Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Yardımlaşma (teavün)

“Ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın” sözünü bilirsiniz. Cirm, kitle, hacim, kapasite demek. Cürm ile karıştırılıyor halk dilinde. Oysa cürm, suç kabahat demek.

Binâen’aleyh yukarıdaki söz, “elinde ne kadar imkân olursa olsun kapasiten sınırlıdır” şeklinde bir mánâ ifade eder.

İnsanlığın yaradılışını anlatan âyet-i celîlede ve daha birçok àyette yardımlaşmanın ehemmiyeti sarahatle anlatılır.

“Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız (ve böylece yardımlaşmanız) için büyük büyük cem’iyyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey’i bilen, her şeyden haberdâr olandır.” Hucurât Suresi 13. Àyet

Muallim Nâci “beşere şan veren teâvündür (yardımlaşmaktır) demişti. Yardımlaşmada, hukuk sınırları içinde kalmak, itidali terketmemek şartıyla son derece cesur, son derece gözükara, son derece kararlı olmak gerekir.

Meselâ hapishanelerdeki bedbahtlara bile Ramazan’da ev yemekleri götürülmelidir. Bunların çoğu bozuk düzenin mağduru, kader kurbanı denilen kişilerdir. Allah kimseyi düşürmesin.

İlmin, irfanın, hikmetin ışığında, söylenilmesi gerekli olan gerçekler bugün bile söylenemezse ne zaman ifade edilecektir?

Demokrasi isteniliyorsa işte Amerikan, İngiliz, İsveç, Norveç, Avusturya ve diğer medenî ülkelerin demokrasileri. Bizde de onlardaki gibi bir demokrasi olmasını istiyoruz.

CHP halktan kopmuş, milletin inancına muhâlif  bir parti olduğu için hiçbir zaman uzun ömürlü bir iktidar olamamıştır. CHP’nin kemik oyları dine muhaliftir ve bunlar CHP içinde bile azınlıktadırlar.

Hukuku Türkiye’nin birinci gücü haline getirmeliyiz. Lâiklik diyorlar. Buna yürekten inanılıyorsa, devletle din işlerini hiçbir surette birbirine karıştırmasınlar…

Resmî Diyanet’i, resmî camileri, resmî din görevlilerini, resmî İmam-Hatip okullarını, resmî İlâhiyat fakültelerini, resmî din derslerini kaldırsınlar. Din ve ibâdet işlerini, din eğitimini, din okullarını, din fakültelerini, dinî vakıfları, camileri Müslümanlara bıraksınlar.

Müslümanların da, Ermeniler ve Yahudiler gibi kendi seçtikleri din büyükleri, halifeleri olsun. Medeniyet medeniyet diyorlar. Medeniyet istiyorlarsa ABD’ye, İngiltere’ye, İsviçre’ye baksınlar ve oralardaki hürriyeti, hukuku, eşitliği bize de getirmeye çalışsınlar.

Ak Parti iktidarında, nefes almaya başladık. Demokrasi, hukuk, temel insan hakları tam tekmil teminat altına alınabilmiş olmasa da Türkiye diktatörlük karanlıklarından kurtuldu. Kılıcı çeken zabit darbe yapamıyor, hattâ TSK’nden anında ittir ediliyor!

Tàbi bu kadarı yetmez. İlmin, irfanın, kültürün, hikmetin ışığında her konuda konuşmak, tartışmak, sorgulamak, meselâ şu Atatürkçülük işine artık hakkıyla itiraz etmek gerekir.

Bir asra yakın zamandır beyin yıkamaya çalıştılar. Sonuçta beyinleri dumura uğramış, millî hedefleri unutmuş bir nesil ortaya çıktı. İstisnalar kaideyi bozmaz, bendeniz gençliğin halini hiç beğenmiyorum.

Mübarek Ramazan ayında kafeler, çayhaneler bomboş olmalıydı? Milyonlarca gencin içinden göğsümüzü kabartacak isimler çıkmalıydı:

Bir milyon insan içinden mutlaka bir dahi çıkarmış.  Bu hesaba göre bizim asgari 80 dahi insanımızın olması gerek. Acaba var mı? İnşá’allah vardır. 09.03.2025

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER