Siyasetçiler ikide bir 12 Eylül darbesinin vesayetini kaldırıyoruz diyorlar, kendi üzerilerindeki vesayetleri daha ilk on yılda yaptıkları siyasal yasakların kaldırılması referandumuyla kaldırdılar.. Ecevit, Demirel, Türkeş, Erbakan gibi siyasetçilerin yasaklarını kaldırıldı…
Anayasa da defalarca degişiklik yaptılar, hatta hükümet etme sistemini bile degiştirdiler, tek degiştirmedikleri yasalar, kanunlar, yönetmelikler sendikacılık ve sendikal örgütlenme üzerinde ki baskıya neden olanları oldu.. Bu yasalar çalışma hayatımız da şöyle sonuçlar verdi…
Ülkemizde sendikalaşma oranı %14-15 civarında, bu şu demektir, çalışanların neredeyse %84-85’i sendikasız çalışıyor demektir… Ben bu kadar oranın yüksek çıkmasının nedeninin kamuda sendikalaşma oranının yüksekligine bağlıyorum… Hatta bazı belediyelerde bile sendikalaşmaya karşı duruşlar gözlemliyorum.. Bazı belediyelerde sendikaların yetki çekişmesi yüzünden sözleşmelerin olamadığını görüyorum, bende bu durumu 90 yıllarda yaşadım, asgari ücretten zam almıştım.. Bunlardan bazıları kendilerine sosyal demokrat belediyeler dediklerine bile tanık oluyorum… Sosyal demokrasi ne demektir, emekten, çalışandan, yoksuldan yana devletin imkanlarının ve hizmet etme gücünün kullanılması için ortaya konulmuş bir siyasal düşüncedir.. Sosyal demokrat belediyelerden ricamdır, iş güvenligi olsun, sosyal hakları olsun, ücretleri olsun, siz kurum olarak sosyal demokrat belediye kültürüne yakışır davranın, önerimdir ricamdır… Neyse konumuz örgütlenme seviyesi ve işi hali!
Ülkemizde genel olarak sendikalaşma oranını gördük, %14-15 şimdi de kamuda sendikalaşma oranına bakalım mı, %72 -73 olduğunu görüyoruz, arada ki fark ne kadar çok degil mi? Daha iyi anlayabilmemiz için özel sektör sendikalılık oranına bakalım… 14 milyon kayıtlı özel sektör işçisi içinde sendikalı olanlar 1 milyon bile değil, 950 bin civarında… Bu oran yüzde olarak şöyle yansıyor, sigortalı işçiler arasında sendikalaşma % 7 civarında, kayıtsız çalıştırılanlar da dikkate alındığında özel sektörde fiili sendikalaşma oranı yüzde 6 düzeyine gerileyebilir… Kamudaki sendikalaşma oranın onda biri kadar olduğunu görüyoruz… Son olarak bu örgütsüzlüğün işçilerin ücretlerine nasıl yansıdığını görelim mi?
Özel sektör işçilerinin %70’i asgari ücretli, demekki örgütsüzlükle asgari ücretli olunması arasında bir bag var, özel sektörde %70 olan bu oran ülke genelinde %42-45 civarında asgari ücretli olduğunu varsayabiliriz… Avrupa da asgari ücretli oranı nedir onunla yazıyı bitirelim mi?
Türkiye asgari ücretli oranı %42-45 ile bu oranla açık ara zirvede yer alıyorken, İkinci sıradaki Slovenya’da asgari ücretli oranı %15,2, Türkiye’deki oran kendisine en yakın Slovenya’nın 2-3 katı olduğunu görülüyor… Üçüncü sırada ise yüzde 14,1 ile Bulgaristan var. Bu ülkeleri sırasıyla Romanya %13,3, Polonya %12,1, Fransa %11,6 ve Yunanistan %8,9 takip ediyor. En düşük beş ülkeyide vererek örgütsüzlüğün, denetimsizliğin, sosyal devletten uzaklaşmanın maliyetini işçilerin ülkemizde nasıl yaşadığını görelim…
Hırvatistan %5 Portekiz %4.4, Estonya %3.6, Çekya %3.1, Malta %1.8, Belçika %0.9, İspanya %0.8… Bu oranlara bakınca ülkemizde biz işçilerin ekonomik durumunun nasıl da kötü olduğunu anlıyoruz.. Bunun dış yatırım çekebilmek için hükümet politikası haline getirildiğiyle ilgili duyumlar var… Çin’in ekonomik rolünü Türkiye’ye biçme amacı varmış.. İyide sadece ücretlerin düşük olması yeterli degildir ki.. Üretimde çeşitli ayaklar vardır, hammadde,enerji, ulaşım, teknoloji, emek, sermaye ve işletme kültürü gerekiyor.. Acaba işletmelerimiz Çin Kültürünü mü, ABD kültürünü mü, yoksa bana daha iş bana daha mantıklı gelen Japon işletme kültürünü mü benimseyecekler…
İşçi arkadaşlar, örgütsüzsek üretimden dogan hakkımızı alamayız, ne yazık ki örgütsüz olunduğu yukardaki oranlardan görülüyor, mevcut örgütlerin bir çoğunun ise patronların ve hükümetlerin, yönetimlerin dümen suyunda sarı sendikacılık yaptığını da görüyoruz.. İşte bu nedenle kim işçi hakkını önemsiyor, kim işçi hakkını verecekse onu siyaseten desteklememiz gerekiyor… Örgütlendikce hakkımızı, hukukumuzu daha çok koruyacağımızı düşünüyor.. Örgütlenme mücadelemizi daha da artırmamız gerektiğini öneriyorum… Selam ve Sevgilerimle..
YORUMLAR