Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Kadir Delibalta, yıllar önce İstanbul Bölge Temsilcisiyken boşanmalara, evlilikten kaçışa ve şiddet-uyuşturucu artışına dikkat çekmişti. Aile kültürümüz de git gide yozlaşıyor diye ciddiye alınası uyarısıyla da toplumsal soruşturmalarımı doğru kanala yönlendirmişti.
Genel Başkanlık sorumluluk şevkini artırmıştır. Şevke uygun düzenleme gerek!
Muhtarlıklara uzman danışmanlar verilse doğru bilgi-kültür yapılarına ulaşmak kolaylaşmaz mı? Böylece farklılıklara göre muhtemel sorunları engelleyici tedbirler alınmaz mı?
Her at aynı çubukla koşturulmaz eski bir köy sözü. Bugün herkes birbirinden şikâyetçi! Aynı çubuk kullanıldı demek hep.
Kadına şiddete tepki adına yapılan gösterilerde bile karşıtlık, öfke, şiddet, suçlama, ceza içeriyor sloganlar. Sistem-projeli çözüm önerisi varsa da duyan-duyuran yok. Toplum çekişme-çatışma ardından şiddetten kurtulamıyor.
Ailede büyük baba, okulda öğretmen döver de sever de fikrini her haberi cep telefonunda gören toplum benimser mi? Çare, tez sorun tespit-sevk yetkisi!
Aileden topluma yansıyan şiddet niye? 10 yıl oldu 7 bölgeyi tarıyorum. Karı koca çatışmasının kaynağı, özgür fıtratlı kadının üretici-yönlendirici yönünü gözeten millî eğitim-kültür sistemi kuramamışız. Dert büyümüş. Muhtarlıklardan sevkle ailelere hizmetler gerek!
Evli 2 çocuklu henüz 28 yaşında boşanmış, çocuklarını da alıp ailesine sığınmış hayat mücadelesi veren bir kadını dinledim: 16 yaşımda aşkla evlendim ama her akşam içip sapıtıyor dedi. Belli ki nefsî aşktı bu. Bilime göre ömrü azamî 3 yıl! Bilinç devre dışı.
Aile oluşmadan önce ekonomik, tıbbî, psikolojik, sosyolojik yapıları incelemek yeterli değil bizde. Aileleri koruma işlevli ne psikolojik, ne zorunlu alkol tedavi ne sorun tedbiri yasalar var!
Konuşamayan bir çocuğun dilini çözen sevginin gücü konulu bir film şu sözle bitmişti: Sevgi yaymak, nefret yaymaktan zor. Kolayın seçildiğine kanıt değil mi? Mazide bu zorluğu seçmiş Yunus, Mevlana gibi nice Allah ve can dostuna rağmen biz de daha beter haldeyiz. Bu halden sevginin gücüyle kurtulabiliriz.
Sosyal Medyada ikisi yazar birçok hanımın şu paylaşımı vardı: Dünyayı değiştirmek istiyorsan bir erkeği sev, gerçekten sev! Birini seç, ruhu seni çağıranı, seni net biçimde göreni seç. Korkabilecek kadar cesur olanı seç! Elini tut ve onu kalbinin damarlarına götür, orada senin sevecenliğini görsün, orada dinlesin, onun ağır yüklerini kendi ateşinde yak, kül et.
Fikrin sahibi kimse bilge bilinçle demlemiş de buhar misali fevretmiş (fışkırtmış) sevginin gücünü!
Aile-okul eğitiminde sevgi şevki sistemi kurmalı. Yığın bilgi müfredatlarından daha önemli sosyal yaşam eğitimi bu iletişim çağında. Sempozyumda ele alınası bu paylaşımı içselleştirmiş hanımlara cevap olarak armağanım olsun sevginin gücünü gösteren şu şiirim:
BİLİNÇLİ AŞK
Seni fark ettim sev diyen fikrinden,
Bilge bilinçle demlenen fevrinden;
Her halin tavrın sevecen, derinden,
Huzur bulur gören geçer derdinden.
Fani her canda ne varsa hep gider;
Aşklar, tutkular, çekilen gam, keder…
Hiç olmaz sende sevgiden şevk heder,
Neyse kalpte yükler, yakar kül eder.
Dersen yalnızım, yok bir yanımda kol
Kolum kanadım, yolum yordamım ol,
Gönlünde çiçeksem bol kokumla dol;
Açmam mı hiç kalbine gönlünce yol?
(Bu dörtlük, ilk iki dörtlüğün nakaratı)
YORUMLAR