Depremzedeler acı içinde hálâ. Ve çektikleri acıyı görmezden gelenlere ateş püskürüyorlar. Altılı, gizli HDP ile yedili masanın rezil adaylık pazarlığına bir ağızdan verdikleri tepki:
− Koltuk derdinden bizi unuttular…
Ya da olaya şöyle bakmak lazım: Koltuk derdindeki bay Kemal, bayan Meral ve sair sözde siyasetçiler akıllarını bir yerlerde unutmuşlar.
Bu siyaset nádânları, siyasetin vatandaşın vereceği oyla yürüdüğünü, vatandaş reyini vermezse silinip gideceklerini de unuttular.
Unutanı boşver, unutturana bak…
İşte “herkesin bir hesabı, bir de Allah’ın hesabı var” denilen hadise tam da budur.
Allah bunların o güdük akıllarını iyice yitirtti. Gûya anlaştılar gûya zafer kazandılar. Tam da böyle sevinirken en önemli konuyu unuttular.
Neydi o en önemli konu?
− Berât kandili?
Hayır, hayır o bir günlük bir gecelik hadiseydi.
Bunların asıl en az bir yıl boyunca gündemde tutulması gereken ZELZELEYİ unutmamaları gerekiyordu.
O zelzeleler ki Türkiye’yi tam da kalbinden vurmuş ve 11 vilayetimizde elli binden fazla insanımızın ölümüne ve yüzbinlerce insanımızın yaralanma ve evsiz kalmalarına sebep oldu.
CB Erdoğan, depremlerde hayatını kaybedenlerin son sayısının 46 bin 104 olduğunu açıkladı. Deprem bölgesindeki 11 ilde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini buldu.
Enkazların kaldırılması bittiğinde ölü sayısının elli bini geçeceğine kesin gözüyla bakılıyor.
Hal böylesine korkunç boyutlarda iken bunlar bir de enikonu kutlama yaptılar iyi mi?
Üstelik vatandaş bu son durumun HDP’nin işine yaradığını da net olarak görmüş oldu. Daha ilk günden HDP’yi ziyaret gündeme geldi!.
Sinek altılı (ya da yedili) diyorum ben bunlara.
Erdoğan’ın elinde sinek as var. Bu pokeri Erdoğan alır. Restleşme falan hikâye. Sonuç belli. Hayırlı olsun.
* * *
8 Mart Dünya Kadınlar günüymüş. Hep derim, bu özel günler fasafiso işlerdir.
Ve öncelikle bu Dünya Kadınlar Günü nereden çıktı diye sormak lazım.
Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, ölen ABD’li kadın işçilerin anısına 8 Mart’ın «Dünya Kadınlar Günü» olarak anılmasını teklif etmiş ve bu teklif oy birliği ile kabul edilmişti. İlk anma ise, 1911 yılında yapılmıştı.
Kadınları işin başında işçi (emekçi) kadınlar olarak (sanki ev kadınları çalışmıyormuş gibi) ayıran böylesi bir günün Müslüman kadınları için anlamsızlığı ortadadır.
Bizim böyle bir güne ihtiyacımız yoktur. Bizde kadın önce anadır ve hadîs-i şerîf’le sabittir ki, “Cennet anaların ayakları altındadır.”
Bizim bir «anneler günü» ihtiyacımız da yoktur. Bizim itikadımıza göre analar her daim baştacıdır, her gün hatırlanır, asla yalnız bırakılmazlar.
Yaşlı ana ve babalarını huzur evlerine tıkan Batı’nın böylesi günlere ihtiyacı var. Onlar zencileri, kızılderilileri vahşice soykırıma tàbî tuttular sonra günah çıkarmak kabilinden filimlerini yaptılar, romanlarını yazdılar.
Kadını reklâmlarında seksi bir metâ gibi, otomobil, şampuan hattâ bir ciklet reklamında bile kullanan Batı günah çıkarsın.
Bizim günah çıkarma adetimiz yok. Biz mâsumuz. Kadınlarımız ve analarımız başımızın tácı, evimizin başıdır. Haydi naş… 08.03.2023
YORUMLAR