15 temmuzda bir şeyler oldu, devlet sırrı dedik iyi inceleyemedik, duygulasa bağladık iyi degerlendiremedik, bir şeyler oldu ve bu şey 251 vatandaşımızın ölmesine ve 2750-2800 kişinin yaralanmasına neden oldu.. Bu konuları tartışırken bu ölen ve yaralananların duygu ve düşüncesini dikkate alarak, onları rencide etmeden tartışmalıyız… Tartışalım saygılıca…
15 temmuz da ne odludan çok 15 temmuz neden oldu, bunu tartışalım mı?
Bir kişi düşünün, mürit mürşidinin karşısında meyit taşında ki meyit (ölü) gibi olur… Ölü düşünmez, ölü akletmez, ölü için doğru yanlış bitmiştir, murşit ne diyorsa o doğru kabul edilir.. Ya devlet kadrolarındaysanız, emri amirlerinizden mi, murşidinizden mi alacaksınız, murşidinizin fıkıh kurallarına mı, yoksa T.C devletinin hukuk kurallarına mı uyulacak? İşte bunları karıştıranların devlette ekseriyetle görev almasının sonucudur 15 temmuz kalkışması…
15 temmuz da ne oldu, bir kısım hukuk tanımaz, beklide işid’ciler gibi öldüğünde cennete gidecegini sanarak emir komuta merkezinden degil, cemaat merkezinden gelen emirlere uydular ülkemize saldırı anında kullanılması için hazır tutulan savaş araç ve gereçlerini seçilmiş TBMM’sine hükümete ve onu destekleyen vatandaşlara karşı kullandılar ve yukardaki ölümler ve yaralanmalar gerçekleşti…
15 temmuz neden oldu, neden sonuç ilişkisi kuramazsak başka 15 temmuzlarda olacaktır… Örnegin biz siyaset yaparken, demokratik yöntemlerle yarıştığımız vatandaşları düşman olarak görürsek, kim iktidar olursa olsun düşman tarafı bastırmak için adalet, ahlak, hukuk kurallarını aşma yoluna gidecektir… Bu gerilimden beslenen bazı gruplara yaslanmak zorunda kalınacak ve hukuk ve adalet devletinden uzaklaşılacak, devlet içinde liyakat sistemi bozulacak , emir komuta zinciri bozulacak, yasalar aşılması gereken engeller sayılacak, sonuç olarak iktidar aracılığıyla devlet gücünü kullananlar şanslı gibi görünse.. Toplumda siyasal gerilimler arttıkca, sosyal kutuplaşmalar artacak, bu gerilimi ve gerginligi kazanç sanan siyasiler buradan oy devşirmek içinde daha da gerilimi artıracaklar… Sonuç toplumsal sorunlara acık bir toplum, toplumsal sorunlara acık toplumlar için karğaşaya da acık hale gelmiş toplumlar diyebiliriz… Böylece 15 temmuz’un başka versiyonlarına acık hale gelecegiz… Biz kalabalığız, bir iç çatışmada şu vatandaş grubunu tükürüge bogarız düşüncesizliklerinin nasıl fitne ateşi yaktığının göstergesi Suriye dir,Yemendir, Mısırdır, Libyadır, Afanistandır… İşte bunlar gibi sorunlu toplumlar olmak istemiyorsak, önce herkesi dikkate alacak yasalar yapacağız, sonra bu T.C yasalarını yasamız, bilip onları ortak toplumsal kurallar halinde işletecegiz, bu biz vatandaşların ve devletimizin kurumlarının ortak sorumluluğumuzdur… 15 temmuz neden oldu?
Adamın biri dediki benim gönül gözüm acık, ne iyi, ne doğru, ne kötü, ne yanlış ben istisareye yatarak bilebiliyorum.. İnandılar ve devletimizin egitim kurumları, dini kurumları ve buralarda çalışan akademisyenler sessiz kaldı… İstihbarat kurumu rapor yazdı, muhalefet üyeleri uyardı, tehlikeyi gören akademisyenler raporlar, makaleler yazdı… Birbirlerini düşmanlaştıran siyasiler bunlara kulak tıkadı, cemaat devlet içinde paralel bir yapı haline geldi.. 70 ilin emniyet müdürü bizat bu caatten icazet alan, el alan mensubu olduğu söyleniyordu… 81 ilin 70-74 ü cemaat menbusu ise… 2010 referandumundan sonra, HSK’yı ele geçiren cemaat 5000’e yakın hakim ve savcıyı direk etkiler hale gelmişse, sanırım o zamanlar toplam hakkim ve savcı sayısı 10-11 bin civarındaydı… Yani neredeyse yarısı cemaatin etkilediği kişilerden oluşmuşsa… Bir ilçe, il, ülke düşünün, emniyet cemaatin etkisi altında, yargı cemaatin etkisi altında ve emri, yasal hukuki hiyerarşiden degil, seçilmiş hükümetten degil cemaatin o alanla ilgili görevlendirdiği hocadan alıyorsa.. Orada darbe girişimi olmaması abes olurdu, Allahtan darbe girişimi odluda hükümetimiz ve biz vatandaşlar anladık, uyandık… Cemaatlerin sadece dini yaşayış için bilgi vermediğini!! Acaba anladık mı? Bir daha 15 temmuz olmaz mı?
Olmaz, T.C devletinin görevlilerini demokratik hukuk kurallarına saygılı kişilerden, liyakatli kişilerden, hukuk kuralları içinde ve amirlerinden emir alanlardan seçersek, olmaz… Bu, bize de oy veren cemaate mensup, alnı da secdeye de degiyor diye seçersek, olmaz diyemeyiz…
Ülkemiz bir daha böyle kalkışmalar yaşamasın, ülkem insanları böyle çatışmalarda ölmesin, bu güzel ülkede, bu toplumda iyi olan, güzel olan, insanlarımızı mutlu eden şeyler yaşansın dilerim… Selam ve Saygılarımla…
YORUMLAR