Yıllardır yazıyoruz. Bütün kötülükleri anlatmaya, insanımızı uyarmaya çalışıyoruz dağarcığımızın ve gücümüzün yettiğince. Cenab-ı Allah ömür verdikçe de yazmaya gayret edeceğiz.
Fakat nafile…
Nafile Arapça kökenli bir kelime. Karşılıksız vermek, fazla olan şey… Boş, faydasız, işe yaramaz.
Bir diğer mânâsı, Dinimizde bir kimsenin mecbur ve mükellef olmadığı halde sırf Allah rızâsını kazanmak maksadıyle farzı dışında eda ettiği namaz, tuttuğu oruç ve yaptığı her türlü hayırlı iş ve davranış için kullanılır. Beş vakit namaza bağlı olan sünnetler, Ramazan geceleri kılınan Teravih Namazları, kuşluk namazları, gece namazları başlıca nafile namazlardır.
Günlük konuşmalarda daha ziyade; boşuna, boşu boşuna, boş yere, beyhûde: gibi anlamlarda kullanılır.
Yazılarımız elbette Allah indinde nafile olmayacaktır. Hatta bizim gibi buna istidadı (kabiliyeti, gücü) olanların yazmaması Hadis-i Şerîf iktizasınca “dilsiz şeytan” olmaktır diye düşünmekteyim.
“Nafile yazıyoruz” derken emeğimize karşılık yazıların ne denli okunup okunmadığı kasdıyla bir mânâ yüklüyoruz «nafile»ye… Yoksa yazıp yazmamak bağlamında değil.
Günlük hayatın dedikodularını değil, Allah davasını yazıyoruz.
İnsanlara günübirlik değil, hayatları boyunca klavuz olabilecek doğruları anlatmaya çabalıyoruz.
Ne denli başarılı olabiliyoruz orasını bilemem. Bendeniz üzerime düşeni yapar gerisini Allah’a havale ederim.
Belki bir cümlemiz bir kalbin hidayetine vesile olur. Belki bir ye’si (yeisi) ümide evirebilir, belki tamamen yok edebilir bir yazı. Allah muvaffak eylesin, inşa’allah hayırlara vesile oluruz her daim.
O nedenle nafile yazmamış olmayı diliyorum, ümid ediyorum.
Muhterem okurlarımdan da ricam böylesi hayra vesile olacağını telakki ettikleri yazılarımızı çevreleriyle paylaşsınlar.
Selam, saadet ve hidayet üzerlerinize olsun efendim. 18.09.2024
YAZARLAR
TÜMÜ
YORUMLAR