Afganistan’da Kabil’i de ele geçiren Taliban (Talebeler) askerî ve siyasi olarak ülkeye hâkim oldu. Yeni rejime «İslâm Emirliği» diyorlar.
Taliban ABD ile görüşmüş ve bazı hususlarda anlaşmışlardı. Fakat Taliban yavaş geçiş anlaşmasına uymadı yönetimi ele geçirip kanunları bile dikte etmeye başladı.
İslâmsever (!) Çin Taliban’ı hemen tanıma yolunda. İngiltere ağır davranıyor, kadim hesapçı siyasetini sürdürüyor.
Esas konuşması gereken, meselâ Afganistan dahil 57 İslâm ülkesinden (devletinden) oluşan İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İİT) sekreteryası ise, yıllardır taraflara “kavga etmeyin, barış yapın, biz de ülkenin kalıcı barış ve refahı için katkıda bulunmaya hazırız” falan deyip duruyordu.
İran’ın ne yapacağı, hareket şekli çok mühim. Pakistan ve İran arasındaki ülkenin daha birçok çatışmalar yaşayacağı hemen herkesin ortak görüşü.
Bundan bir ay kadar önce İran’ın önde gelen dini liderlerinden Ayetullah Lütfullah Safi Golpayegani, İran hükûmetini ve dünya devletlerini, Afganistan’ın önemli bir kısmının kontrolünü ele geçiren Taliban’a güvenilmemesi, bunun telafi edilemez sonuçlara (Türkçesi yàni aslı, Afganistan’ın Şiîler değil, Ehl-i Sünnet hâkimiyetinde olacağı) istikametinde uyarmıştı. İran’ın Ehl-i Sünnet düşmanlığından vazgeçmediği malûmâlileri. O hâlde baş fitne İran olacaktır.
Geçen gün düzenlenen basın toplantısında Taliban Sözcüsü Zabibullah Mücahit, “Dünya kamuoyuna, Birleşmiş Milletlere, tüm büyükelçiliklere, tüm komşularımıza, Afganistan topraklarının kimseye karşı kullanılmasına izin vermeyeceğimize dair teminat veriyorum” dedi,
Mücahit, Afganistan’da tüm tarafları kapsayacak bir hükûmet kurmak istediklerini de ifade ediyor, gûya korkuları izale niyetiyle kadınlar hakkında özel bir başlık açarak, “Afgan kadınlara haklarını “İslâmî temelde” sağlamayı taahhüt ediyoruz” diyordu.
AA’nın basın toplantısından aktardığına göre Mücahit “kadınların da aynı haklara sahip olacağını, kendi kurallarına göre kadınların eğitim, sağlık ve sair sahalarda, farklı işlerde çalışabileceklerini” aktarıyor, «Bizimle omuz omuza çalışacaklar. Beynelmilel kamuyu temin etmek istiyoruz ki; kadınlara karşı ayrımcılık olmayacak ama tabiî ki dinî hudutlar dahilinde» diyordu.
Bütün bunlara sevinmeli miyiz? Bizce biraz erken de olsa sevinmeliyiz. Fakat Taliban yönetimine Türkiye olarak önce bizim yardım etmemiz, Vahhâbilik, Selefilik ve Şiâ tesirlerinden arınmasını, neoharici IŞİD (DAESH) misâli keskin, sert ucube işlerden kaçınmalarını, Ehl-i Sünnet çizgisinin gerçeğini öğretmemiz şart.
Bunu yapabilir miyiz? “Olmak ya da olmamak işte bütün mesele” demişti W, Shakespeare. Türkiye’nin hâl-i hâzırdaki durumu elbette böyle bir mevkide rol almasına mani. Yine de asgari düzeyde bazı şeyler yapabiliriz.
Muhterem CB Recep Tayyip Erdoğan inşá’allah konuyu gündemde tutar, gereken adımları atar, attırır. Zira yarınlarda Afganistan Türkiye için İslâm kardeşliğine dayalı güvenli bir müttefik veya Allah korusun Şîa − Vahhâbilik tesirleriyle düşmanımız bir devlet de olabilir!..
Müslümanların ekseriyeti durumu “Afganistan, İslâm devleti oldu” şeklinde yorumlayıp sevindi. Bendeniz de bu kardeşlerimize iştirak edip “inşá’allah” demek isterdim ama durum çok azını anlattığımız üzere fena halde bulanık. Sevinmek için çok ama çok erken yàni.
Ayrıca «İslâm Devleti» nedir ne değildir sorsak, birçok kardeşimizin yeterli bilgiye sahip olmadığı ortaya çıkar. Zira henüz «devlet» nedir bilmeyen, hakkıyla bu müesses nizamı idrâk edememiş olanlarımız bile var.
Her neyse. Bendeniz, min gayr’i haddin şu anda «İslâm Devleti» sıfatına layık bir İslâm ülkesi göremiyorum.
Binaen’aleyh «İslâm Devleti», numunesi tarihte kalmış, Osmanlı ile tarihe karışmış, muallâk, ezoterik bir ucube gibi. Ve unutmayalım ki, Afganistan üzerinde bozuk mezheplerin eli var.
Hem bugüne dek irtibata geçmek bir yana tek bir fikir dahi serdetmedik ki bugün dost eli uzatabilelim. Yine de Allah’tan ümidimi kesmiyor, “İnşá’allah Taliban Afganistan için hayırlı olur” diyorum. 18.08.2021
YORUMLAR