Bir şeyler yazayım , bir hikaye yazayım mesela diyorum , ayrık ayrık kelimeler, birleşmiyor cümleler…
Alayım boyalarımı ,tualimi bir şeyler cizeyim diyorum , bol renkli janjanli olandan , kımıldamiyor fircam , tualin karşısin da serotoninim diplerde, boş boş yorgun yılgın dalıp gidiyorum…
Kesik kesik nefes alıyorum gibi, boğazım da kılçık varmış sanki de batmasın diye yavaş alır gibiyim …
Biraz Ankara ayazı iyi gelir , çıkıyorum dışarı , giriyorum sokak aralarına kalabalık caddelerden sıyrılıp. ..
Sokaklar ; gürültülü zihin seslerimi susturduğum mekanlar olmuştur zaman zaman. Sokaklar da yürümek tek başıma, etrafı izlemek, ruhuma iyi gelmiştir hep.
Sokak hikayelerim olur günün sonunda.
Gördüğüm her durum için bir hikaye uydurur süslerdim ve her gördüğüm kişinin mutlu hikayesi olurdu zihnimde ,ben de o hikaye ile neşelenirdim sonra..
Ama bir kaç zamandır başkayım , ne oluyor bilmiyorum ama olan oluyordu , her birimize de yavaş yavaş ..
Biraz nefes almak amacım biraz neşe herzaman ki gibi .Biraz yürüdüm güneşli ama soğuk Ankara sokağında , sonra duvar dibi bir banka öylece oturdum…
İzledim etrafı dikkatlice tüm yoldan geçenleri arabaları, etrafta gezen kedileri ,uçuşan kuşları, ve de binaları . Her bir binada yaşayanların hikayesi canlandı zihnimde …
Neler oluyor zihniminin mutlu odalarına . Toz bulutları , ağıt sesleri, kan kokusu burnumda ..
Neler oluyor zihnimin renkli oyuncakları olan ,komik adamcıklarım tek tek yok oldu…
Renkler değişti heryerde ,koyu gri ve kırmızı ağırlıklı sisliymiş gibi, sokaklar da koşuşan insan silüetleri..
Bu defa neşe vermek yerine korku filmlerinden beter .
Neler oluyor zihniminin mutlu odacıklarına… Meşhur Elm sokağı kabusunu geride bırakan film gibi görüntüler ,şerit şerit geçiyordu zihnimde .. .
Karşımda ki bina enkaza dönmüştü sanki , çocukların çığlığı annem nerede!?
Yığılmış cesetler var gibi, etrafta parmaklar kollar, bacaklar saçılmış ,bir çöp poşetine sığdırmaya çalışıyor bir adam onları…
Heryer kan revan her yer toz duman …
Nefes almak zor …
Neşeli hikayeden adamcıklarım kayboldu, zihnim de ceset oldu onlar artık. Yerine gelmiyor renk renk kaldırım taşları.Tükenmiş gibi yorgun ruhum.
Aylardır bu görüntüler medya ile zihnimize kazındı .
Ya bu görüntülerin şahidi binlerce insan ne yapıyordu ,ve sonra ne olacak…
Hiç bir şey yapamamanın yorgunluğu , tükenmişliği çökmüştü üzerime ..
Ağlamak dahi rahatlatmıyor beni .
Aylardır süren bu savaşın , gürültülü boş diplomasisi bitiremedi bu vahşeti..
Şehirlerde kurban edilen çocukların vahşetini umursamıyordu koca devletlerin siyasi liderleri.
Elimden gelen tek yol dua …
Yüce Allah’ın (c.c)
Vardır bir bildiği,bu kadar mazlum kanı akarken.
O na teslim izliyorum tüm olan biten ile yaratılmış olan onca kalabalığı .
(Asya)
İdil Öznur Görkem
Okurken içim acıdı ağla iki gözüm ağla diyorum ama çare değil Dediğiniz gibi duala tutuldum vardır elbet rabbimin bildiği ve de bizlerin vereceği bir sınavı yazınız için teşekkür ediyorum duyarlı yüreğinden öpüyorum
Emeğinize Kaleminize sağlık.
Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık.. Umarım hayatımızın her anında yaşanan onca acıları unutmayız..
Yüreğine gönlüne sağlık
İçimizdeki duygu ve düşüncelerinizi ve dahi bizden olanları yansıttığınız ve kaleme döktüğünüz için teşekkür ediyorum
Yetenekli bir annenin kızı ancak bu kadar hassas, insanlık, vicdan anlayışı ile bu güzel yazıları yazabilir. Seni bizlerin umudu olarak gördüm. Kaybolmasın. İslami, milli ve vicdani duyguların. Hep taze kalsın.Yeni filizler ve yeni çiçekler versin İnşaAllah Yolun açık olsun…
HERKESE HİTAP EDEN GÜZEL BİR MAKALE OLMUŞ.
TEBRİK EDER BASARİLAR DİLERİM..