EVSEL KATI ATIK BEDELİ MAĞDURLARI ÇANKAYA BELEDİYESİ’NİN HAKSIZ UYGULAMASINDAN ŞİKAYETÇİ…
Katı Atık Bedeli 1993 yılında belediyelerin Katı Atık Toplama hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer farklı şekillerde kullanılan binalardan alınan yerel idare bedelidir. Katı Atık Bedeli genellikle atığın hacmi, ağırlığı, türü, işleme yöntemine farklılık gösterebilir. Atık yönetimi maliyeti karşılanması için Katı Atık Bedeli ödenmektedir. Fakat ücretlerin ne doğru, hesaplı ve tutarlı belirleneceği hala tartışılmaktadır. Bu durum, bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Gerçi Evsel Katı Atık Raporları bu konuda bilgilendirme yapmaktadır. Katı Atık Bedeli Büyükşehir Belediyeleri Meclisi tarafından kabul edildikten sonra tüm ilçe belediyelerine tebligat yapılarak uygulanır.
Katı Atık Bedeli Mağduru Mükelleflerin sorunlarına geçmeden önce KATI ATIK tanımlaması, çevreyle ilişkisi, yönetimi, altyapı planı, çevre sorunu hale gelmesinin sebepleri, oluşumu, kontrolü, yönetim ve yönetmeliği, katı atık bedelinin ne zaman çıktığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tarifelerinin belirlenmesine yönelik uyulacak usul ve esaslara ilişkin yönetmelik doğrultusundaki mevzuatlar ve bakanlığın bu konuda yetkilendirdikleri belediyelere tebligatları ve belediyelerin Katı Atık Bedeli konusunda uyarıları fiyatlandırmalar konusunda stratejileri üzerinde geniş/kapsamlı bir şekilde durduktan sonra Katı Atık Bedeli mükelleflerinin belediyelerden şikayetlerini ele alacağız.
Dünyayı etkileyen çevre kirliliğinin önüne geçmek ve zararlarını en aza indirmek için bütün ülkeler seferber olmuşlar ve çözüm yolları aramışlardır. Her ülke kendi yasal prosedürleri doğrultusunda bakanlıklar kurarak sorunun çözümü için ortam/şartlara göre yönetmelikler çıkarmışlardır. Türkiye’de bu ülkelerden birisidir. Bu konunun detayına/ayrıntılarına girmeden önce çevre ve atık konusu üzerinde durarak kısa izahlar yapmaya çalışacağız. Daha sonra asıl sorun olan ‘Katı Atık Bedeli’ konusunu tüm detayları ile birlikte ele alacağız.
ÇEVRE, içinde bulunduğumuz dünya nüfusu bugün 8 milyarı aşmış durumdadır. İnsan dahil bütün canlı varlıkların yaşamının olmazsa olmazı olan hava, su ve çevre birbirlerine kenetlenmiş çok önemli ayrılmaz üçlü bir bileşen olarak düşünmeliyiz. Çevre dünyadaki insan dahil tüm canlı varlıkları etkilemekte olduğu gibi yaşamları süresince karşılıklı etkileşimi devam eden sosyal, ekonomik, fiziki, biyolojik ve kültürel bir ortamdır.
ATIK, üreticisi veya kişi/tüzel kişi tarafından doğaya/çevreye zorunlu olarak atılan/bırakılan madde veya materyaldir. Bu sebeple de doğa/çevredeki insanı ve diğer tüm canlıları etkileyerek zarar vermektedir. Doğayı/çevreyi kirletmekle birlikte atığın özelliği/cinsine göre gerek görsel/görüntü olarak, gerek dokunulduğu veya solunduğu zaman hastalıklara sebep olan bir etkendir. Bu yüzden bu durum dünyada büyük bir sorun olarak ‘çevre kirliliği’ olarak isimlendirilmiştir. Dünyanın birçok ülkesinde ulusal boyutta devleti ilgilendirdiği için bakanlıklar, toplumu ilgilendirdiği için sivil toplum örgütleri/dernekleri vs. kurulmuştur. Atıkları yok etmek için devletlerin çıkarttığı yönetmeliklere göre ‘geri dönüşüm’ süreci başlatılmıştır. Bu işle ilgili olarak da Çevre Bakanlıkları nezdinde Belediyeler görevlendirilmiştir. Ev, hastane, okul, işyeri, sosyal ve kültürel paylaşım alanları ve endüstrinin her alanında her gün binlerce ton atık artık devletin ki bilhassa Belediyelerin en önemli sorunu haline gelmiştir.
Atık Yönetimi, Atık Yönetim Planı, Atık Getirme Merkezi, Bakiye Atık gibi başlıklar altında kısa bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Atık yönetimi 1983 tarihinde çıkarılan çevre kanunu ile yasal ve zorunlu hale gelmiştir. Bu yüzden atığın oluşumu, kaynağı, yeniden kullanılması, özelliği ve türüne göre ayrılması, toplanması/biriktirilmesi, geçici ve ara depolanması, taşınması, geri dönüşümü, enerji geri kazanımı ve bertaraf işlemleri neticesi doğrultusunda kontörlü ve denetim faaliyetleri…
Türkiye’de son yıllarda bir türlü kesin çözüme kavuşturulamayan en önemli çevre sorunlarından birisi çöp, atık ve katı atıktır. Bu da nüfusun sürekli artışından ve doğanın/çevrenin sürekli kirletilmesinden kaynaklanmaktadır. Katı Atık, sadece Türkiye’de değil dünyada hala ‘sorun’ olarak devam etmektedir. Bazı ülkeler çöp, atık ve katı atık sorununa çözüm bulsa da bu sorunla boğuşan/savaşan birçok ülke var. Türkiye’de bu ülkelerden birisidir. Gerçi sorunun çözümü için devletler Çevre Bakanlıkları kurmuştur. Çevre Bakanlıkları nezdinde yönetmelikler çıkartmıştır. Bu yönetmeliklerin uygulanması için de Belediyeleri yetkilendirmişlerdir.
Şimdi de gelelim Türkiye’nin kanayan yarası ‘Katı Atık’ sorununa! Önce ‘Katı Atık’ ve ‘Katı Atık Bedeli’ nedir onu izah ettikten sonra bu sorunla ilgili toplumda sık yaşanan şikayetler ve çözüm yolları üzerinde durarak genele emsal olsun diye Ankara’dan bir Çankaya Belediyesi’ni (olumlu veya olumsuz!) örnek vermeye çalışacağız. Önce Çevre ve Atık kavramları artık birlikte anıldığı için tanımlamalarını anlaşılır bir şekilde yapmak ve birbirleri içine geçmiş kavramlar olarak izah etmek gerekiyor. Zaten bu konu ile ilgili ilgili bakanlık (Çevre Bakanlığı) ve yetkilendirdikleri Belediyeler sürekli açıklamalar yapmaktalar ve yönetmelikler çıkartmaktalar. Asıl sorunlar ise bu işin uygulamaya (fiiliyata geçirildiğinde) ortaya çıkmaktadır. Belediyelerin bu konuda uygulama biçimi ‘çöp vergisi’ gibi ‘katı atık’ da vergilendirmeye tabi tutulmaktadır veya böyle anlaşılmaktadır. Oysaki ‘katı atık’ ile ilgili bakanlığın düzenlemeleri veya yönetmelikleri Belediyeleri yetkilendirirken bu konuda sorumlu olanları sözleşmeye tabi tutmaktadır.
Katı Atık konusunda üzerinde durmamız gereken en önemli konulardan birisi ‘Katı Atık’ tanımı/anlamı, Katı Atık oluşumu, Katı Atık kontrolü, Katı Atık yönetim ve yönetmeliğidir. Katı Atık, kullanılmadığı ve ihtiyaç duyulmadığı için evlerden, hastanelerden, okullardan, inşaat alanlarından, özel farklı sektörlerden, fabrikalardan vs. daha birçok yerlerden ‘çöp’ olarak dışarı atılan mutfak atıkları, plastikler, cam, metal vs. birçok farklı atık türleridir. Fakat dışarı atılan katı atıkların çevre kirliliği, doğal kaynakların tükenmesi ve sağlık risklerine yol açmaması için devlet belediyeleri yetkilendirerek ‘Katı Atık Yönetmeliği’ doğrultusunda önlemler alınmıştır. Alınan bu önlemler yeterli oluyor mu diye soracak olursak elbet ki nüfusun artması, çevresel değişiklikler ve insan algısına göre sorunlar her geçen gün çeşitlenerek artmasından dolayı yeterli olmamaktadır.
Katı atıkların oluşumu şehirlerden başlayarak kırsal alanlara kadar uzanır. Böylesi geniş bir alanda plansız ve düzensiz bir atık yöntemi uygulanırsa ne olur?! Elbet ki başta çevre kirliliği olmak üzere doğadaki ekosistem dengesinin bozulmasına yol açar. Bu yüzden Katı Atık yönetimi, katı atıkların kontrol altına alınması yönünden çok önemlidir. Katı atıklar kontrol altına alındığı zaman geri dönüşüşümü de teşvik edecektir. Katı Atık Yönetimi ve Yönetmelik çerçevesi içinde toplanması, taşınması, ayrıştırılması, işlenmesi ve uygun şekilde bertaraf edilmesinden oluşan sistematik bir süreçten ibarettir. Ayrıştırılmasındaki amaç, atıkların geri dönüştürülerek yeniden kullanılmasını sağlamak içindir. Katı Atık Yönetmeliği’nin tatbik edilmesi/ (uygulanması) ülkenin atık politikalarını belirlediği gibi aynı zamanda geri dönüşüm süreçlerini de desteklemektedir.
Katı atıkların kontrolü ise yönetmelik doğrultusunda ya da çerçevesi içinde atıkların çevreye zarar vermeden yönetilmesinin sağlanması çok önemlidir. Katı atık türlerini, evsel katı atıklar, endüstriyel katı atıklar, tıbbi ve tehlikeli katı atıklar olarak sayabiliriz. Katı yöntemleri arasında iki farklı etkiden bahsedebiliriz. Yaygın katı atık yöntemleri ile katı atıkların çevresel etkileri de bir o kadar önemlidir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Evsel Katı Atık tarifelerinin belirlenmesine yönelik uyulacak usul ve esaslara ilişkin yönetmelik doğrultusunda mevcut mevzuat ve uygulamaları dikkate alarak tarifelerin saptanması ile ilgili kurum ve kuruluşlara ‘Evsel Katı Atık İdareleri’ adı ile büyükşehir belediyeleri ve belediyeler ve belediye birlikleri olarak tanımlamıştır. Yani, Evsel Katı Atıklar ile ilgili ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda büyükşehir, belediyeler ve belediye birliklerini yetkilendirmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, atıkları iklim, nüfus, atık miktarı, coğrafi koşullar, optimum taşıma mesafesi göz önünde bulundurularak en geniş bölgenin faydalanabileceği şekilde düzenlemekte. Atık hacminin azaltılması, kısmen enerji veya maddesel geri kazanımının sağlanması ve nihai bertaraf aracılığı ile uyumlu fiziksel, kimyasal, biyolojik veya termal teknolojilerin kullanılması esas alınmaktadır. Katı atık fiyatlarını belediyeler belirler. Fiyatlar belediye meclisinin belirlediği tarife üzerinden toplama, taşıma ve bertaraf ücreti alınır. Katı atığın bertaraf ücreti ağırlığı ve hacmine göre hesaplanır.
Katı Atık ile ilgili belediyelerin yapmış olduğu hizmetin karşılığı ‘Katı Atık Vergisi’ olarak ifade edilmektedir. Bu ifade şekli (tanımlama) tamamen yanlıştır. Vergi değil ‘Bedel’ olarak ifade edilmesi gerekmektedir. Yani, katı atığın toplanması, taşınması, işlenmesi/(bertaraf edilmesi) vs. gibi hizmetlerin maliyeti olarak ödenecek ücretin adı katı artık vergisi olarak tanımlanmaktadır. Katı atık bedelinin ödeme şekli, su ve atıksu abonelerin, katı hizmetten de faydalanmasına yönelik esaslara uygun belirlenen tarifeler üzerinden faturalandırılmaktadır. Atıksu ve evsel katı atık ücretlerini aboneler ödemektedir. Katı Atık Bedeli, belediyelerce alınan karar doğrultusunda yılda birkaç kez ödenmektedir. Bu hususla ilgili bilgi 246 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Mükerrer 44. Maddesi’nde mevcuttur. 1983 yılında yürürlüğe giren Katı Atık uygulaması 42 yıllık süreç içinde birçok değişiklik ve yenilikle hala devam etmektedir. Belediye meclisleri de bu konuda yeni kararlarla yeni uygulama biçimleri geliştirmekteler.
Ankara’nın Çankaya ilçesi başta olmak üzere birçok ilçesinde (yüz-yüze görüşerek) yapmış olduğumuz araştırmada Evsel Katı Atık Bedeli mağdurlarının bu konudaki şikayetlerini dinledik. Araştırmamızda ilginç sonuçlar ortaya çıkıyordu! Katı Atık Bedeli mağdurları, Belediyeler tarafından Katı Atık Bedeli Yönetmeliğinin uygulanış biçimi ve fiyatlandırılmasında, kendilerine haksızlık yapıldığından şikayetçiler. Bazı Katı Atık Bedeli mağdurları karşılaştıkları sorunları CİMER, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yargı Kurumları ve Belediyelere şikayet etseler de herhangi bir sonuç alamadıklarını ifade ettiler. Bizlere sorunlarını anlatırken isimlerinin geçmemesini bilhassa rica ettiler. Çünkü ikinci bir sorunla karşılaşmak istemiyorlardı. Yani, isimlerini ifşa ettiklerinde Belediyelerin üzerlerine gelerek baskı yapabileceğinden çekiniyorlardı. Biz de Katı Atık Bedeli mükellefleriyle yaptığımız görüşmeleri kayıt altına almadan gerçekleştirdik.
Evsel Katı Atık Bedeli Mağduru bir işletme sahibinin karşılaştığı sorunun canlı şahidi olduk. Katı Atık Bedeli mağduru bir işletme sahibi ile görüşürken belediye görevlileri gelmişti. Belediye görevlileri işletme sahibine Evsel Katı Atık Bedeli ile ilgili yeni uyarı ve tebligat sundular. Evsel Katı Atık Bedeli mağduru (işletme sahibi) mükellefi belediye görevlilerine adeta canhıraş içini dökerek derdini anlatıyordu. Belediyenin haksız/adaletsiz davrandığından yakınıyordu. Daha önce de CİMER ve Belediye’ye bu konuyla ilgili şikayette bulunduğunu anlatıyordu. Kendisine tebliğ edilecek olan fahiş/yüksek fiyatın adil olmadığını ifade ederken haksızlığa uğradığını ve bu sebeple ı ödemeyeceğini belirtiyordu. Belediye görevlileri de kendilerinin sadece tebligatla ve uyarı ile görevli olduklarını söyleyerek mekandan ayrıldılar. Bu sadece bir tanesi… Yapmış olduğumuz araştırmalarda geçmişte ve günümüzde belediyelerden şikayetçi olmuş o kadar çok Evsel Katı Atık Bedeli mağduru vardı ki… Bu konuda geçmişte yaşanmış birkaç Katı Atık Bedeli mağdurundan örnek vereceğiz.
Konutkent mahallesinde ikamet eden küçük bir (Katı Atık Bedeli Mağduru Mükellefi) işletme sahibine 204 bin TL vergi geliyor! Sebebini yetkililerden öğrendiğinde mevzuatta bir yere giremediğini bu yüzden panayır, hipodrom gibi alanlarla bir tutularak vergilendirildiğini öğreniyor. Bu şikayetinden dolayı yetkililerin bu konuyu değerlendirmek için yeniden toplantı yapacaklarını ifade etmişler. En azından başka bir grup içine dahil edeceklerini belirtmişler. İşyerinin bulunduğu küçük stüdyonun bulunduğu bina ortak kullanıldığı için alanı da çük büyüktü. Maalesef kullandığı alanı kabul edilmemiş. Bu sebeple stüdyonun kapsadığı alan değil binan ortak kullanımı olan tüm alan işleme alınarak fiyatlandırılmış! Neyse ki 2025’te yeni düzenlemeye göre ödeyeceği miktar 204 bin TL’den 117 bin TL’ye indirilmiş. Hatta yetkililer yaptıkları bu fiyat indiriminden memnun olmasını istemişler. İşletme sahibi bu fiyatın bile çok yüksek olduğundan yakınarak “Bu parayı yine ödeyecek bir bütçem yok. Zaten kullanım alanım zaten 500 metre kare üstünde değil . Tekrar itiraz için gittiğimde mağduriyetimi anlattığım görevli hanımefendi benim meslek grubumun bir karşılığının olmadığını, Çankaya belediyesinin çok borcu olduğunu, çok fazla katı atık olduğunu ve bu borcun ruhsatlı iş yerlerine pay edileceğini…“ söylüyor. Düşünebiliyor musunuz belediye yetkilileri kılıf olarak Çankaya Belediyesi’nin çok borcu olduğu için böyle bir yola başvurduklarını bile itiraf etmişler!..
Çankaya Belediyesi’nin ‘Evsel Katı Atık Bedeli Mağduru Mükelleflerine’ uygulamış olduğu fiyattan ikinci bir şikayetçi: “Çankaya Belediyesi'nin sorumlu olduğu bölgede esnafım, 35 metrekare küçük bir dükkanım var, kira olarak 5000 TL ödemekteyim, tek çalışıyorum. Herhangi bir personelim yok ve ancak kendime yetecek kadar zor güç bir gelir elde ediyorum. Geçenlerde belediyenin katı atık toplama bedeli adı altında, 67.000 TL'lik bir vergi borcu çıkartması ile birlikte büyük bir şok geçirdim, inanın belki çöpe haftada bir poşet bile atmıyorumdur. Belediyeye gidip ruhsatımı değiştirmek istedim ama ruhsat bölümündeki personel neredeyse beni dövmediği kaldı. Çankaya Belediyesi'ndeki çalışanlar kesinlikle halkı umursamıyor, ne de olsa biz her türlü seçiyoruz diyerek resmen vatandaşa zulüm yapıyorlar. Benim gibi birçok insan o durumdan şikayetçi olmuş.”
Çankaya Belediyesi’nden üçüncü şikayetçi: “Çankaya Belediyesi evsel katı atık ücreti olarak 67.800 TL borç çıkartmış. İşlettiği spor salonun da cafe yok yiyecek satmıyoruz sadece su petleri çıkıyor. Günlük 10-15 civarı onu da biriktiriyoruz hafta bir geri dönüşüm için gelenler alıyor. Yani hiç çöpümüz çıkmıyor. Ama sağımda solumda birçok restoran var hepsi 5’şer 6’şar büyük boy çöp poşetleri çıkarıyorlar her gün kapı önüne ve hepsine çok komik ücretler çıkmış. Benimkinden çok düşük. Çok adaletsiz bir ücretlendir me olmuş umarım kimin ne iş ve ne kadar çöp attığına göre adaletli bir şekilde de düzenleme olur.”
Çankaya Belediyesi’nden dördüncü şikayetçi: Çankaya Belediyesi Evsel Katı Atık Toplama ücreti adı altında işletmemize 70.000 TL vergi borcu çıkarttı! İlk kez talep edilen ve sadece Çankaya Belediyesi tarafından talep edilen bu ücret 24.12.2024 tarihinde tebliğ edildi. Son ödeme tarihi olarak da 31.12.2024 yazılmış. Her geçen gün talep edilen, farklı farklı ücretler ile işletmelerimizin nasıl faaliyette kalacağını söyler misiniz? 300 M2 spor salonu burası ve katı atığımız yok. Su satışı var oda plastik (geri dönüşüme) gidiyor. İnsanlar mahvolmuş nasıl neyle ödesin. Resmen 2’inci vergi bu. Kime neyi nasıl şikayet edeceğiz”
Çankaya Belediyesi'nin Haksız Evsel Katı Atık Bedeli Uygulaması Üzerine yapmış olduğumuz araştırmada Evsel Katı Atık Bedeli mağduru mükelleflerin fahiş fiyatlar ve yapılan haksızlıklardan ne kadar şikayetçi oldukları ortaya çıkıyordu. Bu sorun artık Evsel Katı Atık mağduru mükelleflerin kanayan yarası haline gelmişti. Bu araştırmamızda daha önce medyaya yansımış Evsel Katı Atık Bedeli mağdurlarının sorunlarını ele alan bazı araştırmacı ve hukukçuların görüşlerine de yer verdik…
Çetin Hukuk Bürosu Avukatları “Çankaya Belediyesi’nin “Çankaya Belediyesi’nin Evsel Katı Atık Bedeli ve Tahakkukları Hukuka Uygun Mu? Keyfi Borçlandırmalara Karşı Haklarınızı Biliyor musunuz?” başlığı altında ‘evsel katı atık bedeli mükelleflerine’ yönelik aydınlatıcı bazı uyarılarda bulunuyor. Çankaya Belediyesi’nin SMS yoluyla “evsel katı atık bedeli” adı altında hukuksuz uygulama yaptıklarını, “Katı Atık Bedelleri” için neden ‘fazla ve usulsüz’ denildiğini ve bu konularda mahkemelerin ne dediğini izah eden çok önemli açıklamalar yapıyorlar.
6 Aralık 2024 tarihinde Milliyet’te Melike Sarıkaya” Katı atık bedeli muamması! Vergi gibi tahsil ediliyor: 'Sözleşme zorunlu' başlığı altında Av. Oğuz Kara ile birlikte konuyu ele alarak “Evsel Katı Atık Bedeli, son yıllarda işletme sahipleri ve vatandaşlar arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor. Belediyeler tarafından çevre düzenlemeleri ve atık yönetim hizmetlerinin sürdürülebilirliği için tahsil edilen bu bedel, kimi zaman hukuki anlaşmazlıklara ve yanlış uygulamalara neden oluyor. Katı atık bedeli muamması Vergi gibi tahsil ediliyor: Sözleşme zorunlu… Kimi belediyelerde farklı yöntemlerle hesaplanan ve genellikle şeffaf bir şekilde açıklanmayan bu ücretlendirme, eşitlik ilkesinin ihlal edilmesi ve yanlış hesaplamalar gibi sorunları gündeme taşıyor… Vergi gibi talep edilmesi ve tahakkuk ettirilmesi hatalı. Bu yönde içtihatlar da var. Buna rağmen birçok işletmeye ulaşan ödeme ihbarnameleri sanki vergi ödemesiymişçesine icra ediliyor. Evsel Katı Atık Bedeli, teknik olarak bir vergi değil, sözleşme (genellikle abonelik sözleşmesi) karşılığında tahsil edilen bir ücrettir… Belediyeler, Evsel Katı Atık Bedeli'ni tahsil edebilmek için işletmelerle bir sözleşme yapmak zorundadır… Katı Atık Beleli’nin vergi tahlis edildiğini, farklı belediyeler farklı uygulamalar yapıyorlar…”
4 Ekim 2024 tarihinde “vizyonder.org”ta “ Katı Atık Bedeli İptali ve İlgili Süreçler: Belediyelere Ödenen Fazla Ücretleri Geri Alın!” başlıklı yazıda “Katı Atık Bedeli’nin tanımlaması yapılarak, iptalinin nasıl olacağı, su faturalarına yansıma şekli, Evsel Katı Atık Ücreti ve Hukuki Süreçleri, Katı Atık Bertaraf ücretinin ne olduğu ve nasıl belirlendiği, bu konuda yapılan haksız tahsilatlar ve katı atık beledi mükelleflerin haklarını nasıl koruyacakları ayrıntılı ve özgün bir şekilde anlatılmış.