu’dan başlayıp Küre ve Seydiler’den geçerek Kastamonu merkeze kadar devam eden yol (Yaklaşık 95 km), Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 2012 yılında “İstiklâl Yolu” adıyla Tarihi Sit Alanı olarak tescil edilmiştir. Daha sonra Ilgaz ilçesi İnköyü’ nden başlayıp Ayan köyü ve Çankırı merkez ilçesine kadar devam eden yaklaşık 52 km’lik kısmı yine Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 2013 yılında “İstiklâl Yolu” adıyla Tarihi Sit Alanı olarak tescil edilmiştir. Son olarak ise Cumhurbaşkanlığı’nın 01.11.2018 tarihli ve 302 Sayılı kararı ile “İstiklâl Yolu Tarihi Milli Parkı” olarak belirlenmiş ve 02.11.2018 tarihli 30583 Sayılı Resmî Gazete ’de yayınlanmıştır. Günümüzde, İstiklal Yolu olarak adlandırılan güzergâh; 3( Üç) il, 7(Yedi) ilçe, 21(Yirmi bir) köy olmak üzere toplam 31(Otuz bir) yerleşim merkezi içinden veya yakınından geçen bir hattır. Yaklaşık 344 km’lik yolun yarısı ise mevcut karayolunda kalmıştır. İlgilileri, özel günlerde bu yolun belirli bölümlerinde yürüyüşlerini gerçekleştirmeye başlamışlardır. Covit salgını dönemi hariç, her yıl yürüyüşler yapılmış, yapılmaya devam etmektedir. Ama burası sadece bir yürüyüş yolu değildir. Yüce Türk Milletinin makûs tarihinin değişmesinde, küllerinden yeniden doğuşunda önemli vazifeler üstlendiği bir yerdir.
d-) Geleceğe dönük projeler nelerdir?
İstiklal Yoluyla ilgili çok projeler yapmak gerekmektedir. Her kesim bu yolun önemini iyi kavramalı, çevrelerine bu değerimizi çok iyi tanıtmalıdır. İstiklal Yolu adının yaygınlaştırılması çok önemlidir. Bildiğimiz kadarıyla İlimizde Bölgesel ligde faaliyet gösteren bir Kadın Basketbol takımına sahip İstiklal Yolu GSK ve İstiklal Yolu Derneği mevcuttur. Bu isimleri öncelikle yaşatmak ve sonrasında çoğaltmak lazımdır.
Bu kapsamda bizim yürütücülüğünü yaptığımız “ Tarihi İstiklal Yolu ve Kampüs Dijital Müzesi” adlı projemizi sizlere kısaca tanıtmak istiyoruz izninizle…
Projenin amacı, önemi ve kapsamı: ilkokuldan lisansüstü eğitme kadar olan tüm öğrenciler, Kastamonu halkı ve Kastamonu’yu ziyaret eden turistler için İstiklal Yolu’nun kampüs içerisinde yer alan kısmının dönemi yansıtan seramik panolarla donatılarak yürüyüş yolu olarak düzenlenmesi ve burada dijital bir müze oluşturulması sayesinde Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir görev üstlenen İstiklal Yolu’nu tanıtmak, milli ruhu canlandırmak ve sahip olduğumuz tarihi değerlerimizi günümüze aktarmaktır.
Projenin Yürütücüsü: Dr. Muharrem AVCI
Projenin Araştırmacıları: Prof. Dr. Alptekin SÖKMEN, Prof. Dr. M. Serhat YILMAZ, Prof. Seyhan YILMAZ, Doç. Dr. Ercan ÇELEBİ, Doç. Dr. Burhan SEVİM, Doç. Dr. F. Müjde GÖKBEL, Öğr. Gör. Gökçen GÖKGÖZ GEDİK, Arş. Gör. Gürkan ÇALIŞKAN, Arş. Gör. Muhammed ÜSTÜN
Projenin Paydaşları: Hamdi ÖZ- Kastamonu Belediye Başkan Yrd. , Fahrettin ŞENOĞLU-İl Kültür ve Turizm Müdür v. , Serkan DOĞRU- Kuzka Birim Başkanı, İlknur AYNAN- Vedat Tek Kültür Merkezi Müdürü, Gökşen GEDİK- TÜRSAB İl Temsilcisi, Fatma Bölükbaş- İstiklal Yolu Derneği Başkan Yrd. ve Basın Mensubu
Proje süresi: 18(On sekiz) ay
Proje başlangıcı: 15.01.2022 şeklinde olup en kısa zamanda başlatılacaktır.
e-) “Millet Yolu” adıyla 09 Haziran İnebolu’dan 09 Eylül İzmir’e ulaşan Savaş Alanları Kültür Turizm Projesi kurgulanabilir mi?
Neden olmasın? Ulu önder Atatürk’ün “Gözüm Sakarya ve Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da” sözü ve Milli Mücadelenin İzmir’de noktalanmasının 100. Yılı düşünülerek “ Millet Yolu” entegre projesi gerçekleştirilebilir.
Kıymetli Başkent Postası okurlarımız, sağlık ve huzur içinde bir ay diliyor, selam ve saygılarımızı sunuyoruz.
YORUMLAR