Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Şener DANYILDIZ

TRAFİK EĞİTİMİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ROLÜ

TRAFİK EĞİTİMİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ROLÜ
Teknoloji ilerledikçe kitle iletişim araçları da toplumların vazgeçilmezlerinden biri hâline gelmiştir. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla toplumlara olan etkisi de tartışılmaya başlanmıştır çünkü bu araçlar, bilgilendirme, eğlendirme, eğitme, kültürü artırma, kamuoyu oluşturma, mal ve hizmetlerin tanıtımını sağlama işlevlerini yerine getirdikleri için yaşamın bir parçası hâline gelmişlerdir.
Toplumu yönlendirebilen, kamuoyu oluşturabilen, hükümetler üzerinde çok ciddi etkileri olabilen, gündemi oluşturup değiştirebilen, sosyal sorumluluk projelerine önderlik ederek bir gecede büyük meblağlar toplayabilen kitle iletişim araçları ve yayınları, maalesef toplumu eğitme bilgilendirme işlevini yeterince yerine getirememektedir. Eğitime duyulan ihtiyacın artması, bu araçların eğitici işlevlerinin ön plana çıkarılmasını gerektirmektedir.
Ülkemizin sosyal yapısı göz önüne alındığında, toplumumuzun büyük bölümünün birçok konuda bilinçlendirilmesi gerektiği ve eğitime muhtaç olduğu bir gerçektir. Mevcut durumda kayıpların yüz binlerle ifade edildiği göz önüne alındığında, okul müfredatlarındaki, sürücü kurslarındaki yetersiz kalan trafik eğitiminin büyük kitlelere ulaşmasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda kitle iletişim araçlarının kullanılmasını bir zaruret hâline getirmiştir. Çeşitli alanlarda meydana gelen eksikliklerin ve yanlışlıkların giderilebilmesi için kitle iletişim araçlarıyla eğitimin yaygınlaştırılması önemli bir adım olacaktır.
1. Kitle İletişim Araçlarının Toplum Üzerindeki Etkisi
Medya, ulaştığı güçlü nokta itibariyle insanları, çoğu zaman farkında olmadan hayatları boyunca yoğun olarak etkileyen önemli bir araçtır.
Medyanın toplumla ilişkisi bakımından nasıl işlediğini açıklamaya yönelik çeşitli kuramlar bulunmaktadır. Bunlardan biri, “Toplumsal Sorumluluk Kuramı”dır. Bu kuram, medyanın tarafsız olduğu ve topluma karşı görev ve sorumluluklarının bulunduğu düşüncesine dayanır.
Medyanın eğitim işlevini ise iki açıdan değerlendirmek gerekir:
● Bu araçlar haber ve bilgi vermek suretiyle bireylerin bilgi düzeylerinin, yeteneklerinin ve becerilerinin gelişmesine yardımcı olur. Doğrudan haber vermenin etkisi de burada görülür.
● Gelişen teknoloji ve eğitimin yaygınlaşmasıyla birlikte, çeşitli görsel ve yazılı yayınlar yoluyla mesaj vererek bireylerin ve toplumun eğitilmesine katkıda bulunulmalıdır. İlköğretimden yükseköğrenime kadar her alanda kitle iletişim araçlarının bireyleri ve toplumu eğitme işlevi bu başlık altında değerlendirilmelidir.
Bireysel öğrenme ve insan davranışını temel alan iletişim modellerinin varsayımı, televizyon izlemenin birey için yalnızca öğretici olmakla kalmadığı, başka kaynaklardan edinilen bilgileri harekete geçirmede itici bir güç oluşturduğudur. Televizyonda bir eylemi izleyen kişi, büyük olasılıkla o eylemi öğrenecektir. Eylem, birey için ne kadar dikkat çekici olursa o kadar çok uyandırma olacak ve önem kazanacaktır. Yani televizyonda izlenen eylem dikkat çektiği ve uyandırma sağladığı ölçüde başarılı olabilmektedir.
Bu kuramların ışığında planlı iletişim, iletişimin bilinçli olarak belirli amaçlara ulaşmak üzere kullanıldığı durumlardır. Bunlar, iki kişi arasında amaca yönelik iletişimden, milyonlarca insana yönelen, çok sayıda mesajla birkaç kanalın söz konusu olduğu büyük ölçekli bir trafik kampanyasına kadar genişletilebilir.
Televizyonun, kamu yararına toplumu yönlendirmede, büyük halk kitlelerini harekete geçirmekte kullanıldığı unutulmamalıdır. İletilmek istenen mesajı ses ve görüntü olarak ânında en uzak yerlere kadar iletebilme özelliğiyle kitle iletişim araçları, sadece bireyler üzerinde doğrudan etkide bulunmakla kalmaz; aynı zamanda kültürü, bilgi birikimini, toplumun davranış ve değer yargılarını da etkiler.
Ülkemizde kitle iletişim aracı olarak televizyon önemli bir işleve sahiptir. Bu sebeple televizyon kanallarına düşen en önemli görevlerden biri de toplumu derinden etkileyen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına önleyici tedbirlerin alınmasında bilinçlendirme amacı mutlaka öne alınmalıdır.

2. Trafik Sorunu, Televizyon ve Sosyal Sorumluluk

Dünyadaki bütün toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de trafik kazaları acil çözüm bekleyen sorunlardan biridir. Her yıl meydana gelen kazalarda binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmekte, on binlercesi yaralanmakta veya sakat kalmaktadır. Bu nedenle trafik kazaları konusunda bireysel ve toplumsal bilinç oluşturulmalıdır.
Vatandaşlarının mutlu, huzurlu ve güvenli yaşamalarından sorumlu olan her devlet, bunun için çaba sarf ederken teknolojinin nimetlerinden de faydalanmalıdır. Trafik kazalarını en aza indirebilmek için ilköğretim sıralarından başlayan eğitim, ilerleyen yıllarda da devam etmelidir. Sürücü kurslarındaki eğitimler de önemlidir. Ancak ne yazık ki bu kurslardaki yetersiz eğitimlerle kazalar konusunda büyük kitleleri bilinçlendirmek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle kitle iletişim araçları aracılığıyla topluma trafik eğitiminin verilmesi ve bilincinin geliştirilmesi etkili bir yol olacaktır.
Bütün bunlara karşın, birkaç örnek dışında bugüne kadar trafik alanında geniş çaplı kampanyaların, televizyon programlarının, sinema ya da dizi projelerinin olmadığı görülmektedir. Hâlâ ne beklendiği sorusu ise henüz cevaplanamayan sorulardan yalnızca biridir.
Sonuç
Devletin, yasaları uygulayacak gücünün var olması yani trafik cezalarının artırılması, meydana gelen kazaların azalması konusunda tek başına yeterli değildir. O hâlde, yapılması gereken nedir? Trafik kurallarına uyulmasını sağlamak için eğitim ve denetim faaliyetlerinin artırılması, sürücü ve yayalarda trafik bilincinin oluşturulması, altyapı ve çevresel hizmetlerinin geliştirilmesidir.
Trafik eğitimi konusunda, özellikle okul öncesi ve okul dönemi genç nüfusa ulaşabilmek için, televizyon aracılığıyla sosyal sorumluluk projeleri hazırlanmalıdır. Televizyon dizileri, sinema filmleri, reklam ve halkla ilişkiler kampanyalarıyla geniş kitlelere ulaşarak toplumsal düzene katkıda bulunulmalıdır.
Yayın kuruluşlarının, ticari kaygılar nedeniyle izlediği yaklaşımların aksine, kamu yararını gözeten, toplumsal değerleri koruyan ve pek çok konuda toplumu bilgilendiren, bilinçlendiren bir yaklaşım ortaya koymasının gerekliliği açıktır. Ayrıca trafik güvenliği konusunda toplumu eğitmek, bilgilendirmek ve bilinçlendirmek de medyanın sorumluluklarından biridir.

Şener DANYILDIZ
Yapımcı-Yönetmen-Şair-Yazar
senerdanyildiz@gmail.com

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER