“Papa - Barzani Gürültüsü, Cizîrî Hakikati”

Ara 7, 2025 - 14:44
 “Papa - Barzani Gürültüsü, Cizîrî Hakikati”

 “Papa - Barzani Gürültüsü, Cizîrî Hakikati”

Merhaba,

Memleketin sinir uçlarını aynı anda harekete geçiren iki tartışma var: Papa ziyareti ve Melayê Cizîrî  - Barzani meselesi.

Konular farklı gibi görünse de arka plan tek:
 Korku üret, kültürü gölgele, ortalığı bulandır.

Önce Papa meselesinden başlayalım…

“Papa ziyareti sorun değil; sorun, yanlış bilgi ve oluşturulan algılar.”

Papa Türkiye’ye geldi. Birileri hemen panikte:

      1. “Papa’yı kim çağırdı?”
      2. “Devlet niye izin verdi?”

Bu sorular diplomasi merakının değil, mahalle dedikodusunun ürünü.

Olayın çıplak gerçeği şu:

      1. Fener Rum Patriği, Papayı 25 Mayıs 2025 tarihinde davet etmiş.
      2. Vatikan da “devlet protokolü” gereği karşılık verdi.

Bu kadar sade, bu kadar net.

Ama hâlâ “kim çağırdı?” diye soranlara küçük bir hatırlatma:

      1. Vatikan bir devlettir.
      2. BM tarafından tanınmıştır.
      3. Egemenliği vardır.

Yani Papa’nın Türkiye’ye gelmesi, “kimin haberi var?” seviyesindeki kaygılarla tartışılacak bir konu değil. Google’a üç kelime yazsanız mesele kapanacak.

“Ziyaretin sonuçları:  Açık, net ve herkesin görebileceği kadar ortada.”

Asıl önemli nokta şu:

Papa geldi, ayin yapıldı, yayınlandı. Kıyamet kopmadı. Felaket olmadı, “ülke elden gitmedi”

Ve böylece:

1. Türkiye din özgürlüğü konusunda tokat gibi bir görüntü verdi.

Söylem falan değil, sahada gösterdi.

2. “Türkiye’de Hristiyanlar baskı altında” tezi çöktü.

      1. Çünkü iddia ayrı şeydir, veri ayrı.
      2. Veri:  Papanın ayin görüntüleri.
      3. İddia: Trollerin tweetleri.

Tahmin edin hangisi çöpe gitti?

3. Erdoğan’ın Papa’ya okuduğu Fatih Fermanı, diplomatik bir “kodlu mesajdı.

Özet:
 “Bu topraklarda güvenliğiniz bizdedir; düzeni bozmadığınız sürece.”
 
Hem tarih hem hukuk aynı anda konuşmuş oldu.

“Kasıtlı panik üretenler yine iş başında.”

      1. “Papa Müslümanları Hristiyanlaştırıyor” algısını oluşturdular.
      2. “Ayet meali görmemiş insanlar bir anda fetva ehli gibi konuşmaya başladı.”
      3. Papa İznik’te ayin yaptı diye camiler kapatılacak algısını ısrarla oluşturdular.

Bu korkunun adı teolojik değil, sadece şu:

Cehaletin panik atağı veya kasıtlı kurulan cümleler…

Türkiye büyük devlettir, özgüveni olan toplum Papa’dan korkmaz.
 Korkan tek şey: bilgisizlik…

Gelelim ikinci konuya:

“Şırnak Üniversitesindeki Melayê Cizîrî Sempozyumu”

Cizîrî: bu coğrafyanın ortak aklı

Şırnak Üniversitesi çok kıymetli bir iş yaptı: Melayê Cizîrî Sempozyumu.

Kimdir Cizîrî?

      1. Kürt edebiyatının en rafine metafizikçisi,
      2. Vahdet-i vücud geleneğinin bölgedeki en güçlü damarlarından,
      3. Aşkın ontolojisini şiirle bir medeniyet kuruculuğuna dönüştüren  bir irfan adamı.

Cizîrî’yi konuşmak ne demek;

1.      Kültür konuşmaktır,

2.      İrfan konuşmaktır,

3.      Barış konuşmaktır.

4.      Kardeşlik konuşmaktır.

5.      Terörü lanetlemektir.

Tam da bu yüzden bazı çevrelerin tüyleri diken diken oldu.

Barzani gölgesiyle Cizîrî’yi karartma girişimi

Sempozyum yapılır yapılmaz ne oldu? Cizîrî’den rahatsız olanlar:

      1. “Ama Barzani şunu yaptı!”
      2. “Ama Barzani korumalarını getirdi!”

Diyerek sempozyumun konusunu saptırmaya çalıştılar.

Cizîrî ile Barzani’nin yan yana getirilmesi akademik olarak saçmalıktır.

Bu manipülasyonun adı bellidir:

“Etnik gerilim üreterek kültürel birlik girişimini sabote etmek.”

Evet, Barzani’nin siyasetinde eleştirilecek konu çok.
 Ama Cizîrî’nin bıraktığı kültür, siyaset üstü bir mirastır.

Cizîrî’yi, Barzani’nin hatalarıyla gölgelemeye çalışmak:
 Tam anlamıyla entelektüel çaresizlik veya bilerek ortalığı karıştırmak.

Kültürün gücü siyasetin gürültüsünü her zaman aşar

Cizîrî bu coğrafyanın Türk - Kürt - Arap ortak hafızasının en güçlü paydasıdır.
 Onun mirası, bölgenin kavga değil barış üretme potansiyelidir.

Bu yüzden bazıları rahatsız oluyor.
 Çünkü kültür birleştiğinde, krizden beslenen siyaset tarzı çöker.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar…

Kültür kazanmaya, gürültü kaybetmeye mahkûmdur.

Son söz:

Papa’dan da anlamazlar, Cizîrî’den de anlamazlar.
 Çünkü ikisi de bilgi ister, sükûnet ister, kültür ister.

Ve en önemlisi:
 Korkusuz bir zihin ister.

Selam ve saygılarımla