Lâikçiler yalan söylemeyin

Sayın lâikçilerimiz kusura bakmasınlar ama, İran’daki olaylar İslâm’ı bağlamaz. Maslahat^[1] icabı pek dile getirilmez fakat maalesef İran bir şeriat (İslâm) ülkesi değildir ve tarih boyunca da olmamıştır!

Hattâ onlar “İslâm’ı bize Ömer kılıçla (cebren, zorla) getirdi” derler ve en sevmedikleri, hattâ küfürlerinde kullandıkları isimdir Ömer (ra).

Sivil havacılık yıllarım. Adı Ömer olan erkek kabin memurlarının İran yatılı görevlerinde uçmamalarına özen gösterilirdi. Zira gideceğimiz otelde hatta daha gümrükte problem çıkarabilirlerdi.

Endülüs Emevileri zamanında ünlü İslâm âlimi İbn Hazm’a (rahmetullahi aleyh) iki papaz gelir ve “sen İncil tahrif olduğu için Allah katından Muhammed’e kıyamete kadar bir harfi bile değiştirilemeyecek kitabınızın (Kur’ân’ın) indirildiğini söylüyorsun ama…” derler.

İbn Hazm (rahmetullahi aleyh) “ey, hakikaten öyledir” deyince, “Sizin kitabınız Kur’ân da tahrif edilmiştir. İran’daki Kur’ân’lara “Velâye Sûresi»” diye yeni bir Sûre ilâve edilmiş…” dediklerinde İbn Hazm şu kısa cevabı verir:

− Onlar Şiâ’yı gulat(gâliyye)dir, onlar İslâm’dan (Müslüman) değildir…

Bahsettiğimiz konu (Şiânın bazısının İslâm olmayışı) ünlü Ehl-i Sünnet âliminin eseri el-Fasl’da da kayıtlıdır: “…Hâricî fırkaları, tenâsühe (reenkarnasyon) inananlar ve Kur’ân’ın sahâbîlerce değiştirildiğini iddia eden Şiîler Müslüman değildir. (…….) Fars hâkimiyetinin Müslümanlarca sona erdirilmesini hazmedemeyenler Şiâ adı altında toplanmışlar ve naslardan temeli bulunmayan bir İslâm anlayışı ortaya koymuşlardır.”

Biliyorum şimdi lâikçilerimiz biraz bozuldular. Lâkin hakikat bu.

O yüzden “işte İran… şeriat ülkesi, bakın ne büyük zulüm var, yaşasın Atatürk ilkeleri, Cumhuriyeti” falan diye zırvalamasınlar. Ne İran, ne Suudi Arabistan şeriat devleti. Birinde mollaların Şiâ oligarşisi, ötekinde krallığın keyfe má yeşâ idaresi…

İran’da büyük karışıklıklar oluyor. İnşá’allah daha uzamaz da tez vakitte biter. Lâikçilerimiz námûslu olsunlar da nümayişlerin ardındaki gücü konuşsunlar. Ameraka İran’ı biliyor ama bunlar ABD’yi bilmiyorlar!.

“Lâikçiler yalan söylemeyin, yalanlarınızla Allah’ın dinini mum söndürür gibi püf deyip bitiremez, mer’iyetten kaldıramazsınız” diyeceğim ama can çıkar huy çıkmaz demişler. Bizim lâikçilerin genlerindeki ise hiç çıkmaz. Onlar lâiktir, lâik kalacaklardır. Ne zamana kadar? Mezara kadar.^[2]

* * *

İran mühim mesele. Birincisi komşumuzdur, ikincisi İslâm dünyasının parçasıdır. En azından zahiren. Üçüncüsü, ABD iç savaş çıkarıp, binlerce kişinin ölümüne sebep olacak ve “bak Müslümanlar böyle” diyecek!.

− Ayetullahlar veya hâl-i hâzır yönetim! Şu gâvurlaşan dünyaya onca imkân ve gücünüze rağmen gerçek İslâm fotoğrafı gösteremediniz bari ágâh olun!.

− Siz önce kendinize bakın…

Sükût…

Türkiye lâiktir lâik kalacak mı dersin? Demem.

NOT: Aşağıdaki karikatür 1930 yılına ait. Karikatürde, irticayı (dini) temsilen çizilen yılanın boyun kısmı, demir elle sıkılıyor. Lâikçi, İslâm (Müslüman) düşmanı heriflerin çizdiği bu karikatür ibretamiz bir vesikadır. Karikatür altına da “İrtica bir yılandır ki inkılâbın demir pençesi onu böyle boğacaktır” diye yazmışlar. 92 yıldır çok şey mi değişti?… 09.10.2022

—————————————————-
^[1] Bir işin iyi, hayırlı olanı. Yani iyiliğe yol açan, hayır fayda getireni (tarafı). Zıddı olan mefsedet ise kötülük, fenâlık, fitne, fesat; bunlara sebep olan azdırma, kışkırtma, münâfıklık etme gibi ahlâk dışı her türlü davranış demektir.
^[2] Kabirde gerçeği görecek ve “biz ne kadar ahmakmışız, ey Allah’ım bizi tekrar yaşat da tövbe edelim” diyeceks ama cevaben sadece bir kez “size hayatta iken bunları anlatan bir uyarıcı(nın haberi) gelmedi mi?” diye sorulacak, sükût ikrardandır mucibince de “o hâlde şimdi tadın azabı” denilecek ve lâiklik maiklik bitecek…