Bugünle birlikte tam iki sene ve artı 14 gündür Başkent Postası’na yazıyorum.
Umarım bu iki seneyi mütecaviz zaman diliminde yazdığım yazılarımı «faydalı, hayırlı ve zevkle okunur» yazılar katagorisine koyuyor, hayırduâ ediyorsunuzdur.
Sanıyorum bu süreçteki yazılarım neredeyse bin (1000) adede yaklaşmıştı. Bu rakamı iki sene üzerinden 365×2 + 14 = 766 olarak yapmayınız. Süheyl Paşazade müstearımla olan 29 yazıyı da ilave ediniz. 766 + 29 = 795 olur. Ne de olsa hergün aksatmadan yazıyorduk.
Allah şahidimdir, yazarken kılı kırk yarıyor, Allah indinde okurlarına yanlış bir şey aktarmış olmanın dehşetli hesabını da düşünüyorum.
Dikkat ettiyseniz «hesabını» demedim, «hesabını da» dedim.
Zira hasbelkader bir yazar olarak, yalnız ahirete yönelik hesabı değil, bu dünyaya dönük yazı kalitemi de düşünmek durumundayım.
Afvınıza mağruren söyleyim, internet çıktı, yazarlık işinin de cılkı çıktı. Öyle yazılarla, daha doğrusu yazar geçinen yazarlarla karşılaşıyorum ki, Türkçe ilköğretim seviyesi bilgilerinden bihaber.
Bendeniz min gayri haddin, her daim Allah için yazıyorum. Yazdığım sürece de böyle yazacağım. Yazılarım için bugüne dek bir kuruş almadım. Devir mâlum, verilebilseydi iyi olurdu, en düşük seviyeden emekli maaşım haricinde hiçbir gelirim yok. Neyse, herhangi bir ücret almadım, verilmedi.
Hem nalına hem mıhına vurdum. Doğrucu Davut desinler mühim değil. Mühim olan Allah’a vereceğimiz hesaptır.
Muhterem okurlarım haklarını helâl etsinler. Yüksek müsaadeleriyle bundan böyle kitap çalışmasına ağırlık vereceğim.
Binaen’aleyh bir süre sıkça yazamayacağım. 14.01.2023
YORUMLAR