TOPLUMSAL NORMLAR, SAPMA VE İLETİŞİM EKSİKLİĞİ: SESSİZLİĞİN YARATTIĞI UÇURUM
Önsöz:
Toplumlar, bireylerin ortak değerler ve kurallar etrafında bir araya gelmesiyle oluşur. Bu kurallar, yani toplumsal normlar, insanların birbirleriyle uyumlu ve saygılı bir yaşam sürmesini sağlar. Ancak normların ihlali ya da sorgulanması durumunda ortaya çıkan toplumsal sapma, çoğu zaman iletişim eksikliği ile yakından ilişkilidir. Bu makalede, toplumsal normlar ve sapma kavramları iletişim eksikliği açısından ele alınacak, normlara uyum sürecinde iletişimin rolü incelenecektir.
Toplumsal Normlar ve Sosyal Uyum
Toplumsal normlar, bir toplumun yazılı ya da yazısız biçimde bireylerden beklediği davranış biçimleridir. Bu normlar, bireylere rehberlik ederek neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterir. Bireylerin bu normlara uyumu, toplumsal düzeni ve güven ortamını sağlar. Ancak bireyin bu normları öğrenmesi ve benimsemesi, yalnızca kural koyucular tarafından dikte edilmesiyle değil, etkili bir iletişim ortamı sayesinde mümkün olur. Eğitim, aile içi ilişkiler, medya ve sosyal çevre gibi iletişim kanalları sayesinde bireyler toplumsal normları tanır ve içselleştirir. Bu süreçte iletişimin eksik veya bozuk olması, normların doğru anlaşılmamasına neden olabilir. Bu da bireylerin norm dışı davranışlar sergilemesine zemin hazırlar.
Toplumsal Sapma, İletişimsizliğin Sonucu mu?
Toplumsal sapma, bireyin toplumun genel geçer kurallarına aykırı davranışlarda bulunmasıdır. Bu sapma bilinçli bir başkaldırı olabileceği gibi, çoğu zaman yanlış anlaşılma, bilgi eksikliği ya da etkisiz iletişim nedeniyle de ortaya çıkabilir. Özellikle gençler arasında görülen sapkın davranışların çoğu, normların ve değerlerin yeterince aktarılmaması ya da güvenli bir iletişim ortamının olmamasından kaynaklanır. Birey, kendisini ifade edemediğinde ya da toplumun değerlerini anlamadığında, alternatif yollarla –bazen suç, şiddet, madde bağımlılığı gibi yollarla– tepkisini gösterir. Ayrıca kültürel farklılıklar arasında yeterli iletişim köprüsü kurulamazsa, bireyler birbirlerini yanlış anlayabilir. Örneğin bir kültürde olağan olan bir davranış, başka bir kültürde sapma olarak değerlendirilebilir. Bu da iletişimin kültürlerarası düzeydeki önemini gösterir.
İletişimin Önleyici Rolü
İletişim, toplumsal sapmayı önlemede temel bir araçtır. Aile içi açık iletişim, okulda öğrenci-öğretmen etkileşimi, toplumda yöneticilerin halkla kurduğu sağlıklı diyaloglar normların anlaşılmasını ve kabul edilmesini kolaylaştırır. Ayrıca medya ve dijital platformlar da bireylere normları tanıtmak ve yaygınlaştırmak açısından güçlü birer araç olabilir. Ancak bu araçlar yanlış ve çarpıtılmış bilgi ile dolduğunda, bireylerin gerçek normlara ulaşması zorlaşır ve sapma davranışları artabilir.
Sonuç: Normların Dili İletişimdir.
Toplumsal normlar, sessiz kurallar gibi görünse de, aslında toplumun sürekli konuşarak inşa ettiği değerler bütünüdür. Bu normların doğru anlaşılması ve uygulanabilmesi için sağlıklı ve açık iletişim şarttır. İletişim eksikliği, normların bireylere doğru şekilde ulaşmasını engeller; bu da sapmaya yol açar. Bu nedenle toplumların sağlıklı bireyler ve sağlam bir düzen oluşturabilmesi için iletişimi temel alan bir yaklaşımı benimsemesi kaçınılmazdır.
Uzun zamandır dillere pelesenk olmuş olan bir kavram olan Kuşak Çatışması’nın da altında yatan temel sorun iletişim eksikliğidir. İletişim eksikliğinden doğan kuşak çatışması, farklı yaş gruplarının birbirini anlamakta zorlanmasıyla ortaya çıkan bir durumdur.
Gençler ile yaşlılar; dünya görüşleri, teknoloji kullanımı, yaşam beklentileri ve ifade biçimleri açısından farklılık gösterir. Eğer bu farklılıklar açık, sabırlı ve empatik bir iletişimle köprülenmez ise, yanlış anlamalar ve önyargılar oluşur.
Mesela; gençler hızlı ve dijital odaklı bir iletişim tarzını benimserken, daha yaşlı kuşaklar yüz yüze ve daha geleneksel iletişim yollarını tercih edebilir. Taraflar birbirlerinin yöntemlerini küçümsediğinde, bu durum sadece iletişimde kopukluk yaratmaz; aynı zamanda karşılıklı güvenin de zedelenmesine yol açar.
Kısacası, iletişim eksikliği kuşak çatışmasını körükleyen başlıca faktörlerden biridir ve bu engeli aşmak için her iki tarafın da dinlemeye, anlamaya ve ortak bir dil bulmaya istekli olması gerekir.
İşte bu ortak dil, Toplumsal Normlar’ın değişimi, gelişimi ve aktarımının anahtarıdır. İletişim, aklınıza gelen her alan da, siyaset, ekonomi, bilim, din, tarih ve diğer sınırsız örnekler ile kelimenin tam manasıyla "Hayatın Kendisidir".